Eskilerin hayırlı evlat hayırsız evlat ölçüsü ana-baba hakkıyla şekillenirdi.Eğer evlat ana-babaya saygılıysa hayırlı evlattı.Eğer insanlar ona "hayırsız evlat" diyordularsa mutlaka ana-babaya saygısızdı da o yüzden o vasıfla anılırdı.Ben, biraz daha çerçeveyi genişletip, ana-baba saygısını başka bazı toplumsal olayların da sebep-sonuç denklemini ona bağlıyorum.Mesela, bereket kavramını, yani geçim rahatlığını da ana-babaya gösterilen saygı ve hürmete bağlıyorum.Aile içi huzuru,Aba-baba evlat ilişkilerini,Hatta, ömrün bereketini bile ana-baba saygısına bağlıyorum.Ya da şöyle diyeyim, bağlıyordum.Taa ki, bu doğru ve yerinde düşüncemin aslında ya bir hadis-i şerife, ya da bir büyük İslam aliminin düşüncesine dayandığı farkedinceye kadar.Böyle olunca şahsi düşüncem olmaktan çıktı ve İslamî bir hakikat oluverdi.-(Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur. Onlara karşı gelenin, âsî olanın ömrü bereketsiz ve kısa olur.). *-(Ana-babasını dîne uygun hizmetleriyle râzı eden kimse, Allah'ı râzı etmiş olur, onları gazaplandıran, Allah'ı gazaplandırmış olur).*-(Anasına-babasına âsî olan mel'ûndur).*-(Ana-babası, yanında ihtiyârladığı hâlde, [onların rızâlarını alamayıp] Cenneti kazanamayanın burnu sürtülsün).Allah yüce Kur'an'ında ana-baba saygısını neredeyse iman esaslarıyla aynı ciddiyette şart koşuyor.Buradaki "neredeyse" kaydını bir hataya düşmüş olmamam için eklediğimi ifade edeyim.Ana-baba hakkı konusunda Kur'an'da geçen ayetlerin kesin hüküm verme manasına gelen "kadâ" kelimesiyle başlaması düşündürücüdür."Ve kadâ rabbüke"; Rabbin asla değiştirilemeyecek, kesin (şu) kararı verdi ki... İsrâ Sûresi 23. ayeti bu şekilde başlıyor.Dahasa, anne-baba saygısı, ibadeti sadece ve sadece Allah'a yapma meriyle peşpeşe sıralanıyor.Ondandır, kimi İslam alimleri birbirinin tamamlayıcısı kuralları sıralar.Ne demek?Şu demek.Bu kurallardan biri olmayınca diğeri de olmuyor.Kur'ân-ı kerîmde 3 şey, 3 şeyle beraber bildirildi. Biri yapılmazsa, ikincisi kabûl olmaz. 1-Peygambere itâ'at edilmezse, Allaha itâ'at edilmiş olmaz. 2-Ana-babaya şükredilmedikçe, Allahü teâlâya şükredilmiş olmaz. 3-Malın zekâtı verilmedikçe, namazlar kabûl olmaz. Yüce Allah kendi hukukunu anne-babanın hukukuyla eş tutuyor.Anne-baba hakları konusunda Kur'an'da geçen ayetlerden biri de İsra Sûresi'ndeki şu ayettir."Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara "öf" bile deme ve onları azarlama. İkisine de tatlı ve güzel söz söyle. İkisine de acıyarak tevazu kanatlarını indir. Ve şöyle de: "Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et" (İsrâ, 1723-24)Ayet-i kerimeyi biraz daha açarsak.Anne-baba hakkında dikkat etmemiz gereken kurallar ayette şöyle sıralanıyor.1-anne-babaya iyilik etmek.2-Onlara "of" bile dememek.3-Onları azarlamamak.4-Onlara güzel sözler söylemek.5-Tevazu kanatlarını onlar için indirmek.6-Onlar için hayır duada bulunmak.İşte size ve bize anne-baba hakları.Peki bu saydıklarımdan ibaret mi bütün bu haklar.Değil tabi.Hadis-i şeriflerde geçen anne-baba hakları ayetteki sıralanışın biraz daha açık hale getirilmişi.Bir internet sitesinde bu konuda yapılmış bir çalışmadan dikkatime dakılanları da sizinle paylaşmak isterim.*(Yâ Resûlallah, yaşlı anama elimle yedirip içiririm. Abdestini aldırır, sırtımda taşırım. Hakkını ödemiş olur muyum) diye soran kişiye buyurdu ki:(Hayır yüzde birini bile ödemiş olamazsın. O sana, yaşaman için hizmet ediyordu, sen ise, ölümünü bekliyerek hizmet ediyorsun. Ancak Allahü teâlâ, bu az iyiliğine karşılık çok sevâb ihsân eder).*(Anam-babam çok şefkatsız, onlara nasıl itâ'at edeyim) diyen bir kimseye, Resûlullah efendimiz buyurdu ki:(Anan seni dokuz ay karnında gezdirdi. İki yıl emzirdi. Seni büyütünceye kadar koynunda besledi ve sakladı, kucağında gezdirdi. Baban da seni büyütünceye kadar birçok zahmete katlandı. İdâre ve mâişetini temîn etti. Sana dînini, îmânını öğretti. Seni islâm terbiyesi ile büyüttü. Şimdi nasıl olur da, şefkatsiz olurlar? Bundan daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu?).(Agâh olun, büyük günâhların en büyüklerini haber veriyorum. Bunlar Allaha şirk koşmak, ana-babaya âsî olmaktır.) [Buhârî]*(Allahü teâlâ, Kıyâmette üç zümreye rahmet nazarıyla bakmaz: Ana-babasına karşı gelen, içki içen ve yaptığı iyiliği başa kakan kimse.) [Buhârî]*(Ana-babaya karşı gelmek büyük günâhtır.) [Buhârî] *Hz.Muâz, Resûlullah efendimize sordu:- Minbere çıkarken üç kere âmin demenizin sebebi nedir?- Cebrâil aleyhisselâm geldi "Ramazan ayına yetiştiği halde [günahları] mağfiret olunmadan ölen kimse ateşe girsin" dedi. Ben de âmin dedim. Sonra "yanında senin adın anıldığı halde sana salevât getirmiyen kimse ateşe girsin" dedi. Ben de âmin dedim. Daha sonra "ana-babasına veya ikisinden birine yetiştiği halde onların hakkını gözetmeden ölen, ateşe girsin " dedi. Ben de âmin dedim). devam edecek....

QOSHE - Ana-baba hakları -1 - Müslim Karabacak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ana-baba hakları -1

20 9
25.04.2024

Eskilerin hayırlı evlat hayırsız evlat ölçüsü ana-baba hakkıyla şekillenirdi.Eğer evlat ana-babaya saygılıysa hayırlı evlattı.Eğer insanlar ona "hayırsız evlat" diyordularsa mutlaka ana-babaya saygısızdı da o yüzden o vasıfla anılırdı.Ben, biraz daha çerçeveyi genişletip, ana-baba saygısını başka bazı toplumsal olayların da sebep-sonuç denklemini ona bağlıyorum.Mesela, bereket kavramını, yani geçim rahatlığını da ana-babaya gösterilen saygı ve hürmete bağlıyorum.Aile içi huzuru,Aba-baba evlat ilişkilerini,Hatta, ömrün bereketini bile ana-baba saygısına bağlıyorum.Ya da şöyle diyeyim, bağlıyordum.Taa ki, bu doğru ve yerinde düşüncemin aslında ya bir hadis-i şerife, ya da bir büyük İslam aliminin düşüncesine dayandığı farkedinceye kadar.Böyle olunca şahsi düşüncem olmaktan çıktı ve İslamî bir hakikat oluverdi.-(Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur. Onlara karşı gelenin, âsî olanın ömrü bereketsiz ve kısa olur.). *-(Ana-babasını dîne uygun hizmetleriyle râzı eden kimse, Allah'ı râzı etmiş olur, onları gazaplandıran, Allah'ı gazaplandırmış olur).*-(Anasına-babasına âsî olan mel'ûndur).*-(Ana-babası, yanında ihtiyârladığı hâlde, [onların rızâlarını alamayıp] Cenneti kazanamayanın burnu sürtülsün).Allah yüce Kur'an'ında ana-baba saygısını neredeyse iman esaslarıyla aynı ciddiyette şart koşuyor.Buradaki "neredeyse" kaydını bir hataya düşmüş olmamam için eklediğimi ifade edeyim.Ana-baba hakkı konusunda Kur'an'da geçen ayetlerin kesin hüküm verme manasına gelen "kadâ" kelimesiyle başlaması düşündürücüdür."Ve kadâ rabbüke"; Rabbin asla değiştirilemeyecek, kesin (şu) kararı verdi ki... İsrâ........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play