Bu köşeyi takip edenler kamu yönetiminde başarının nitelikli yöneticilerden geçtiğini ısrarla vurguladığımızı hatırlarlar. Bazı uyarılar ne kadar tekrar edilirse edilsin değerini kaybetmezler. Ülkelerin ve kurumların geleceği ve başarısı nitelikli insan kaynağının etkin kullanımından geçmektedir. Yani nitelikli insan kaynağı istihdamı tek başına yeterli değildir ve doğru yönetilmesi gerekir. Yani doğru adamın doğru işte istihdamı olmazsa olmazdır. Kamu yönetiminin tepesinde olan yöneticilerde aranması gereken olmazsa olmaz niteliklerden bahsedeceğiz.

Herhalde uzlaşma kadar yanlış anlaşılan başka bir kavram yoktur. Uzlaşma denilince hemen akla taviz ve alttan alma gelmektedir. Halbuki uzlaşma olması gerekenin olması gerektiği gibi kırıp dökmeden orta yolda buluşularak yapılmasıdır.

Bu nedenle kendisine güven duyulan idareciler kamu kurumlarında oluşturdukları uzlaşma ortamında başarı merdivenini oluştururlar ve uzlaşma kültürünün hakim olduğu kurumlarda başarı kaçınılmazdır. Yani güvenle uzlaşma ikiz kardeş gibidir ve güvenin olmadığı ortamda uzlaşma kültürü oluşamaz. Nitekim yönetimde güven, denetimde ise şüphe esası üzerine hareket edilmesi gerektiği önemli bir hareket noktasıdır.

Maalesef kamu kurumlarında uzlaşma kültürü her şeye tamam diyen adam kültürüne dönüşmüş ve korku kültürü kendisine ikiz kardeş olarak ister istemez itaat et rahat et kültürüne dönüşmüştür. Halbuki uzlaşma kültürü doğru şeyleri doğru zamanda ve doğru üslupla açıklama sanatının hayat bulduğu ortamlarda oluşur. Yani sorunlar, kavga etmeden uzlaşma kültürünün ve güvenin hakim olduğu kurumlarda birikimli idarecilerle çözülebilir. Yoksa doğru yanlış hiçbir şeye itiraz etmeyen yöneticilerin kurumları götüreceği yer başarısızlık ve ciddi kamu kaynağı israfıdır.

Bazen öyle yöneticiler vardır ki görev yaptıkları kurumların problemi haline gelmişlerdir. Hiçbir çalışan bu kişilerle bırakın uzlaşmayı karşılaşmak dahi istemez. Bu nedenle uzlaşma kültürüne sahip yöneticiler kurumları için önemli bir kazanımdır ve toplumun ve kurumların en büyük ihtiyacı da her halde uzlaşma kültürüne katkı sağlayan kişilerdir. Yine bunlar güvenilir insanlardır ve kimseyi yarı yolda bırakmazlar. Bu nedenle başarı için yöneticilere güven olmazsa olmaz şarttır. Güvenilir olmayanlar kısa vadede başarılı gibi görünse de uzun vadede başarılı olamazlar. O zaman soralım, çalıştığınız kurumda bu özellikte idareciler var mı?

Bazı yöneticiler vardır ki bunların yaptığı işleri kendilerinden başkası bilmez. Öyleleri de vardır ki yapılan küçük işlerin büyük zaferler kazanmış gibi propagandasını yaparlar ve olgu ile algı adeta tersyüz olur. Ayrıca, bunların kendilerini anlatmaktan iş yapmaya zamanları kalmaz ve ilişki yönetimi merkeze alınır ve bunlar için en büyük başarı üstleriyle kurulan ilişki yönetimidir. Dolayısıyla yapılan işlerin tadında anlatılması olmazsa olmaz başarı şartıdır.

Aksi durumda ise idarecinin yaptığı işlerden amirlerinin haberinin olmaması başarısız bir idareci profili çizilmesine sebep olur. Örnekle açıklamak gerekirse; Daire başkanının yaptığı işleri genel müdürü beğenmez ve bilmezse bu kişiyi ciddi sıkıntılar beklemektedir. Aynı şekilde genel müdürlerin de yaptığı işlerin bakan tarafından bilinmesi ve beğenilmesi gerekmektedir. Yoksa kendileri çalar kendileri oynar hale gelmektedirler. Bu durum bir nevi yaptığı işleri satış becerisidir. Özetle yapılan işler bilinmez ya da yanlış anlaşılırsa uzun vadede görevin muhafazası oldukça zorlaşmaktadır. Son tahlilde yöneticilerin yaptığı işler tadında açıklanmalı ve yapılmayanların yapılmış gibi gösterilmesi kısa vadede durumu kurtarsa da uzun vadede gerçekler ortaya çıkacak ve zarar hanesine yazılacaktır.

Kanunların cevaz verdiği boşluklar gereğince yapılan işler kanuni olmakla birlikte ahlaki olmayabilir. Hem kamu hem de özel sektörde çok başarılı işler yapan yöneticilerin etik değerlere sahip oldukları görülmektedir. Bu nedenle başarılı yöneticiler yapmadıkları işleri yapmış gibi davranmaz, astlarını asla ve kat’a satmazlar, yalan söylemezler, kurumla ilgili olmayan bir harcamayı kurum tarafından yapılmış gibi göstermezler, temsil harcamalarında son derece titiz davranırlar, kendi ziyaretçilerine yapılan harcamayı temsil harcamasından karşılamazlar. Bunlar yaptıkları her işin şeffaf olmasına dikkat ederler, astları bunlardan etik olmayan hiçbir davranış göremez ve saygı duyarlar. Yine bunlar gök kubbenin altında hiçbir şeyin gizli kalmayacağını bilirler.

Bunlar yaptıkları hiçbir işte devleti alıp devleti satmazlar. Yani kamu gücünü şahsi hiçbir işlerinde kullanmazlar. Bilirler ki kamu gücü kontrol edilmezse istenmeyen rant alanı oluşturur ve haksız kazanca merdiven olur.

Bunlar çözüm odaklı olup, çözdükleri hiçbir işten şahsi beklenti içine girmezler. Bunlara duyulan güven öyle bir noktaya çıkar ki önlerinden geçen büyük rantlara gözlerini çevirip bakmazlar. Uzun vadede başarılı olan bütün yöneticilerde bu özellik vardır. Görevden ayrıldıklarında da arkada hoş bir sada bırakırlar.

Bu çerçeveden bakıldığında kamu kurumlarında öyle yöneticiler vardır ki her çalışanın takdirini kazanmıştır. Hiçbir çalışan bu yöneticiler hakkında saygısızlık yapmaz. İşte bu tip yöneticileri mum ışığında arayıp bulmak zorundayız. Beyin avcılığı yoluyla kamu kurumlarının kıyısında köşesinde görev bekleyen bu tipte olan kişilerin bulunması gerekiyor.

Kamu yönetiminde çok başarılı işler yapıp da görevden alınan çok sayıda yönetici bulunmaktadır. Bunların en temel özelliklerinden birisi de görevden alındıklarında küsmeyip acaba eksiklerim var mı diye kendisini hesaba çekip tamamlamasıdır. Bunlar acaba daha fazla nasıl fayda sağlayabilirdim diye her pozisyonda sürekli muhasebe içerisinde bulunurlar.

Süreç içerisinde bunların değerini bilen mutlaka birileri çıkacaktır. Bazen görevden alındıktan sonra dünyanın battığını düşünen çok fazla kişiye rastlarsınız. Bunlar, zayıf yönetici karakteri olup, bunlar ben yoksam her şey harap olmalı mantığında olurlar ki görevden alınınca yıkıp dökerler. Bu nedenle başarılı yöneticiler görevden alındıktan sonra vakarlarını kaybetmezler ve yıkıp dökme eğiliminde olmazlar. Bilirler ki altın yere düşmekle pul olmaz.

Yine başarılı yöneticilerin dostlarını unutmadıklarına şahit oluruz. Bunlar yükseldikçe kadim dostları azalmaz. Zayıf karakterli yöneticiler ise yükseldikçe kadim dostlarını tanımazlar. Çünkü kadim dostlar kişilere geçmişini hatırlatır. Geçmişini hatırlamak istemeyenler ise hemen çevresini değiştirirler.

Bazı yöneticiler vardır ki bunların etrafında adeta sevgi halesi oluşur. Bunları sevmeyenler de haset duydukları için sevmezler. Bunlar bilgi tekeli oluşturmadıkları için hem paylaşımcı hem de sürekli öğrenmeye açıktırlar.

Bunların aksine bazı yöneticiler ise sahip olduğu bilgiyi asla paylaşmaz ve bunlardan başkası bu bilgiye erişemez. Adeta bilgi tekeli kurarlar ve bunlar olmadan bazı bilgilere ulaşılamaz. Bunlar görevden ayrılınca da bunlardaki bilgi ve tecrübe bunlarla birlikte kurumlarından ayrılır.

Başarılı yöneticiler çevrelerinde sevildikleri ve astlarından korkmadıkları için bildiklerini sürekli paylaşırlar ve astlarını yetiştirirler. Astları kendilerini yetiştirdikçe de yüklerinin azaldığını bilirler. Bunların öğrenme istekleri de çok yüksektir ve öğrendikçe başkalarına öğretirler. Kendi kurumlarının dışında başka kurumlarda ve dünyada ne olup bittiğini sürekli araştırırlar. Bunların sohbetleri de öğrenme ve öğretme üzerinedir. Yine bunlar bilginin yanında maddi imkanlarını da paylaşırlar. Sıkıntı içerisinde olan astları bunların yanına gidince sorunlarının çözüleceğini bilirler.

Başarılı yöneticilerde bariz bir liderlik özelliği vardır. Bazı görevlere getirilen kişilerde bilgi ve beceri olmasına rağmen liderlik özelliği olmadığı için başarılı olamazlar. Bunun için her yetenekli kişi yöneticilik yapamaz. Bazen başarılı bir danışmanın yöneticilikte bocaladığını ve başarısız olduğuna şahit olursunuz. Yine çok iyi akademisyenlik yapan bir kişi yöneticilikte başarısız olabilir. Yani liderlik hem vehbi hem de kesbidir.

Yine yöneticilerin çoğunda güçlü bir hayal gücüne şahit oluruz. Hayalleri olmayandan liderlik beklenemez. Sadece yönetir ama liderlik yapamaz. Ancak hayal gücü ile maceraperestleri karıştırmamak gerekmektedir. Hayal gücü ise çok okuyarak ve çok seyahat ederek geliştirilebilir. Sizin hayal ettiğiniz birçok şeyin başkaları tarafından yapıldığını ancak seyahat ederek veya okuyarak öğrenebilirsiniz.

Sonuç olarak kamu yönetiminde başarılı olmak için mutlaka bu özelliklere veya daha fazlasına sahip yönetici adaylarının beyin avcıları tarafından aranılıp bulunması gerekiyor. Aksi takdirde her istenileni yapan işportacı yöneticilerle başarı hayal olur.

QOSHE - Kamu kurumlarına değer katan yöneticilerin ayırt edici özellikleri - Ahmet Ünlü
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kamu kurumlarına değer katan yöneticilerin ayırt edici özellikleri

36 5
25.12.2023

Bu köşeyi takip edenler kamu yönetiminde başarının nitelikli yöneticilerden geçtiğini ısrarla vurguladığımızı hatırlarlar. Bazı uyarılar ne kadar tekrar edilirse edilsin değerini kaybetmezler. Ülkelerin ve kurumların geleceği ve başarısı nitelikli insan kaynağının etkin kullanımından geçmektedir. Yani nitelikli insan kaynağı istihdamı tek başına yeterli değildir ve doğru yönetilmesi gerekir. Yani doğru adamın doğru işte istihdamı olmazsa olmazdır. Kamu yönetiminin tepesinde olan yöneticilerde aranması gereken olmazsa olmaz niteliklerden bahsedeceğiz.

Herhalde uzlaşma kadar yanlış anlaşılan başka bir kavram yoktur. Uzlaşma denilince hemen akla taviz ve alttan alma gelmektedir. Halbuki uzlaşma olması gerekenin olması gerektiği gibi kırıp dökmeden orta yolda buluşularak yapılmasıdır.

Bu nedenle kendisine güven duyulan idareciler kamu kurumlarında oluşturdukları uzlaşma ortamında başarı merdivenini oluştururlar ve uzlaşma kültürünün hakim olduğu kurumlarda başarı kaçınılmazdır. Yani güvenle uzlaşma ikiz kardeş gibidir ve güvenin olmadığı ortamda uzlaşma kültürü oluşamaz. Nitekim yönetimde güven, denetimde ise şüphe esası üzerine hareket edilmesi gerektiği önemli bir hareket noktasıdır.

Maalesef kamu kurumlarında uzlaşma kültürü her şeye tamam diyen adam kültürüne dönüşmüş ve korku kültürü kendisine ikiz kardeş olarak ister istemez itaat et rahat et kültürüne dönüşmüştür. Halbuki uzlaşma kültürü doğru şeyleri doğru zamanda ve doğru üslupla açıklama sanatının hayat bulduğu ortamlarda oluşur. Yani sorunlar, kavga etmeden uzlaşma kültürünün ve güvenin hakim olduğu kurumlarda birikimli idarecilerle çözülebilir. Yoksa doğru yanlış hiçbir şeye itiraz etmeyen yöneticilerin kurumları götüreceği yer başarısızlık ve ciddi kamu kaynağı israfıdır.

Bazen öyle yöneticiler vardır ki görev yaptıkları kurumların problemi haline gelmişlerdir. Hiçbir çalışan bu kişilerle bırakın uzlaşmayı karşılaşmak dahi istemez. Bu nedenle uzlaşma kültürüne sahip yöneticiler kurumları için önemli bir kazanımdır ve toplumun ve kurumların en büyük ihtiyacı da her halde uzlaşma kültürüne katkı sağlayan kişilerdir. Yine bunlar güvenilir insanlardır ve kimseyi yarı yolda bırakmazlar. Bu nedenle başarı için yöneticilere güven olmazsa olmaz şarttır. Güvenilir olmayanlar kısa vadede başarılı gibi görünse de uzun vadede başarılı olamazlar. O zaman soralım, çalıştığınız kurumda bu özellikte idareciler var mı?

Bazı yöneticiler vardır ki bunların yaptığı işleri kendilerinden başkası bilmez. Öyleleri de vardır ki yapılan küçük işlerin büyük zaferler kazanmış gibi propagandasını yaparlar ve olgu ile algı adeta tersyüz olur. Ayrıca, bunların kendilerini anlatmaktan iş yapmaya zamanları kalmaz ve ilişki yönetimi merkeze alınır ve bunlar için en büyük başarı üstleriyle kurulan ilişki yönetimidir. Dolayısıyla yapılan işlerin tadında anlatılması olmazsa olmaz başarı........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play