Evet bu tür maçları geçmişte çok gördük ve zor olacağını da biliyorduk. Eksiklerine rağmen yeni teknik direktörü ile Trabzon’a gelen Konyaspor’un ligdeki konumunu da göz önünde bulundurursak dirençli bir takımla karşılaşacağımızı bilmek kahinlik gerektirmezdi. Bir de buna geçen hafta sezonun maçından galibiyetle dönen Trabzonspor’un motivasyonunda düşüklük olmasının normalliğinden yola çıkarsak zorlanacağı değil ama sıkıntı yaşayacağı bir maç bizi bekliyordu.

Her iki takımın da genel durumuna bir de Abdullah Avcı’nın ısrarla denemekten vazgeçmeyeceği oyun planlamasını eklersek taraftarın beklediği coşkulu, oyunu üçüncü bölgeye yıkıp, bütün hatları ile sonuç üretecek bir takım beklemek haklılığında olsa da taraftarın isteği olmuyor, olmaz da. Doğrudur; Fenerbahçe zaferinden sonra Konyaspor karşısında oyunu forse eden, üçüncü bölgede baskı kurup sonuç üreten bir takım bekleme haklılığına sahip bir toplum yapısına sahip olan bir camiadan bahsediyoruz ama öyle değil. Takım savunmasını doğru yapıp, ikinci bölgede direnç gösterip, bu bölgede kazanılan toplarla kenar organizasyonları geliştirip gol aramak Trabzonspor’un asli oyunu olmalı ama kabul etmeliyiz ki emekleme dönemindeki çocuktan koşmasını beklemek nasıl hayalcilikse, değişim gösteren bir takımdan da beklenilen oyunu şimdilerde beklemek hayal olur.

Set savunmasına önem verip, ikinci bölgede temaslı oyunla Trabzonspor’u karşılayan Konyaspor karşısında özellikle ilk yarıda çok da varlık gösteremeyen bordo-mavili takım, sabırlı oyunu ve golcüsü Onuachu ile sonuca giderken hiç kuşku yok ki değiştirdiği oyuncularla oyunda da değişikliklere gitti. İlk yarıda özellikle savunma bloğunda yapılan bireysel hatalar, alan ve adam paylaşımlarındaki eksiklikler oyuncuların konsantrasyon eksikliğinden geldi. Fenerbahçe maçının en kalite oyuncusu Berat’ın ikili sıkıştırmalardan çıkamaması, kenar beklerinin kademede ki sıkıntıları Trabzonspor adına en büyük eksikliklerdi.

İlk yarısı farklı ikinci yarısı farklı bu takımın henüz oyun mantalitesi adına hazır olmaması doğaldır da, doğal olmayan ilk yarıdaki takım savunmasıydı. Bu değişkenlikte bana göre en önemli eksik ki, sezon boyunca kaleme aldığım lider oyuncu eksikliğiydi. Trabzonspor, devre arasında Sosa ve sonrasında Hamsik gibi bir lider oyuncu ile oynama alışkanlığı edinmişken bu özellikte bir oyuncuyu kadrosuna katmak zorunda. Devre arasında muhtemelen giderilecek bu önemli eksiğe kadar Trabzonspor, aynı frekansta yoluna devam edecektir. Bu eksiğin giderilmesine kadar bu takıma, bu teknik heyete ve oyuna güvenerek mutlu girilen milli aradan sonra koşulsuz destek verilmeli.

Taraftar ne kadar istese de Teknik Direktör Abdullah Avcı’nın kitabında fantezi yazmıyor. Hocanın ısrarla, inatla ve koşulsuz istediği oyun formasyonu…

Ligde köprüler altından çok daha sular akacak. Beşiktaş zaten kendi derdine düşmüş, Trabzonspor’un şifrelerini çözdükten sonra Fenerbahçe’nin hali ortada, Galatasaray ise şimdilik Erdem Timur ve Icardi ikilisiyle yol alıyor. Bu nedenledir ki dirayet gösterip, kitleyi harekete geçirecek desteği ve gücü ortaya koyduğunda Trabzonspor lig sonunda kendisine yakışır bir şekilde ve yerde bu ligi bitirecektir. Yeter ki güvenip, destek olunsun.

Ha bu arada destek derken önceki gün bir panelde Asbaşkan Zeyyat Kafkas’ın, “yabancı futbolcular Trabzon’da iki yıldan fazla kalmak istemiyor” şeklindeki talihsiz açıklamasına da değinmeden geçemeyeceğim. Siz o yabancı dediklerinizi aşağılamayıp, hak edişlerini zamanında verirseniz bırakın 2 yılı, futbol kariyerlerinin sonuna kadar Trabzon’da ve Trabzonspor’da kalacağından emin olabilirsiniz. Konuşmak için konuşup, konuştuğunun gafa ve bir şehri aşağılamaya dönük olmamasına dikkat edeceksiniz. Bu denli zorlu bir yarışın var olduğu ve barışık bir yapının oluşmasının en gerekli olduğu zamanda bu talihsiz açıklamanın popülist bir davranıştan çok, şehri aşağılama adına yapıldığını kabul etmesek de başkanı büyük dağların boranıyla uğraşan kulübün asbaşkanı olarak çelik çomak oynamaktan vazgeçmelisiniz.

QOSHE - Fırtına'da fanteziye yer yok - Ali Kemal Yazıcı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Fırtına'da fanteziye yer yok

5 1
11.11.2023

Evet bu tür maçları geçmişte çok gördük ve zor olacağını da biliyorduk. Eksiklerine rağmen yeni teknik direktörü ile Trabzon’a gelen Konyaspor’un ligdeki konumunu da göz önünde bulundurursak dirençli bir takımla karşılaşacağımızı bilmek kahinlik gerektirmezdi. Bir de buna geçen hafta sezonun maçından galibiyetle dönen Trabzonspor’un motivasyonunda düşüklük olmasının normalliğinden yola çıkarsak zorlanacağı değil ama sıkıntı yaşayacağı bir maç bizi bekliyordu.

Her iki takımın da genel durumuna bir de Abdullah Avcı’nın ısrarla denemekten vazgeçmeyeceği oyun planlamasını eklersek taraftarın beklediği coşkulu, oyunu üçüncü bölgeye yıkıp, bütün hatları ile sonuç üretecek bir takım beklemek haklılığında olsa da taraftarın isteği olmuyor, olmaz da. Doğrudur; Fenerbahçe zaferinden sonra Konyaspor karşısında oyunu forse eden, üçüncü bölgede baskı kurup sonuç üreten bir takım bekleme haklılığına sahip bir toplum yapısına sahip olan bir camiadan bahsediyoruz ama öyle değil. Takım savunmasını doğru yapıp, ikinci bölgede direnç gösterip, bu bölgede kazanılan toplarla kenar organizasyonları geliştirip gol aramak Trabzonspor’un asli oyunu olmalı ama kabul etmeliyiz ki emekleme dönemindeki çocuktan koşmasını beklemek nasıl hayalcilikse, değişim gösteren bir takımdan da beklenilen oyunu şimdilerde beklemek hayal olur.

Set........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play