Hüdeybiye Barış Antlaşması sonrası rahmet ve şefaat Nebisi Allah'ın Resulü, hem Ehl-i Kitab'ı (Yahudi ve Hıristiyan) ve hem de başkaca değişik inançlara mensup birçok devlet başkanını, gönderdiği "mektuplar" ile İslam'a davet etmiştir.

Gerek davet için tercih edilen hitap şekli/metin ve gerekse de mesajı muhataba sunacak kişi seçimi her asrın İslam tebliğcisi için pörsümez/eskimez bir ölçü olsa gerektir.

Tebliğ ve tebliğci uyumu.

Filhakika, tebliğci karakterini en güzel Kur'an belirliyor desek hiç de mübalağa etmiş olmayız:

...Alametleri, yüzlerinde secdeden oluşan izdir...(Fetih, 29).

"Kişiliği/karakteri yüzündeki secde izi", ne çok özlenen kişidir o, her asırda.

Hele de bu asırda.

Sokak şöyle dursun mescidlerde var mı ki, gönül dünyamıza rahmet yağmuru ile sulayacak simalar?

Pavlusî teologlar (kilise hatırına) reddetse de ben çok önemserim "kıyamet alametlerini."

"Ve zehabu'ssalihin."

"Salih kulların toplumdan çekip gitmesi."

O meşhur tabirle; o iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler...

İşte Allah'ın Resulü bu özellikteki sohbet arkadaşlarını (sahabiyi) gönderdi bu kutlu görev için, farklı inançlara mensup devlet başkanlarına; Tevhid'e davet için.

Bir başka Muhammedî (s.a.a) duruş var bu davet mektuplarında.

Muhatabın;

Konumu,

Vizyonu,

Misyonu,

Promosyonu... her ne olursa olsun, tebliğ etmekle görevli olduğu bütün hakikatlere, zerre taviz vermeden karşı tarafı davet etmek.

Olmazsa olmazı ise şudur.

"Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah'ın Resulüdür."

Orijinali;

"Lâ ilâhe illallah Muhammed'ürResulüllâh."

Muhatabı, bugünün dünyasında ABD Başkanı Biden konumunda Herakliyüs olsa da;

"İbrahim Halilullah" cümlesini koymamıştır.

Ehl-i Kitab'a gönderilene bu davet mektuplarının nihai cümlesi ayet-i kerimede ayrı bir anlam taşır.

Al-i İmran suresi 64. ayet.

Ahır zamanın en büyük fitnesi Dinlerarası Diyalog projesini misyon olarak üstlenenler bu ayeti olabildiğince manasını değiştirerek malzeme yaptılar, dillerine doladılar.

Allah Resulü manasına uygun olarak, müşrik Ehl-i Kitab'ı bu ayetle tevhide davet ederken, diyalogcu kesim ise bu ayeti, Ehl-i Kitab'ı "ehl-i necat" yani cennetlik ilan etmek için delil gösterdiler.

Daha da ileri gittiler ve "bu ayette; "Muhammed Allah'ın Resulüdür" şartı yok, diyerek tevhid kelimesinin ikinci kısmını tamamen yok saydılar.

O mektuplardan iki örnek;

İlki Ehl-i Kitab'a, ikincisi Mecusilere.

** *

Allah'ın kulu ve Rasûlü Muhammed'den, Romalılarınbüyüğü Herakliyüs'e!..

Hidayete tâbî olanlara selâm olsun! Ben seni İslâm'a dâvet ediyorum. İslâm'a gir ki, selâmete eresin ve Allah da sana ecrini iki kat versin! Eğer kabul etmezsen, (teb'an olan) çiftçilerin günahı senin boynuna¬dır.

«De ki: Ey kitâb ehli! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze (Kelime-i Tevhîd'e) geliniz. Allah'tan baş¬kasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın! Eğer yüz çevirirlerse, işte o zaman; «Şâhid olun ki, (sadece) biz müslümanlarız!» deyiniz!» (Âl-i İmrân, 64)"

** *

Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla!

Allah'ın Rasûlü Muhammed'den, Fars'ın büyüğü Kisrâ'ya.

Selam hidayete tâbi olup Allah ve Rasûlü'ne iman eden, Allah'tan başka ilah bulunmayıp, O'nun ortağının olmadığına ve Muhammed'in de Allah'ın kulu ve Rasülü olduğuna şahitlik yapanların üzerine olsun! Seni Allah'ın davetiyle davet ediyorum. Muhakkak ki ben, Allah'ın bütün insanlara göndermiş olduğu Rasûlüyüm. Görevim, diri olan kimseleri uyarmaktır. Ve azap kâfirlerin üzerine vaki olacaktır. Müslüman olursan kurtulursun; eğer Müslüman olmazsan ateşe tapanların günahı senin boynunadır."

** *

Son nefes niyetine;

"Lâ ilâhe illallah Muhammed'ürResulüllâh."

QOSHE - Lâ ilâhe illallah Muhammed'ür Resulüllâh - Müslim Karabacak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Lâ ilâhe illallah Muhammed'ür Resulüllâh

4 0
19.12.2023

Hüdeybiye Barış Antlaşması sonrası rahmet ve şefaat Nebisi Allah'ın Resulü, hem Ehl-i Kitab'ı (Yahudi ve Hıristiyan) ve hem de başkaca değişik inançlara mensup birçok devlet başkanını, gönderdiği "mektuplar" ile İslam'a davet etmiştir.

Gerek davet için tercih edilen hitap şekli/metin ve gerekse de mesajı muhataba sunacak kişi seçimi her asrın İslam tebliğcisi için pörsümez/eskimez bir ölçü olsa gerektir.

Tebliğ ve tebliğci uyumu.

Filhakika, tebliğci karakterini en güzel Kur'an belirliyor desek hiç de mübalağa etmiş olmayız:

...Alametleri, yüzlerinde secdeden oluşan izdir...(Fetih, 29).

"Kişiliği/karakteri yüzündeki secde izi", ne çok özlenen kişidir o, her asırda.

Hele de bu asırda.

Sokak şöyle dursun mescidlerde var mı ki, gönül dünyamıza rahmet yağmuru ile sulayacak simalar?

Pavlusî teologlar (kilise hatırına) reddetse de ben çok önemserim "kıyamet alametlerini."

"Ve zehabu'ssalihin."

"Salih kulların toplumdan çekip gitmesi."

O meşhur tabirle; o iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler...

İşte Allah'ın Resulü bu özellikteki sohbet arkadaşlarını (sahabiyi) gönderdi bu kutlu görev için, farklı inançlara mensup devlet başkanlarına; Tevhid'e davet için.

Bir başka Muhammedî (s.a.a) duruş var bu davet........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play