31 Mart seçimlerinin üzerinden daha çok zaman geçmeden iktidar mensupları savrulmaya başladı. Seçimden sonra liderlerin verdiği 'sandıktan çıkan sonuçları değerlendirecekleri' sözleri gitti, yerine başka söylemler geldi. İktidar sahipleri muhalefeti eleştirmeye ve tehditler savurmaya başladılar.

Benim dikkatimi çeken AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın 17 Nisan'daki grup toplantısındaki aynı konuşmada iki farklı mesaj vermesiydi.

Birinci mesaj: "Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor… Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir özeleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz…"

Bu ifadede milletin iradesine, verdiği karara saygı duyuluyormuş imajı veriliyor.

İkinci mesaj: "Bunlar AK Parti'nin nasıl bir parti olduğunu anlamamış. Bu hareketin köklerinin çok derinde olduğunu kavrayamamış. Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez, bitmeyecektir." İfadesini kullanıyor.

Sayın Erdoğan'a sormak gerekmez mi? Sayın Cumhurbaşkanımız, millet size bir ihtar verdi. Eğer gittiğiniz yoldan gitmeye devam ederseniz millet size "bitti" derse işiniz bitmez mi?

Eğer bitmek size kaldıysa mahşere kadar "bitti" demeyeceğinizi herkes çok iyi biliyor. Ama kabul etseniz de etmeseniz de "devam" ya da "bitti" demek milletin iradesine göredir, sağlıklı demokrasilerde…

Keşke "Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez, bitmeyecektir." Diyeceğinize "Bitti ya da bitmedi demek milletin iradesine göredir. Millet bize hizmete devam et derse ederiz, görev vermezse de bitti der gideriz" deseydiniz.

Her ne kadar seçim sonuçlarından ders çıkarttık denilse de pek öyle anlaşılmıyor verilen mesajlardan. Ya da "mış" gibi yapıp yine tehdit yine korku yine baskı siyasetine devam ediliyor. Hâlbuki halk bu çeşit siyasetten bıktı ve değişimin fitilini ateşledi. Seçmen, herkese ayrı ayrı dersler verdi. Şimdi herkesin dersine çalışıp millete hizmet yarışına girmesi gerekir. Yukardaki kavga halka zarar veriyor. "Filler tepişince çimenler eziliyor" çünkü…

Son söz şu olsun. Hiçbir şey 31 Mart öncesi gibi olmaz. "Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye" derler büyükler.

QOSHE - ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş - Uğur Kepekçi
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Biz bitti demeden bitmez’ miş

27 11
20.04.2024

31 Mart seçimlerinin üzerinden daha çok zaman geçmeden iktidar mensupları savrulmaya başladı. Seçimden sonra liderlerin verdiği 'sandıktan çıkan sonuçları değerlendirecekleri' sözleri gitti, yerine başka söylemler geldi. İktidar sahipleri muhalefeti eleştirmeye ve tehditler savurmaya başladılar.

Benim dikkatimi çeken AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın 17 Nisan'daki grup toplantısındaki aynı konuşmada iki farklı mesaj vermesiydi.

Birinci mesaj: "Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor… Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir özeleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play