Ülkemizde "paslaşan" iktidar ve muhalefet tablosunda sorunların büyüdüğü, çözümsüzlüğün derinleştiği, umutsuzluğun arttığı, herkesin siyasete küstüğü bir atmosfer var. Kronikleşen sorunlara iktidarın bir çözümü olmadığı gibi, ana muhalefetin de, Meclis içerisindeki diğer partilerin de herhangi bir çözümü yok.

Çözümsüzlük, iktidarı ve muhalefeti millete karşı doğal bir paslaşmaya itiyor.

Ardından danışıklı dövüş, kayıkçı kavgaları, rantı paylaşma gibi durumlar geliyor. Rantı paylaşanlar mutlu, millet ise mutsuz ve umutsuz kalıyor.

Türkiye'nin mevcut problemleri konusunda iktidar ne kadar suçluysa, o iktidarı 22 yıldır ayakta tutan, siyaseti 52'ye 48'e mahkum eden ana muhalefet de suçludur.

Ve iktidarı değiştirmek istiyorsak, önce muhalefet görevini hiçbir zaman yapmamış olan ana muhalefeti değiştirmekten başlamamız gerekiyor.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Halk TV'de Şirin Payzın'ın sunduğu, Barış Terkoğlu ve Seyhan Avşar'ın yorumcu olarak katıldığı 'Sözüm Var' programında bu konuda çok önemli değerlendirmelerde bulundu.

AKP ve CHP'den biri düşerse diğerinin de düşeceğini ifade eden BTP lideri Baş şunları söyledi:

"Türkiye'de ideolojiler üzerinde tepinen siyasi yapılanmalar var. Bu ideolojik bölünmelerin sebebi, bu kamplaşmalardan menfaat edinen kişilerin ortada oluşu."

"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 22-23 yıllık iktidarını aslında bu kamplaşmaya borçlu. Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi de bu ana muhalefet pozisyonunu aynı ideolojik kamplaşmaya borçlu. "Dolayısıyla ne oluyor burada; birisi düşmüş olursa diğeri de düşmüş oluyor. O yüzden ikisi de birbirinin ayakta kalmasını istiyor. İkisi de birbirinin sürekli aynı yerde kalmasını istiyor. Sen ana muhalefet kal, sen yavru muhalefet kal, sen iktidar kal gibi bir sinerji oluşturuyor. Çünkü 'böyle olursa biz pastadan payımızı alabiliriz' gibi bir imaj var."

İşte size iki seçeneğe mahkum edilen Türkiye tablosu…

İktidar da, ana muhalefet de kendi konumlarını korumaya çalışırken, bunu başarmak için biri diğerinin de konumunu korumaya çalışıyor.

Sonra da çözüm arayışında olan, umudunu kaybetmiş olan seçmene de dönerek, AKP'li yetkililer, "Bak eğer beni seçmezsen, CHP gelir", CHP'li yetkililer de "Beni seçmezsen AKP'yi iktidardan düşüremeyiz" dayatmasını yapıyorlar.

BTP lideri Baş'ın daha önce dediği gibi, CHP tabanını AKP karşıtlığı, AKP tabanını da CHP karşıtlığı ile yönlendiriyorlar. Yani son seçimlerde Cumhur İttifakı'na verilen yüzde 52 oy Erdoğan'ı beğendikleri için değil, Kılıçdaroğlu'nu istemedikleri için; ya da Millet İttifakı'na verilen yüzde 48 oy Kılıçdaroğlu'nu çok beğendikleri için değil, Erdoğan'ı istemedikleri için.

Bir de tutturmuşlar, "Oyları bölmeyin!" diyorlar.

Bu söylem de aslında iki seçeneğe mahkumiyet sisteminin prangası. Neden oylar bölünmesin? Anayasamızda yazan "demokratik" ifadesi zaten oyların bölünmesi için konulmadı mı? Oylar bölünmeyecekse o zaman bir Cumhuriyetten, demokrasiden, milli iradenin hakimiyetinden bahsedebilmek mümkün olur mu?

Aldanmayın bu safsatalara ve Türkiye'nin mutlu geleceği için BTP lideri Baş'ın belirttiği gibi, "Lütfen oyları bölün!" Bölün ki, demokrasi açığa çıksın.

Oylar bölünmediği zaman pratik olarak gördük ki, ülkemiz tüm yetkilerin tek elde toplandığı bir demokratik krallığa dönüştü.

Atatürk'ün bizlere miras bıraktığı tüm ilkeler devre dışı bırakıldı.

BTP lideri Hüseyin Baş'ın programda söylediği şu sözlerle yazımızı bitirelim:

"Türkiye'de ekonominin devletçi ekonomi olması gerektiğini savunan yegane siyasi parti Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Devletçi ekonomi Atatürk'ün tezi."

"Ben, 'laikliği kaldıralım' desem ne yaparsınız, hepimiz ortalığı ayağa kaldırırız. Peki devletçilik ilkesi bu ülkeden yok edildi. Hiçbir siyasi parti devletin de bir oyuncu olarak, regülatör olarak piyasada olması gerektiğini savunmuyor. Bunu bir tek biz savunuyoruz ve bu Atatürk'ün tezi atını çiziyorum. Atatürk'ün devletçilik ilkesi ortadan kaldırılırken niye laikliğe verdiğimiz tepkiyi vermiyoruz?"

"Burada sorgulanacak kişi ben değilim, sorgulanacak kişi 20 yıldır iktidarı iktidarda tutan muhalefet ve o muhalefeti muhalefette tutan iktidardır."

"Türkiye'de bugün yeni isimlermiş gibi ortaya çıkan insanlar da aslında 20 yıldan beri Meclis koltuklarını işgal eden insanlar, başka insanlar değil ki."

Evet, her vatandaşımızın artık dillendirdiği gibi Türkiye'de değişim şart ve bu değişimin olması için önce muhalefetin değişmesi lazım.

Muhalefet değişecek ki, iktidar değişsin.

Kimse sizi bundan sonra "oyları bölmeyin" diye kandıramasın, lütfen buna müsaade etmeyin.

QOSHE - Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! - Murat Çabas
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın!

18 14
22.03.2024

Ülkemizde "paslaşan" iktidar ve muhalefet tablosunda sorunların büyüdüğü, çözümsüzlüğün derinleştiği, umutsuzluğun arttığı, herkesin siyasete küstüğü bir atmosfer var. Kronikleşen sorunlara iktidarın bir çözümü olmadığı gibi, ana muhalefetin de, Meclis içerisindeki diğer partilerin de herhangi bir çözümü yok.

Çözümsüzlük, iktidarı ve muhalefeti millete karşı doğal bir paslaşmaya itiyor.

Ardından danışıklı dövüş, kayıkçı kavgaları, rantı paylaşma gibi durumlar geliyor. Rantı paylaşanlar mutlu, millet ise mutsuz ve umutsuz kalıyor.

Türkiye'nin mevcut problemleri konusunda iktidar ne kadar suçluysa, o iktidarı 22 yıldır ayakta tutan, siyaseti 52'ye 48'e mahkum eden ana muhalefet de suçludur.

Ve iktidarı değiştirmek istiyorsak, önce muhalefet görevini hiçbir zaman yapmamış olan ana muhalefeti değiştirmekten başlamamız gerekiyor.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Halk TV'de Şirin Payzın'ın sunduğu, Barış Terkoğlu ve Seyhan Avşar'ın yorumcu olarak katıldığı 'Sözüm Var' programında bu konuda çok önemli değerlendirmelerde bulundu.

AKP ve CHP'den biri düşerse diğerinin de düşeceğini ifade eden BTP lideri Baş şunları söyledi:

"Türkiye'de ideolojiler üzerinde tepinen siyasi yapılanmalar var. Bu ideolojik bölünmelerin sebebi, bu kamplaşmalardan menfaat edinen kişilerin ortada oluşu."

"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 22-23 yıllık iktidarını aslında bu kamplaşmaya borçlu. Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi de bu ana muhalefet pozisyonunu aynı ideolojik kamplaşmaya........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play