Anayasa Mahkemesi 5.03.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Esas No: 2023/12, Karar No: 2024/12 No'lu kararı ile sendika üyesi memurlara ödenen toplu sözleşme ikramiyesiyle ilgili kritik bir karara imza attı. 15 Mart tarihli maaş bordrolarında AYM Kararının sonucu yansıdı. Böylece 2 milyonun üzerindeki sendikalı personel hayal kırıklığına uğradı. Bu yazımızda konuyu açıklamaya ve çözüm üretmeye çalışacağız.

Anayasa Mahkemesi 5.03.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Esas No: 2023/12, Karar No: 2024/12 No'lu kararı ile sendika üyesi memurlara ödenen toplu sözleşme ikramiyesi ile ilgili önemli bir karara imza attı. Karar esas itibarıyla eşitliğe aykırı bir düzenlemeyi iptal temeline dayanmaktadır.

Milyonlarca kamu görevlisini ilgilendiren bir düzenleme yapılırken çok boyutlu düşünülmesi gerektiğini ifade etmemiz gerekiyor. İptale konu düzenleme ise adeta beni iptal et dercesine bağırıyordu. Özellikle küçük sendikalardan üye kaçışına zemin hazırlayan yüzde iki sınırı kabulü zor bir düzenlemeydi. Nitekim sendikaların ısrarla toplu sözleşme metinlerine koydurmaya çalıştığı dayanışma aidatı düzenlemesi de eşitlik ilkesine aykırılık içerdiği için Danıştay tarafından sürekli olarak iptal edilmekteydi. Dolayısıyla dayanışma aidatına yargının baktığı pencereden bakarak eşitlik ilkesine aykırı düzenlemelere kapı aralanmamalıydı. Ancak olan oldu ve şimdi ileriye bakmak ve bu soruna çözüm üretmek gerekiyor.

Büyük sendikalar küçük sendika üyelerini sadece toplu sözleşme desteğine mahkum etmek isterken gelinen noktada kendi üyeleri de toplu sözleşme desteğine mahkum edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararında toplu sözleşme ikramiyesi düzenlemesiyle ilgili önemli ifadelere yer verildiğini görüyoruz. Kararda öne çıkan en bariz ifadeler şunlardır:

1- Eşitlik ilkesine aykırı düzenlemeler yapılamaz.

2- Sendika üyesi olan ve olmayanlar arasında farklı düzenlemeler getirilemez.

3- Kamu görevlileri dolaylı yollarla da olsa sendika üyeliğine zorlanamazlar.

Kararın ilgili kısımlarına aşağıda yer vereceğiz.

Dava konusu kuralın gerekçesinde kamu çalışanlarının işveren karşısında dengeli bir toplu pazarlık süreci yürütebilmelerini temin edebilmek için daha güçlü bir kamu görevlileri sendikacılığı oluşmasına katkı sunulmasının amaçlandığı belirtilmiştir. Öte yandan dava konusu kuralla üye sayısı belirli bir oranın üzerinde olması sebebiyle toplu sözleşme sürecine etkisi ve katkısı daha fazla olabilecek sendikaların üyelerine toplu sözleşme ikramiyesi alma hakkının tanındığı kabul edilebilirse de bu durum üye sayısı kuralda belirlenen oranın altında kalan sendikaların üyelerinin maddi nedenlerle üye sayısı kuralda belirtilen oranın üzerinde olan sendikalara üye olmaya yönelebilecek olmaları pahasına meşru görülemeyeceği açıktır. Üyelerinin menfaatlerini etkili bir şekilde savunan güçlü sendikaların ortaya çıkabilmesinin sendikalar arasında rekabetin sürmesine bağlı olduğu da ortadadır.

Öte yandan Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının negatif boyutu sendika üyesi olmayan çalışanları sendikaya üye olmaya doğrudan veya dolaylı olarak zorlayan düzenlemeler yapılmasını da yasaklamaktadır.

Devlet tarafından sendika üyesi çalışanlara, katlandıkları sendika aidatı külfetini telafi edecek tutarda veya bu tutara yakın birtakım mali imkânlar sağlanmasının çalışanları sendika üyesi olmaya zorlayıcı bir yönü bulunmamaktadır. Ancak sağlanan devlet yardımının sendika aidatı tutarını bariz bir biçimde aşması hâlinde bunun çalışanları sendikalara üye olmaya dolaylı olarak zorlayıcı bir boyuta ulaştığı söylenebilir.

Görüleceği üzere toplu sözleşme ikramiyesinin kamu görevlilerini sendika üyeliğine zorlayamayacağı ifade edilmektedir. Yani AYM sendika aidatı tutarında toplu sözleşme desteğini makul görürken aidatın çok üzerinde toplu sözleşme ikramiyesinin uygun olmadığını belirtiyor. Daha açık ifadeyle sendikalara üye olmayı teşvik edecek düzenlemelerin doğru olmadığını ve eşitlik ilkesini zedeleyeceğini ifade ediyor.

İptal edilen kanuni düzenlemedeki yüzde iki barajı küçük sendikalara büyük bir darbe vurmuştu. Adeta küçük sendika üyelerinin büyük sendikalara geçmesi teşvik edilerek acımasız bir rekabet ortamı oluşturulmuştu. Başka bir anlatımla küçük sendikaların ortadan kalkmasına zemin hazırlanarak sendika üyesi kamu görevlilerinin tamamının büyük sendikalara üye olması teşvik edilmişti. Gelinen noktada ise iptal kararı sonucunda haksız düzenlemeye yol açan büyük sendikalara ciddi bir tepki oluşmuştur.

Bu nedenle yeni düzenleme yapılıncaya kadar büyük sendikaların en azından üye aidatlarını en fazla toplu sözleşme desteği kadar alması gerektiğini ve bu kadar fedakarlığı yapacak mali yapıda olduğunu düşünüyoruz. Bunun için de tüzüklerinde gerekli düzenlemeyi yapmalarını tavsiye ediyoruz. Bu tutar da 250*0,760871 = 190,22 TL’dir.

Sonuç olarak AYM kararı çerçevesinde yeni bir düzenleme yapılarak ortaya çıkan soruna çözüm üretilmesi gerekmektedir. Bazen bir musibet bin nasihatten evla olurmuş. AYM Kararının bir üye hariç bütün üyelerin ittifakıyla çıktığı düşünüldüğünde yeni yapılacak düzenlemenin çok dikkatli hazırlanması gerekmektedir.

QOSHE - Büyük memur sendikaları sebep oldukları sorunu çözmek için fedakarlık yapmalıdır - Ahmet Ünlü
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Büyük memur sendikaları sebep oldukları sorunu çözmek için fedakarlık yapmalıdır

45 3
17.03.2024

Anayasa Mahkemesi 5.03.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Esas No: 2023/12, Karar No: 2024/12 No'lu kararı ile sendika üyesi memurlara ödenen toplu sözleşme ikramiyesiyle ilgili kritik bir karara imza attı. 15 Mart tarihli maaş bordrolarında AYM Kararının sonucu yansıdı. Böylece 2 milyonun üzerindeki sendikalı personel hayal kırıklığına uğradı. Bu yazımızda konuyu açıklamaya ve çözüm üretmeye çalışacağız.

Anayasa Mahkemesi 5.03.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Esas No: 2023/12, Karar No: 2024/12 No'lu kararı ile sendika üyesi memurlara ödenen toplu sözleşme ikramiyesi ile ilgili önemli bir karara imza attı. Karar esas itibarıyla eşitliğe aykırı bir düzenlemeyi iptal temeline dayanmaktadır.

Milyonlarca kamu görevlisini ilgilendiren bir düzenleme yapılırken çok boyutlu düşünülmesi gerektiğini ifade etmemiz gerekiyor. İptale konu düzenleme ise adeta beni iptal et dercesine bağırıyordu. Özellikle küçük sendikalardan üye kaçışına zemin hazırlayan yüzde iki sınırı kabulü zor bir düzenlemeydi. Nitekim sendikaların ısrarla toplu sözleşme metinlerine koydurmaya çalıştığı dayanışma aidatı düzenlemesi de eşitlik ilkesine aykırılık içerdiği için Danıştay tarafından sürekli olarak iptal edilmekteydi. Dolayısıyla dayanışma aidatına yargının baktığı pencereden bakarak eşitlik ilkesine aykırı düzenlemelere kapı aralanmamalıydı. Ancak olan oldu ve şimdi ileriye bakmak ve bu soruna çözüm üretmek gerekiyor.

Büyük sendikalar küçük sendika üyelerini sadece toplu sözleşme desteğine mahkum etmek isterken gelinen noktada kendi üyeleri de toplu sözleşme desteğine mahkum edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararında toplu sözleşme ikramiyesi düzenlemesiyle ilgili önemli ifadelere yer verildiğini görüyoruz. Kararda........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play