Değişik Hadis-i şeriflerde Rahmet ve Şefaat peygamberinin şu ölçü cümlesini görürüz; ...siz "ehl-i kitaba muhalefet ediniz"

Mesela:

"Yahudiler ve Hıristiyanlar saçlarını boyamazlar, (siz boyayarak) onlara muhalefet edin."

Hz. Peygamber (as)'ın ehl-i kitap muhalefeti öyle ciddi idi ki, ehl-i kitap şunu demek zorunda kaldı:

"Bize muhalefet etmedik bir şey bırakmadı."

Bütün bu ölçülerin yanında, bana göre İslam'ın ehl-i kitaba en büyük muhalefeti Allah'a yönelme konusunda, yani Kıble seçilen mekan konusundadır.

Bu konudaki ayetlerden önce, ayetlerin "sebeb-i nüzûlü" hakkında bilgi verelim.

Resulüllah Medine'ye geldikten sonra Müslümanlar on altı ay kadar Kudüs'e yönelerek namaz kıldılar. Bu durum Yahudilerin şımarmalarına, "Muhammet ve ashabı kıblelerinin neresi olduğunu bilmiyorlardı, biz onlara yol gösterdik" gibi laflar etmelerine ve bunu etrafa yaymalarına sebep olmuştur. Resulüllah, Allah'tan İslam'a kendi kıblesinin verilmesini niyaz etti. İşte bundan sonra Kudüs'ten Kâbe'ye dönülmesi emri geldi. Bunun üzerine Yahudiler ve münafıklar tekrar ileri geri konuşmaya başladılar.

Aşağıdaki ayetler bunun üzerine nazil oldu.

* "İnsanlardan bir kısım beyinsizler; Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyeceklerdir. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir."

* "İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık. (Senin arzulayıp da şu anda) yönelmediğin kıbleyi (Kâbe'yi) biz ancak Peygamber'e uyanı, ökçeleri üzerinde geri dönenden ayırt etmemiz için kıble yaptık. Bu, Allah'ın hidayet verdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir. Zira Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir."

* "(Ey Muhammet!) Biz senin yüzünü göğe çevirmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey Müslümanlar!) siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir."

* "Yemin olsun ki (habibim!) sen ehl-i kitaba her türlü ayeti (mucizeyi) getirsen, yine de onlar senin kıblene dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler. Sana gelen bu ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, işte o zaman sen hakkı çiğneyenlerden olursun."

Bakara Sûresi 142. ayetten 145. ayete kadar olan bu ayetler İslam'ın ve Müslümanların ehl-i kitap denen Yahudi ve Hıristiyanlara en büyük muhalefeti koyan ayetleridir.

145. ayette geçen "Yemin olsun ki (habibim!) sen ehl-i kitaba her türlü ayeti (mucizeyi) getirsen yine de onlar senin kıblene dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin."

Son ve net çizgidir.

Bugün ehl-i kitaba iftar ve benzeri ikramlarda bulunanlar kıble konusunda da tavırlarını göstermek zorundadırlar.

Yani iftar sonrası topluca Kudüs yönüne dönüp bu "süreci" tamamlamaları gerekmez mi?

İslam tarihinde benzeri görülmemiş bu, en iyimser ifadeyle "gaflet hali" korkarım bir gün bunu da pratiğe dökecektir.

Gidişat bunu göstermiyor mu?

Bir çok işte olduğu gibi buna da "var bir hikmeti" diyecek nice adamlar var.

QOSHE - İslam'ın Ehl-i Kitap'a ilk ve en büyük muhalefeti kıble - Müslim Karabacak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İslam'ın Ehl-i Kitap'a ilk ve en büyük muhalefeti kıble

17 1
14.01.2024

Değişik Hadis-i şeriflerde Rahmet ve Şefaat peygamberinin şu ölçü cümlesini görürüz; ...siz "ehl-i kitaba muhalefet ediniz"

Mesela:

"Yahudiler ve Hıristiyanlar saçlarını boyamazlar, (siz boyayarak) onlara muhalefet edin."

Hz. Peygamber (as)'ın ehl-i kitap muhalefeti öyle ciddi idi ki, ehl-i kitap şunu demek zorunda kaldı:

"Bize muhalefet etmedik bir şey bırakmadı."

Bütün bu ölçülerin yanında, bana göre İslam'ın ehl-i kitaba en büyük muhalefeti Allah'a yönelme konusunda, yani Kıble seçilen mekan konusundadır.

Bu konudaki ayetlerden önce, ayetlerin "sebeb-i nüzûlü" hakkında bilgi verelim.

Resulüllah Medine'ye geldikten sonra Müslümanlar on altı ay kadar Kudüs'e yönelerek namaz kıldılar. Bu durum Yahudilerin şımarmalarına, "Muhammet ve ashabı kıblelerinin neresi olduğunu bilmiyorlardı, biz onlara yol gösterdik" gibi laflar etmelerine ve bunu etrafa yaymalarına sebep olmuştur. Resulüllah, Allah'tan İslam'a kendi kıblesinin verilmesini niyaz etti. İşte bundan sonra Kudüs'ten Kâbe'ye dönülmesi emri geldi. Bunun üzerine Yahudiler ve münafıklar tekrar ileri geri konuşmaya başladılar.

........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play