Meclise sunulan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile kamu personeline yönelik bazı düzenlemelere yer verilmiştir. Yıllar önce getirilen düzenlemenin oluşan sıkıntıyı ortadan kaldırmak için değiştirilmeye çalışılması ile bozulan kariyer sisteminin tekrar düzeltilmeye çalışıldığı açıkça görülmektedir. Bu yazımızda hem bu konuyu açıklayacak hem de takipçilerimizden gelen talepleri gündeme getirmeye çalışacağız.

Anayasa Mahkemesi’nce teşkilat kararnamelerinde yer alan huzur hakkında ilişkin düzenlemelerin iptal edilmesi üzerine 375 sayılı KHK’nin ek 29 uncu maddesinde yer alan huzur hakkı ödemesine ilişkin düzenleme yapılıyor.

Yeni düzenlemeye göre kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde yer alan yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ile komisyon, heyet, komite ve benzeri organlarda görev alanlara, ayda dördü geçmemek üzere her bir toplantı için (9000) gösterge rakamına kadar Cumhurbaşkanınca belirlenecek gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda tespit edilecek tutarda, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın huzur hakkı ödenebilecektir.

Bu ödemenin parasal tutarı ise her bir toplantı için 9000*0,509796 = 4.588 TL tutarında ödeme yapılabilecektir. Cumhurbaşkanınca 9000 göstergenin altında belirleme yapılabilecektir.

375 sayılı KHK’nin ek 26 ve 27’nci maddeleri gereğince istihdam edilen yerli veya yabancı sözleşmeli personelin teşkilatlanmalara ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülmesi halinde Cumhurbaşkanının sözleşmeli personeli 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile ilgilendirebileceğine ilişkin yetkisi kaldırılıyor. Bu personeller 5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamında sigortalı (SSK’lı) olarak görevlerine devam edecekler.

Ancak Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde yer alan 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi ile ilgilendirmeyi düzenleyen hususları iptal etmişti. Düzenleme özet olarak AYM Kararları doğrultusunda yapılmıştır. Halen 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi kapsamında sigortalı olarak görevlerine devam edenler için geçici madde ile bir ay içerisinde başvurmaları halinde 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesine devam etmelerine imkân sağlanmıştır. Aksi takdirde 5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince sigortalı olacaklar. Bu şekilde sözleşmeli olanların 1.10.2008 sonrasında işe başlamaları halinde 5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamında sigortalı olmaları daha avantajlı olacaktır.

375 sayılı KHK’nın Ek 35’inci maddesinde yapılan düzenlemeye göre daha önce idari görevlerde bulunanlardan en az üç yıl süreyle görev yapmış olanlar kariyer mesleklere atanabilirken yeni düzenlemeyle bunların idari uzman kadrolarına atanmalarına imkân sağlanıyor. Yani idari uzman kadroları mali hizmetler uzmanına denk olacağı için bunlar bundan sonra bir alt düzey uzmanlığa atanacaklar.

Örnekle açıklamak gerekirse genel müdür yardımcısı olarak görev yapan bir kişi en az üç yıl süre bu görevde bulunduktan sonra görevden alındığında daha önce 657 sayılı Kanunun 36/A-11 inci maddesindeki uzman veya müfettiş kadrosuna atanabilirken şimdi bunların idari uzman kadrosuna atanmaları yapılacaktır. Her ne kadar mali hizmetler uzmanları da 657 sayılı Kanunun 36/A-11 maddesinde sayılsalar da başka düzenlemelerde bir alt düzey uzmanlar arasında yer almaktadır.

Daha önce görevden alına idarecilerden uzman veya müfettiş olarak atananlar görevlerine devam edecekler ve herhangi bir kayba uğramayacaklardır. Bu düzenleme sonrasında da ikili bir yapı ortaya çıkacaktır. Yani bu düzenlemeden önce görevden alınanların atandığı birinci sınıf uzmanlar ve düzenleme sonrasında atanacakların yer aldığı ikinci sınıf uzmanlar. Görüleceği üzere zamanında enine boyuna düşünülmeden yapılan bir düzenlemenin yıllar sonra kariyer sistemini nasıl bozduğu görülerek yanlıştan vazgeçiliyor.

Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapılan unvan denkliği düzenlemesinin AYM tarafından iptal edilmesi nedeniyle bazı unvanların kanunla eşitlemesi yapılmıştır. Yeni düzenlemeye göre 45 unvanın eşit olduğu unvanlar belirlenmiştir.

Örnek vermek gerekirse Gençlik Hizmetleri Müdürü unvanı Defterdar Yardımcısına, Spor Hizmetleri Müdürü unvanı Defterdar Yardımcısına, Hazine ve Maliye Bakanlığında Teftiş Başkanı unvanı da Bakanlık Rehberlik ve Teftiş Başkanına eşitlenmiştir.

Sonuç olarak Kanun teklifi ile yapılan bazı düzenlemeler Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu iptal kararları doğrultusunda yapılmış olsa da bazılarının kariyer sistemini bozduğu için getirildiğini görüyoruz. Demek ki personel konularında yapılan düzenlemeler üzerinde enine boyuna düşünülmesi gerekiyormuş.

Bir takipçimiz, 7433 sayılı Kanunla sözleşmeliden kadroya geçen personellere mazeret tayini her kurum farklı uyguluyor. Tek kanun farklı uygulama. Millî Eğitim Bakanlığı engelli mazeret tayini kanunda yazmadığı için 3 yıldan önce yapmıyor. Kanunda can güvenliği ve sağlık özrü yazdığı için 3 yıl uygulandığını belirtiyor.

İlgililerin konuyla ilgili olarak gerekli araştırma yaparak yaşanan mağduriyetlere çözüm üretmesi ile farklı uygulamaların kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz.

Bir takipçimiz, yeterliğe tabi Gelir Uzmanları olarak, merkez taşra ayrımının son bulması ve kaldırılması talebimiz konusunda uğradığımız mağduriyeti gündeme getirmemizi istiyor. Bu konuda Meclis’e 30.000 dilekçe verilmiş.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu talebin yerine getirilmesinin oldukça zor olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Hazine ve Maliye Bakanlığı yıllardır taşra teşkilatında memur çalıştırmayı sonlandırarak çok büyük sayılarda gelir uzmanı istihdamına başlamıştır. Merkez teşkilatında da az sayıda Maliye Uzmanı istihdam etmektedir.

QOSHE - Torba Kanun Teklifi’nde kamu personeline yönelik neler yer alıyor? - Ahmet Ünlü
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Torba Kanun Teklifi’nde kamu personeline yönelik neler yer alıyor?

39 1
27.11.2023

Meclise sunulan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile kamu personeline yönelik bazı düzenlemelere yer verilmiştir. Yıllar önce getirilen düzenlemenin oluşan sıkıntıyı ortadan kaldırmak için değiştirilmeye çalışılması ile bozulan kariyer sisteminin tekrar düzeltilmeye çalışıldığı açıkça görülmektedir. Bu yazımızda hem bu konuyu açıklayacak hem de takipçilerimizden gelen talepleri gündeme getirmeye çalışacağız.

Anayasa Mahkemesi’nce teşkilat kararnamelerinde yer alan huzur hakkında ilişkin düzenlemelerin iptal edilmesi üzerine 375 sayılı KHK’nin ek 29 uncu maddesinde yer alan huzur hakkı ödemesine ilişkin düzenleme yapılıyor.

Yeni düzenlemeye göre kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde yer alan yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ile komisyon, heyet, komite ve benzeri organlarda görev alanlara, ayda dördü geçmemek üzere her bir toplantı için (9000) gösterge rakamına kadar Cumhurbaşkanınca belirlenecek gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda tespit edilecek tutarda, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın huzur hakkı ödenebilecektir.

Bu ödemenin parasal tutarı ise her bir toplantı için 9000*0,509796 = 4.588 TL tutarında ödeme yapılabilecektir. Cumhurbaşkanınca 9000 göstergenin altında belirleme yapılabilecektir.

375 sayılı KHK’nin ek 26 ve 27’nci maddeleri gereğince istihdam edilen yerli veya yabancı sözleşmeli personelin teşkilatlanmalara ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülmesi halinde Cumhurbaşkanının sözleşmeli personeli 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile ilgilendirebileceğine ilişkin yetkisi kaldırılıyor. Bu personeller 5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamında sigortalı (SSK’lı) olarak görevlerine devam edecekler.

Ancak Anayasa Mahkemesi,........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play