Gerek fikrî/inançsal gerek coğrafi, İngilizlerin İslam alemi üzerinde yaptıkları netice odaklı faaliyetleri düşünmek ve anlamak anlayabilmek, asıl mesele.



İslam'ın ruhunu/özünü hedef alan faaliyetlerini Hindistan merkezli yaptılar.



Mesela bizdeki Hindîler (lütfen yılbaşında kesilen hayvanla karıştırmayalım).



Hint uleması.



Ve İslam'ın kalbi mesanede bir coğrafya ve etrafındaki a'za-i cevarih.



Bu ana fikir etrafında zihnimde oluşan cümleleri harmanlarken, önüme bir çalışma çıktı.



Dr. Abdulkadir Turan imzalı bir çalışma.



Kendilerini tanımam, ama çalışması hoşuma gitti.



Ülkemizde cemaat nâm yapılanmalarının neresinde bilmem, cemaatler ise malum.



***



Şöyle başlıyor cümlelerine Turan.



İngilizlerin İslam aşkı.



İngilizlerin, İslam dünyasını istila etmek, zayıf bırakmak ve ellerinde tutmak için yaptıkları İslam dünyası araştırmalarını beş isim üzerinden anlatmak mümkündür:





1. Sir Thomas Arnold





1864 doğumlu Arnold, ilk eğitiminin ardından Hindistan'daki Aligarh Koleji'nde felsefe öğretmenliği yapmıştır. Sir Ahmet Han'ın Aligarh Koleji ise İslam dünyasında pozitivist, mealci ve nihayetinde tarihselci akımın çekirdeğini oluşturmuştur.



Arnold, 1909-1920 yılları arasında İngiltere'de Hindistan'dan gelen öğrencilere öğretim danışmanı olarak çalışır. İslam Ansiklopedisi'nin ilk İngiliz editörü olur, 1921'de Londra Üniversitesi'nde Arap ve İslâm araştırmaları dalında öğretim görevlisi olarak atanır, aynı yıl o güne kadar Hindistan'da verdiği felsefe eğitimi ve İslam dünyasından öğrencilere yaptığı danışmanlık, Büyük Britanya açısından büyük bir hizmet olarak görülür ve kendisine "Sir" unvanı verilir. Acaba Arnold, Müslüman öğrencilere nasıl bir danışmanlık hizmeti yaptı ki onunla "Sir" unvanını kazandı?



1930'da ölünceye kadar Londra Üniversitesi'ndeki görevine devam eden Arnold'ın dikkati İslam'ın yayılışı üzerindedir. En önemli eseri iki ciltlik İslam'ın Yayılış Tarihi'dir. İslam dünyasının 20. Yüzyıldaki büyük düşünürlerini de etkileyen bu eserde Arnold, İslam'ın yayılışı altındaki etkenleri tarihsel olarak anlatmaya çalışır, gerçekte İslam'ın insanı etkileme gücünü keşfetmek ister. Ona "Sir" unvanını kazandıran; bu etkiyi kıracak, anlamsızlaştıracak yeni bir anlayışın, Müslümanlar arasında yayılmasına yaptığı katkıdır.



Aligarh okulu, eğitim sisteminde pozitivistçe bir inanışla İslam'ın mana yönünü öldürüyor, İslam'ı sıradan bir ideoloji hâline getiriyor ve dolayısıyla etkisizleştiriyordu. Bu okulun etkileri mealcilik boyutuna geldiğinde ise artık Müslüman, tabii olarak deistleşiyor ve İngilizlerin tam da istedikleri gibi:



Bu tür bir "Müslüman", dine inanıyor ama din onun yaşamında görünmüyor. Allah'a inanıyor, bunun için sosyalist olmuyor ama Allah'a inanması, onun İngiliz sömürgeciliğine karşı bir medeniyet arayışına da sevk etmiyor.



Arnold, Pakistanlı Fazlurrahman'ın hocası değildir. Ama Fazlurrahman, İngiltere´de okumuş, dolayısıyla Arnold'ın öncülüğünü yaptığı İngiliz öğrenci danışmanlığıyla yetişmiş bir teologdur (ilahiyatçı). Fazlurrahman´ın din anlayışında da aslında din, bir pratik olarak yoktur, sadece teoloji (ilahiyat tartışmaları) olarak vardır. Dolayısıyla sünnet değildir, sadece zihinsel bir çalışmadır ve neticede o tür bir Müslüman, sadece 'küresel bir beşer'dir, onun kendine has bazı inanışları varsa da bir yaşam tarzı, dolayısıyla bir tepkisi ve Batı uygarlığı karşıtlığı söz konusu değildir. Dolayısıyla onun bir davası olamaz, olsa bile o dava Batılıları etkileyip Müslümanlaştırmaz. Sonuçta böyle bir anlayışla İslam daveti diye bir şey de Batı´da sorun olmaz.



Arnold, bu sonucu doğuracak çalışmalar yaptığı hâlde onun İslam'la ilgili anlatımları Müslümanlar tarafından İslam'a hayranlığı gibi yorumlanmıştır.





2. Arnold J. Toynbee





1889 doğumlu Toynbee, İngilizlerin İslam üzerinde uzmanlaşma döneminin en önemli isimlerindendir. O, aynı zamanda dikkatini Hindistan'dan Türkiye ve Arap İslam dünyasına çeviren Büyük Britanya İmparatorluğu'nun bu yeni sahasına uygun ilk çalışmalar üretenlerdendir.



Konuyu Arnold´ın kaldığı yerden almış, İslam'ın yayılışı üzerinde değil, medeniyet kurma kabiliyeti üzerinde odaklanmıştır.



Toynbee, I. Dünya Savaşı yıllarında İngiliz Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Savaş ve Propaganda Bürosu'nda çalışmış. Sonraki süreçte de Batı medeniyetinin nasıl kalıcı olabileceği üzerinde ısrarla durmuştur. Onun 1975'te ölünceye kadar İslam'la ilgili anlatımları hep bu odakta kaldığı hâlde İslam'ın meydan okuma kabiliyeti ile ilgili görüşleri adeta İslam dostluğuna yorumlanmıştır. Türkiye'de de büyük ilgi görmüştür.



***



Bizdeki kimi ilahiyatçıların düşünce dünyalarını inşa edenlerden ikisi...



Dahası var.












QOSHE - İngilizlerin "İslam Alemi" kara sevdası... - Müslim Karabacak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İngilizlerin "İslam Alemi" kara sevdası...

62 36
27.01.2024





Gerek fikrî/inançsal gerek coğrafi, İngilizlerin İslam alemi üzerinde yaptıkları netice odaklı faaliyetleri düşünmek ve anlamak anlayabilmek, asıl mesele.



İslam'ın ruhunu/özünü hedef alan faaliyetlerini Hindistan merkezli yaptılar.



Mesela bizdeki Hindîler (lütfen yılbaşında kesilen hayvanla karıştırmayalım).



Hint uleması.



Ve İslam'ın kalbi mesanede bir coğrafya ve etrafındaki a'za-i cevarih.



Bu ana fikir etrafında zihnimde oluşan cümleleri harmanlarken, önüme bir çalışma çıktı.



Dr. Abdulkadir Turan imzalı bir çalışma.



Kendilerini tanımam, ama çalışması hoşuma gitti.



Ülkemizde cemaat nâm yapılanmalarının neresinde bilmem, cemaatler ise malum.



***



Şöyle başlıyor cümlelerine Turan.



İngilizlerin İslam aşkı.



İngilizlerin, İslam dünyasını istila etmek, zayıf bırakmak ve ellerinde tutmak için yaptıkları İslam dünyası araştırmalarını beş isim üzerinden anlatmak mümkündür:





1. Sir Thomas Arnold





1864 doğumlu Arnold, ilk eğitiminin ardından Hindistan'daki Aligarh Koleji'nde felsefe öğretmenliği yapmıştır. Sir Ahmet Han'ın Aligarh Koleji ise İslam dünyasında pozitivist, mealci ve nihayetinde tarihselci akımın çekirdeğini oluşturmuştur.



Arnold, 1909-1920 yılları arasında İngiltere'de Hindistan'dan gelen öğrencilere öğretim danışmanı olarak çalışır. İslam Ansiklopedisi'nin ilk İngiliz editörü olur, 1921'de Londra Üniversitesi'nde Arap ve İslâm araştırmaları dalında öğretim görevlisi olarak atanır, aynı yıl o güne kadar Hindistan'da verdiği felsefe eğitimi ve İslam........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play