Ben köylüyüm, hani şu "Milletin efendisi",
Hah, işte o köylünün birebir kendisi.
Buyurun onun kısa bir hikayesi,
Helalinden geçinmekti onun tek gayesi.
Sofrasında eksik olmazdı yemeği,
Değerini de hep bulurdu hani emeği,
Vadeydi, faizdi hiç ama hiç bilmezdi,
Asır geçse kapısına haciz icra gelmezdi.
Çekti senetti onun tek bir sözü,
Olmazdı komşunun malında gözü.
Devletçe borcu hiç silinmeyen,
Yıl sonu gelse de erzakı eksilmeyen,
Kapısı ve gönlü misafire her an hazır,
"Tanrı misafiri"ne gözleri nâzır,
Efendiden daha bir beyefendi,
Bütün zorluğu yenerdi kendi,
İşte böyle idi bir vakitler efendi köylü,
Kaytan bıyıklı, çakır gözlü, selvi boylu
Sonradan başa gelen idareciler,
"Benim köylüm", ve bir sürü inciler.
Doğduğuna oldu köylü pimpişman,
Ne yaptıysa yaptı işte "o şişman".
Öküzünü traktörün faizine,
Damını tohumun rehinine,
Bağ-u bostanı gitti vade farkına,
Uymaya mecbur kaldı piyasanın çarkına,
Bu dertlerden başı dik çıkmaya kalkışınca,
Yıkıldı, sap ve saman birbirine karışınca,
Efendilik kalmadı artık ortada,
Bir baktık ki köylü zokalı oltada.
Oltanın bir ucu bankada, diğeri ihtikarda.
Kalmadı eli artık ne yağda ne de kârda.
Oldu mu artık köylü ağa, merhametlik,
Bütün işleri şimdi "bizahmetlik"
Şehirde holding sahibi oldu dünün marabası,
Giydiği her elbisenin renginde arabası,
Dünün çobanı olunca şehirde efendi,
Köylünün bütün umutları bir bir tükendi.
İşte tam da bu sırada çıktı ortaya IMF,
Sayesinde haciz geldi, mala mülke hatta KeNF.
Artık yasaktır tütün, şeker pancarı,
Kim kurtaracak köylü naçarı.
Bütün umutların bittiği bir yerde,
Çare sundu BTP her derde.
Bu millet her tarihte buldu bir kahraman,
Koca bir ulus dilerken elaman.
Geçmişte bu yolla bulmuş her derde çare
Herkes çalışmalı, dolaşmak yok avare.
Bizim tek dostumuz biziz yine
Sevmektir işin aslı, yer yok nefrete kine
Şu olsun şimdilik son sözümüz,
Topyekün aydın olsun gözümüz.
Gelin bir olalım Hüseyin BAŞ ile,
Dost olmayalım artık nebbaş ile.