İyi futbol iyi futbolcularla oynanır.

Doğru.

Fakat bir başka doğru da futbolu doğru oynamaktan geçiyor.

Takım savunmasını doğru yapacaksın.

Alan ve adam paylaşımında doğru orantı kuracaksın.

Çevre kontrolünü sağlıklı yapıp, çabuk karar vereceksin.

Yetmedi; çok değil, doğru koşacaksın.

Rakibin hamle alanını daraltıp, pozisyon almadan temaslı oyuna karşılık vererek topu kazanacaksın.

Bunlar iyi futbol için futbolcuların sahaya yansıtmak zorunda olduğu ve daha çocuk yaşlarda öğrenmesi gereken ana unsurlar.

Bunun yanı sıra hızlı geçişlerle hücum bölgesinde fazla adamla sonuç üretecek pozisyon bulacak, takım savunmasında doğru pozisyon almak için atak sonlandıracaksın.

Yok, top sende fazla kalmış, fazla pas yapmışsın, neymiş çok koşmuşsun…

Futbolda mutlaka istatistik ve analizin önemli bir yeri vardır fakat futbolun ana unsuru değildir.

Futbolun kendisine ait özel gerçekleri vardır ve bu gerçekleri göz ardı edemezsiniz. Sadece istatistik ve analize bağımlı kalırsanız futbolun doğasına ihanet edersiniz. Ezilirsiniz, yenilirsiniz, hezimete uğrarsınız.

Bu özetten sonra Trabzonspor’un Galatasaray karşısında neler yapamadığına bakalım.

Rakibi antrenman yaparken kendisi izin yapan takım koşamazdı, koşamadı. Savunmada alan ve adam paylaşımı hak getire. İkinci bölgede Berat’ı Aslan’a yem edip, Mendy’den 8 numara, fizik gücü düşük Bardhi’den 10 numara hayali cam kırıkları gibiydi.

Bir takım düşünün ki bıraktık atak sonlandırmasını, atak bile yapamadı.

Hepsini geçtik sadece duran toplarda rakip kale alanında çoğalan bir takım izledik. Rakibin oyun boyunu uzatamadığın gibi kendin geri koşmak zorunda kalınca çuvalladın. Bu hezimet sadece oyuncu eksikliği ve yetersizliği ile açıklanacak bir durum değildir. Bu skor; başta güç, sonra öz güven, sonra da oyun güçsüzlüğünün ürünüydü.

Analiz sonuçlarına takılıp, buna bağlı oyun talimatına uymak için çırpınan futbolcu topluluğu tekrar yapamamış, tekrarı ezbere döndürememiş. Bir de bu maça gelmeden önce takım içinde yaşananların mental yorgunluğunu da eklediğimizde büyük fotoğrafı daha iyi görürüz diye düşünüyorum. Umarım kısa sürede toparlanılır. Çünkü sezon sonuna kadar bu depremin artçıları devam ederse bıraktık bu sezonu gelecek sezonu da kaybedersin.

Saha böyleyken saha dışı nasıldı?

Kolaycılığı seçip, kendi değerlerini yiyerek açlığını gidermeye çalışan kitlenin imha etme psikolojisiyle tribünde yer almasının kimseye yararı olmayacağı gibi Trabzonspor’u daha da bir çıkmaza sokar.

QOSHE - Analizler ve gerçekler - Ali Kemal Yazıcı

account_circle info brightness_medium cancel view_agenda grid_view

expand_moreexpand_less

World

favourites

Analizler ve gerçekler

Ali Kemal Yazıcı

Yeni Şafak

4
24.01.2024