Kureyş müşrikleri, İslamiyet'in yayılmasını önlemek için her çareye, her yolsuzluğa başvurdular.


Bugünün ehli kitabı gibi.


Peygamberimizin mensup bulunduğu ailenin Kureyş aileleri arasındaki üstün şerefini bile inkara kalkıştılar


Medineli Müslümanlardan bazıları, Peygamberimize gelerek: "Biz, senin kavminden işittik. Onlardan birisi: (Muhammed, süprüntü içinde biten hurma ağacına benzer!) diyordu" dediler


Peygamberimiz, onlara: "Ben kimim?" diye sordu.


"Sen, Allah'ın Resûlüsün!" dediler.

Peygamberimiz: "Ben, Abülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın oğlu Muhammed'im!


Yüce Allah, mahlukatı yarattı.

Beni, onların en hayırlısından kıldı.


Sonra, onları, iki kısma ayırdı.


Beni, o iki kısmın en hayırlısından getirdi.


Sonra, onları kabilelere ayırdı


Beni, o kabilelerin en hayırlısı olan bir kabileden getirdi. Sonra, kabileleri, evlere, ailelere ayırdı

Beni, o evlerin, ailelerin en hayırlısı olan bir aileden vücuda getirdi.


Ben, sizin, aile yönünden de, en hayırlınızım! Mergubluk, şeref ve şanlılık yönünden de, sizin en hayırlınızım!" buyurdu. (*Ahmed b. Hanbel- Müsned, c.4, s.166


Bunu, Hz. Abbas da, Kureyş müşriklerinden işitip Peygamberimize duyurmuştu.


Peygamberimiz de, minberde ayakta dikilerek: "Ben kimim?" diye sormuştu.


"Sen, Allah'ın Resulüsün! sana selam olsun!" demişler. Peygamberimiz: "Ben, Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın oğlu Muhammed'im!.." diye başlayan yukarıdaki hadislerini irad buyurmuşlardır (Tirmizi- Sünen, c.5, b, 243244).


Hz. Aişe der ki: "Resulullah, Medine'ye gelince, Kureyş müşrikleri, Resulullah'ı hicve (nazmen zem ve tahkîr) etmeye başladılar.


Ensarı da, O'nunla birlikte hicvettiler


Bunun üzerine, Resulullah, Hassan b. Sabit'e: (Sen de, onları hicvet! Hicv et ama, Amcamın oğullarını hicv ederken, onun, döne dolaşa bana da, gelip dokunmasından korkarım!) buyurdu.


Hassan b. Sabit: "Ben, seni, onların arasından, hamurdan kıl çekip çıkarır gibi çıkarırım, dönerim, onları, dilimle zelil ve perişan ederim" dedi


Sonra da, dilini çıkarıp burnuna ve çenesinin çukuruna değdirdi.

Ebû Seleme'ye göre: Hassan b. Sabit: "Seni hak din ve kitapla gönderen Allah'a yemin ederim ki, bu dilimle onları zelil ve perişan eder, kaçırırım" dedikten sonra dilini çıkarıp gösterdi, dili yılan diline benziyordu.

Bunun üzerine, Resulullah: "Ben, muhakkak ki, Kureyş'e mensubum.

Sen, Ebu Bekir'e git


O, Kureyş'in neseplerini en iyi bilen kişidir


Sana, benim nesebimi ayırt etsin!" (* Zehebi S. Alamünnübela, c.2, s.368369) "Haydi, Kureyş müşriklerini hicvet. Cebrail, seninledir!" buyurdu. (Ahmed b. Hanbel- Müsned, c.4, s.303, Buhari- Sahih, c.5, s.109.


Bera b. Azib'le Simak b. Harb ve Ebu İshak'dan yapılan rivayete göre: Kureyş şairlerinden Abdullah b. Zibara, Ebu Süfyan b. Haris, Amr b. As ve Dırar b. Hattab, Peygamberimizi hicvetmeğe başlayınca, Müslümanlardan birisi, Hz. Ali'ye: "Sen de, onları hicvet" dedi.


Hz. Ali: "Resulullah, müsaade ederse, yaparım!" dedi


"Ya Resulallah! O'na müsaade buyur!" dedile


Peygamberimiz: "Onların istedikleri Ali'de yok!" buyurdu.

Hassan b. Sabit ısrar edince, Peygamberimiz: "Ben onlara mensup olduğuma göre, sen, onları nasıl hicvedeceksin?

Mesela: Ebu Süfyan'ı nasıl hicvedersin ki, o benim amcamın oğludur" dedi.

Bunun üzerine Peygamberimiz: "Sen Ebu Bekir'e git ki, O, Kureş kavminin neseplerini senden daha iyi bilir" buyurdu.

Hassan b. Sabit, Hz. Ebur Bekir'in yanına gitti. Hz. Ebu Bekir, ona: "Filana, filana dil uzatma! Filanı, filanı diline dola" dedi.


Hassan b. Sabit edindiği bilgiye dayanarak, Kureyş müşriklerini hicve başladı. Kureyş müşrikleri, Hassan b. Sabit'in şiirlerini işitince: "Bu, İbni Ebî Kuhafe (Ebu Bekir'in) şiirlerindendir!" dediler.

Hassan b. Sabit, Şair Ebu Süfyan b. Haris'le Kureyş'in içkiye düşkün gençleri hakkında da, hicviyeler söyledi. (İbni Abdul berİstiab, c.1, s.341344)

Ensarın üç büyük şairi vardı: Hassan b. Sabit, Abdullah b. Revaha, Ka'b b. Malik.


Ka' b. Malik, kahramanlık destanları mahiyetinde şiirler söyler, "Siz bize ne yapmaya kalkışırsanız, biz de size öyle yapar, hakkınızdan geliriz" diyerek müşrikleri tehdit ederdi.


Abdullah b. Revaha, müşriklerin itikad ve ibadetlerini yerer, kafir ve müşrik olmanın kötülüğünü ve gülünçlüğünü belirtirdi


Hassan b. Sabit, Ensar şairlerinin en büyüğü idi. Kureyş müşriklerini nesep ve ahlak yönünden bütün ayıp ve kusurlarını ortaya döker, kötülükle geçmiş günlerini dile getirirdi (İbni Abdul Berİstiab, c.1, s.344, c.3, s.1324, ZehebiAlamünnübela, c.2, s.375376).


Ka'b b. Malik: "Ya Resulallah! Şiir hakkında ne buyurursunuz?" diye sormuştu


Peygamberimiz: "Mü'min, kılıcıyla da diliyle de cihat eder!" buyurdular (İbni Abdul Berİstiab, c.3, s.1325)


M. Asım Köksal İslam Tarihi'nden aldığım bu bilgileri sizinle paylaşma sebebim yazı tarzıma kafasını takan olursa... diyedir.


Binlerce "salat ve selam, O rahmet ve şefaat" peygamberine


QOSHE - Müşriklerle hicv - Müslim Karabacak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Müşriklerle hicv

10 0
21.04.2024


Kureyş müşrikleri, İslamiyet'in yayılmasını önlemek için her çareye, her yolsuzluğa başvurdular.


Bugünün ehli kitabı gibi.


Peygamberimizin mensup bulunduğu ailenin Kureyş aileleri arasındaki üstün şerefini bile inkara kalkıştılar


Medineli Müslümanlardan bazıları, Peygamberimize gelerek: "Biz, senin kavminden işittik. Onlardan birisi: (Muhammed, süprüntü içinde biten hurma ağacına benzer!) diyordu" dediler


Peygamberimiz, onlara: "Ben kimim?" diye sordu.


"Sen, Allah'ın Resûlüsün!" dediler.

Peygamberimiz: "Ben, Abülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın oğlu Muhammed'im!


Yüce Allah, mahlukatı yarattı.

Beni, onların en hayırlısından kıldı.


Sonra, onları, iki kısma ayırdı.


Beni, o iki kısmın en hayırlısından getirdi.


Sonra, onları kabilelere ayırdı


Beni, o kabilelerin en hayırlısı olan bir kabileden getirdi. Sonra, kabileleri, evlere, ailelere ayırdı

Beni, o evlerin, ailelerin en hayırlısı olan bir aileden vücuda getirdi.


Ben, sizin, aile yönünden de, en hayırlınızım! Mergubluk, şeref ve şanlılık yönünden de, sizin en hayırlınızım!" buyurdu. (*Ahmed b. Hanbel- Müsned, c.4, s.166


Bunu, Hz. Abbas da, Kureyş müşriklerinden işitip Peygamberimize duyurmuştu.


Peygamberimiz de, minberde ayakta dikilerek: "Ben kimim?" diye sormuştu.


"Sen, Allah'ın Resulüsün! sana selam olsun!" demişler. Peygamberimiz: "Ben, Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın oğlu Muhammed'im!.." diye başlayan yukarıdaki hadislerini irad buyurmuşlardır (Tirmizi- Sünen, c.5, b, 243244).


Hz. Aişe der ki: "Resulullah, Medine'ye gelince, Kureyş müşrikleri, Resulullah'ı hicve........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play