"Bugün müslümanlar arasında yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlardan biri: «Allah'tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed'in O'nun rasûlü olduğuna şahitlik ederim» diyecek olsa, o bu sözüyle müslüman olmaz. Çünkü herkes biliyor ki aramızda yaşayan her Yahudi ve Hıristiyan bunu söylemektedir. Kendisinden bu sözüyle ilgili açıklama istediğiniz zaman: «Muhammed, Allah'ın size gönderdiği rasûlüdür, İsrailoğullarına değil» derler. Buna delil olarak da şu âyeti zikrederler: «Ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur» (Cuma, 2).
Derler ki: «Âyette sözkonusu edilen "ümmîler", Ehl-i Kitap olmayanlardır.»
(Ümmî; anadan doğmuş gibi, okuma yazma bilmeyen demektir, Resulullah'ı ümmî, okuma yazma bilmeyen ilan etmek doğru değildir.
Ümmî Mekkeli demektir, çünkü Mekke'nin bir ismi de köylerin anası anlamında; 'ümmü'l kura'dır.
Hadis-i şerif'de; Allah alemi/kainatı Mekke'den başlayan bir yayılma ile genişlettiği ifade edilir.
Kâinatın anası (ümm) Mekke'dir).
Yaptıkları bu açıklamadan da anlıyoruz ki onlardan biri böyle bir sözü söylediğinde bu onun İslâm'ı kabul ettiğine delil değildir. O halde onlardan birinin müslüman olduğuna hükmedebilmemiz için bu söze ilâve olarak kendi dininden tamamen uzak, beri olduğunu, onun kurallarını terk ettiğini de ilan etmesi gerekir.
Mesela; Hıristiyan ise, «Ben, hristiyanlıktan (tamamen) berîyim», Yahudi ise, «Ben yahudilikten (tamamen) beriyim» demesi gerekir. Kendi inancına muhalif olan bu sözü ilave ettiği zaman ancak Müslüman olduğuna hükmederiz."
İmam-ı Azam Ebû Hanîfe (r.a) şöyle buyurur: "Allah'tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed'in O'nun rasûlü olduğuna şahitlik edip Peygamber (s.a.v) Efendimiz'in Allah katından getirdiği her şeyi ikrâr etmedikçe, sadece kelime-i şehadeti söylemeleri, Hıristiyan ve Yahûdilerin İslâm'a girmeleri için kâfi değildir. Hristiyan ise «Hristiyanlıktan berîyim», Yahudi ise, «yahudilikten beriyim» demesi de gerekir. Bunu söyleyince müslüman olur."
**
Her asırda olduğu gibi yaşadığımız bu; doğru-yanlış ayracına uğramadan son surat zihinlere sirayet eden kirli bilgi, bireylerin kolay savrulmasına sebep olabiliyor.
Allah Resulü'nun ümmetini ikaz için yaşanacak her çağa gönderdiği ikazların, yani kıymet alametlerinin çoğunu bilfiil yaşadığımız bu asırda "aldatıcı yıllar" ikazını daha bir önemsememiz lazım.
Çok kolay kanıyoruz.
Cebimizde taşıdığımız bir nesnenin değeri, ya kaybedersen endişemiz kadardır.
Eğer günümüz müslümanı dinî değerlerini değersiz bir kağıt parçası gibi görüyorsa vay halimize.
Dinî hassasiyet demek olan "takva" ancak bize doğru ile yanlışı hak ile batılı ayırt etme, "tefrik" melekesini kazandırır.
Vardır inşaallah.
Fikir birliği yada zaman değişse de değişmez hakikat
26
4
22.12.2023
"Bugün müslümanlar arasında yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlardan biri: «Allah'tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed'in O'nun rasûlü olduğuna şahitlik ederim» diyecek olsa, o bu sözüyle müslüman olmaz. Çünkü herkes biliyor ki aramızda yaşayan her Yahudi ve Hıristiyan bunu söylemektedir. Kendisinden bu sözüyle ilgili açıklama istediğiniz zaman: «Muhammed, Allah'ın size gönderdiği rasûlüdür, İsrailoğullarına değil» derler. Buna delil olarak da şu âyeti zikrederler: «Ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur» (Cuma, 2).
Derler ki: «Âyette sözkonusu edilen "ümmîler", Ehl-i Kitap olmayanlardır.»
(Ümmî; anadan doğmuş gibi, okuma yazma bilmeyen demektir, Resulullah'ı ümmî, okuma yazma bilmeyen ilan etmek doğru değildir.
Ümmî Mekkeli demektir, çünkü Mekke'nin bir ismi de köylerin anası anlamında; 'ümmü'l kura'dır.
Hadis-i şerif'de; Allah........
© Yeni Mesaj
visit website