Terörle yıllardır topyekûn mücadele ediyoruz. Bu konuda neredeyse denenmedik metot kalmadı.

Zamanında kabullenmeme, maalesef şiddet uygulama ve baskı altında tutma yöntemleri uygulandı.

Peki, sonuç ne oldu?

Daha fazla terör, daha fazla kan ve gözyaşı.

Neden? Çünkü dünya üzerinde bugüne kadar hiçbir totaliter rejim veya anlatışın ilelebet ayakta kalması mümkün olmamıştır. Şeffaflık ve insanlara kendilerini anlatma ortamı sağlama ise illegal örgütlenmeleri hep azaltmıştır.

Bu aşamada devletini seven insanların üzerindeki yükün de oldukça fazla olduğunu düşünüyoruz. Ayrıcalıkları öne çıkararak fırsat kollayanlara ve bu şekilde rantlarını devam ettirmek isteyenlere istedikleri fırsatı vermemeliyiz. Demokrasi ve çağdaşlaşma mücadelesinden asla geri adım atmamalıyız.

Ancak tüm bu argümanları kötü amaçlarına perde yapan devlet düşmanları için de her zaman uyanık olarak, kötü amaçlarını uygulamalarına fırsat vermemeliyiz.

Sonuç olarak kim ne derse desin halkımız bizim yanımızdadır. Eğer öyle olmasaydı 40 yılı aşan terör belası, akan onca kan ve gözyaşı, yurt içinden ve dışından yapılan onca tahrike rağmen halkımız bizim yanımızda olmazdı.

Yapılması gereken kendi halkımıza, devletimizin şefkatini, güler yüzünü, binlerce yıllık geçmişimizden kazandığımız hoşgörüsünü herhangi bir zaafa meydan vermeden gösterebilmektir.

Klişe sözcüklerle ifade etmek gerekirse hukuk herkese lazım. Bizler aynı gemide yolculuk yapan yolcularız. Birbirimizin hukukuna azami derecede saygı göstererek binlerce seneden beri olduğu gibi, beraber yaşamanın gereklerini yerine getirmeliyiz.

Bizim gibi düşünmeyenler olsa da aynı vatan ve bayrak altında yaşama azminde olmak şartıyla bu kişileri anlayabilmeliyiz.

Terörün önlenmesinde ekonomik kalkınmanın rolü yadsınamaz. Ancak şöyle düşünsel bir örnekleme yapılabilir.

Yolda yürüyorsunuz. Bir kişi hiçbir neden yokken size bir tokat atsa ne yaparsınız?

Eğer hayattan bir beklentiniz yoksa bir işiniz, geçindirmekle yükümlü bir aileye sahip değilseniz ve sosyal kültürünüz oluşmamışsa hemen kavgaya tutuşursunuz.

Ama tam tersi kaybetmek istemediğiniz bir iş ve sosyal hayatınız varsa bu eylemde bulunmadan önce kırk defa düşünür ve hukuka başvurursunuz.

Terörün yoğun yaşandığı doğu ve güneydoğu bölgemizde de insanların hayattan bir beklentileri olsa kolay bir şekilde terör örgütüne katılmayacaklarını düşünüyoruz.

Sosyal devlet politikası gereğince fakir halkımıza doğrudan maddi yardım yapılsa da bunun kısır bir döngüye yol açtığını, insanları tembelliğe ittiği bir gerçektir.

Devletin asıl görevinin halkına iş imkânları açmak olduğu düşüncesindeyiz. Bu faaliyetlerin politik getirisi hemen sağlanamasa da uzun vadede terörün önlenmesine büyük bir katkısı olacaktır.

QOSHE - Terör - Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Terör

8 19
01.02.2024

Terörle yıllardır topyekûn mücadele ediyoruz. Bu konuda neredeyse denenmedik metot kalmadı.

Zamanında kabullenmeme, maalesef şiddet uygulama ve baskı altında tutma yöntemleri uygulandı.

Peki, sonuç ne oldu?

Daha fazla terör, daha fazla kan ve gözyaşı.

Neden? Çünkü dünya üzerinde bugüne kadar hiçbir totaliter rejim veya anlatışın ilelebet ayakta kalması mümkün olmamıştır. Şeffaflık ve insanlara kendilerini anlatma ortamı sağlama ise illegal örgütlenmeleri hep azaltmıştır.

Bu aşamada devletini seven insanların üzerindeki yükün de oldukça fazla olduğunu düşünüyoruz. Ayrıcalıkları öne çıkararak fırsat kollayanlara ve bu şekilde rantlarını devam ettirmek isteyenlere istedikleri fırsatı vermemeliyiz. Demokrasi ve çağdaşlaşma mücadelesinden asla geri adım atmamalıyız.

Ancak tüm bu argümanları kötü amaçlarına perde yapan devlet düşmanları için de her zaman uyanık olarak, kötü amaçlarını........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play