Süper Lig’de 15. haftanın kapanış gecesi Türk futbolu adına kapanış gecesi oldu.

Yetmedi yıllardır kronikleşmiş ve adeta kangren olmuş yapı bir yumrukla darmadağın oldu.

Kamu hizmeti yapan Halil Umut Meler’e yapılan saldırının yargıya taşınma sürecinden sonra bizlere sadece süreci takip etmek düşer.

Biz, bizim penceremizden bakmaya devam edersek, insanlık dışı bu eylemin yapılmasını hangi zaman diliminden incelememiz gerektiğine bir göz atalım.

Üç maymunu oynayan ve kulağının üzerinde yatma ısrarını sürdüren yapının en başından, kurullarına kadar tüm paydaşlar malum gecenin sorumlusudur.

‘Marka değeriniz batsın’ dedik olmadı, ‘VAR’ınız olmaz olsun’ dedik yine olmadı.

Geçmişte birlikte çalışan sonra çelişen yapı, işi geldi çatışmayla sonuçlandırdı.

Sen, marka değeri diye tutturmuşken bir yumrukla ülke değerinin ne hale geldiğine bakmadan halen daha sorumluyu dışardan arama sorumsuzluğunu devam ediyorsun.

Şöyle biraz geriye gidersek.

Daha düne kadar pamuklara sarıp sarmalanan Cüneyt Çakır’ı koruma adına Türk futbolunun ve Türk hakemliğinin imha edilişine seyirci kalan yapı, hakim olamadığı işin sahibi olduğunu sadece kameralar karşısında göstermeye çalıştı.

İzmir’di, Antalya’ydı, Ankara’ydı derken bölünmüş Türk hakemliğini bir türlü Merkez Hakem Kurulu yapısı içinde toplayamayanlar, defalarca MHK değişikliği yaparken Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD)ni görmemezlikten geldiler.

Kısacası hakemleri TFF - MHK değil ağabeyleri yönetti ve yönlendirdi.

Merhum Hasan Doğan’ın ani vefatından sonra rayından çıkan Türk futbolunu yönettiklerini sananlar atadıklarını yönetti ama bir türlü hakemler üzerinde etkin olamadı.

Mete Kalkavan için kulüp başkanı cezalandırırken VAR başında maçı katleden Kalkavan’a ödül gibi maç verirsen insanların sinir uçlarına dokunursun.

Kariyeri sonlandırılan Ali Palabıyık’ın günlerce medyada dolaşan açıklamalarını yok sayarak atamalarda çifte standart uygularsanız adalet sağlayamazsınız.

Şöyle bir son on yıla baktığımızda hakemlerin bu denli göz önünde olmasının yegane sebebi Türk futbol yapısının en güçlü halkası olarak hakemlerin kendilerini görmesinden kaynaklanıyor.

Bu ülkenin futbolu son on yıldır Cüneyt Çakır - Fırat Aydınus ikilisinin arasında sıkışıp kalınca alttan gelenlerde yapının ilgisiz ve bilgisiz olduğunu görüp güçlü hakem ağabeylerinin kanatları altına girdi.

Ülkenin başkentinde insan olanın insanlığından utanacağı bu eylemde o yumruk aslında Halil Umut Meler’in şahsında geçmişte adalet dağıtması gerekirken eyyamcılık yapanlara, haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu anlayışla düdük çalanlara, gözüne kar tanesi kaçanlara, düdükleri asılması gerekirken dokunulmaz olanlara atılmıştır.

Siz futbolun marka değeri derken, tüm dünyaya rezil olduğumuz böylesi utanç verici bir geceye aslında zemin hazırladınız.

Gerçi hakemler eylem koymasa yine hiçbir şey olmamış gibi davranacaktınız da neyse.

Eylemi yapan bir kulüp başkanı. Hem de geçen yıl centilmenlik ödülü almış bir başkan. Ne değişti de centilmenlik ödülü alan bir kişi böylesi bir eylemi gerçekleştirdi?

Eylemi bir taraftar yapsa anlarım.

Yazanı, çizeni, yorumlayanı, hakem eskisi, futbolcu eskisi etkilemiştir, taraftar da etkilenip hadi kabul etmesem de böyle bir eylem yapmıştır derim.

Arkadaş eylemi yapan bir kulüp başkanı.

Anlayacağınız olay yapının en başında cereyan ediyor.

Marka değeri diye tutturduğunuz futbolu en sonunda el birliğiyle infaz ettik…

QOSHE - Futbolun infaz gecesi - Ali Kemal Yazıcı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Futbolun infaz gecesi

20 1
13.12.2023

Süper Lig’de 15. haftanın kapanış gecesi Türk futbolu adına kapanış gecesi oldu.

Yetmedi yıllardır kronikleşmiş ve adeta kangren olmuş yapı bir yumrukla darmadağın oldu.

Kamu hizmeti yapan Halil Umut Meler’e yapılan saldırının yargıya taşınma sürecinden sonra bizlere sadece süreci takip etmek düşer.

Biz, bizim penceremizden bakmaya devam edersek, insanlık dışı bu eylemin yapılmasını hangi zaman diliminden incelememiz gerektiğine bir göz atalım.

Üç maymunu oynayan ve kulağının üzerinde yatma ısrarını sürdüren yapının en başından, kurullarına kadar tüm paydaşlar malum gecenin sorumlusudur.

‘Marka değeriniz batsın’ dedik olmadı, ‘VAR’ınız olmaz olsun’ dedik yine olmadı.

Geçmişte birlikte çalışan sonra çelişen yapı, işi geldi çatışmayla sonuçlandırdı.

Sen, marka değeri diye tutturmuşken bir yumrukla ülke değerinin ne hale geldiğine bakmadan halen daha sorumluyu dışardan arama sorumsuzluğunu devam ediyorsun.

Şöyle biraz geriye gidersek.

Daha düne kadar pamuklara sarıp sarmalanan Cüneyt Çakır’ı koruma adına Türk futbolunun ve Türk hakemliğinin imha edilişine seyirci kalan yapı, hakim olamadığı işin sahibi olduğunu sadece........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play