Dezenformasyon insanlığı tehdit ediyor… Görüleceği üzere sadece bizim sorunumuz da değilmiş… Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan “Küresel Riskler Algı Araştırması” 2024 raporunda yanlış bilgi ve dezenformasyon, insanlığı bekleyen en büyük tehditler olarak yer almış.

Dünyadan 1.500 uzmanın analiziyle oluşturulan raporda, temel olarak üç gruptaki riskler gözler önüne serilmiş:

1. Kısa ve uzun vadede en büyük 10 küresel risk.

2. ‘10 yıl içinde hangi yaklaşımların risk azaltma, hazırlıklı olma ve eyleme geçme’ konusunda en fazla potansiyel taşındığı

3. 2024’te küresel ölçekte ‘maddi kriz yaratma ihtimali en yüksek’ konular.

Şimdi bunlar neymiş, yakından bakalım…

Yalnızca 2024 değil, 2025 için de “1 numaralı küresel risk” olarak tespit edilen dezenformasyonu, kısa vadeli öngörüler kategorisinde sırasıyla aşırı hava olayları, toplumsal kutuplaşma, siber güvensizlik, devletlerarası silahlı çatışma, ekonomik fırsat eksikliği, enflasyon, zorunlu göç, ekonomik kriz ve kirlilik sorunları takip etmiş.

Uzun vadede (yani gelecek 10 yılda) küresel ısınma, iklim değişikliği ve buna bağlı gelişen aşırı hava olayları, en büyük tehditler olarak listenin başında yer almış. Ardından ise dünya sistemlerindeki kritik değişiklik beklentisi gelmiş. Bunu da ekosistemin çöküşü, biyoçeşitliliğin kaybedilmesi ve doğal kaynak kıtlığı takip etmiş. Yanlış bilgi ve dezenformasyon, uzun vadede yine ‘ilk 5 küresel risk’ten biriymiş. Merak edenler için liste; yapay zekâ teknolojilerinin yaratacağı olumsuz sonuçlar, zorunlu göç, siber güvensizlik, toplumsal kutuplaşma ve kirlilik başlıklarıyla devam ediyormuş.

2024’te küresel ölçekte ‘maddi kriz yaratma ihtimali en yüksek’ olduğuna inanılan 5 risk ise şöyle sıralanmış: 1. Aşırı hava olayları: Yüzde 66, 2. Yapay zekâ tarafından oluşturulan yanlış bilgi ve dezenformasyon: Yüzde 53, 3. Toplumsal ve/veya politik kutuplaşma: Yüzde 46, 4. Yaşam maliyeti krizi: Yüzde 42, 5. Siber saldırılar: Yüzde 39.

İkinci sırada yer alan ‘yapay zekâ teknolojilerinden kaynaklanan yanlış bilgi ve dezenformasyon’ sorununun önümüzdeki 2 yıl içinde seçim süreçlerini ve ekonomiyi etkileyebileceği, toplumsal huzursuzlukları ve çatışmaları tetikleyebileceği öngörülmüş.

10 yıl içinde risk azaltma, hazırlıklı olma ve eyleme geçme konusunda hangi yaklaşımın en fazla potansiyel taşındığı ise şöyle sıralanmış:

1. Yanlış bilgi ve dezenformasyon: Yüzde 86, 2. Toplumsal kutuplaşma: Yüzde 83, 3. İnsan haklarının erozyonu: Yüzde 70, 4. Kronik sağlık koşulları: Yüzde 61, 5. Sansür ve gözetim: Yüzde 60, 6. Bulaşıcı hastalıklar: Yüzde 60, 7. Yapay zekâ teknolojilerinin olumsuz sonuçları: Yüzde 58, 8. Devletler arası çatışmalar: Yüzde 54, 9. İşçi kıtlığı: Yüzde 50, 10. Kirlilik: Yüzde 49.

İnsan hayatını kolaylaştırmak için bizzat insan tarafından geliştirilmiş bazı araçların, insana hükmetmeye başlayarak pek çok yaşamı, toplumsal huzuru altüst ettiğinin tarihte örnekleri var. Mesela ticareti kolaylaştırmak için ‘takas’ yerine geçirilen para ya da korunmaya ve avlanmaya yarayan silahların insanların birbirlerini öldürmesi için kullanılması gibi… Bugün teknoloji hususunda da benzer şeyler söyleyebiliriz…

Araç olması gerek bir ürünü amaç hâline getirmenin yıkımına teslim olmamak için teknolojinin baş döndürücü hızıyla yarışmak, bu konudaki tartışmaları yaygınlaştırmak ve çeşitlendirmek şart gibi görünüyor…

“Her insan kendi içinde bir amaçtır ve asla bir başkasının amacı için araç hâline gelmemelidir.”

Erich Fromm

*“Global500 – Dünyanın En Değerli 500 Markası 2024” raporuna göre; geçen yıla kıyasla yüzde 74’lük artışla değerini 516,6 milyar dolara çıkaran Apple, ‘dünyanın en değerli markası’ olmuş. Onu 340,4 milyar dolar marka değeriyle Microsoft, ardından sırasıyla Google, Amazon, Samsung, Walmart, TikTok ve Facebook takip etmiş. Daha önceki yıllarda olduğu gibi teknoloji ve dijital medya şirketleri ezici çoğunluklarını koruyor. Sıralamadaki şirketlerin 203’ü ABD’li, 65’i Çinli, 33’ü Japon, 32’si Fransız, 28’i Alman, 20’si İngiliz markalarmış. İlk 500’de bir Türk markasının yer almaması üzücü olduğu kadar düşündürücü de… ‘Zıp çıktı’ fikirlerin peşine takılıp itibar ve marka yönetimini ciddiyetle ele almayan firmalar yakın zamanda listeye girmeyi de düşlemesinler…

*Dijital medya platformu GAİN, dünyanın önde gelen medya ve eğlence şirketi Warner Bros. Discovery ile stratejik bir ortaklığa imza atmış (Sinem Yağdı, Weber Shandwick). Bir markayı büyütmenin pek çok yolu vardır. İş birlikleri de bunlardan biridir. Burada dikkat edilmesi gereken ortaklık yapacağınız firmanın sizi ticari olduğu kadar itibar bakımdan da büyütmesidir.

*Çelik, porselen ve cam mutfak ürünleriyle tanınan Jumbo, tasarım ödülleri “Good Design Awards”ta altı ödül kazanmış. Jumbo, ülkemizin 75 yıllık değerli markalarından biri, kutluyoruz. Ancak söz konusu ödülleri tanıdığımız pek söylenemez. Hedef kitle ya da paydaşlar nezdinde bu ödüllerin bir anlam taşıması için ‘öncesi’nde “Good Design Awards”ın bilinirliğine ilişkin bir iletişim yürütmeleri yerinde olurdu. Böylece bu ödüllerin Jumbo’ya kattığı itibara ilişkin bir fikrimiz olabilirdi. (Ela Kaya, Lunatico)

QOSHE - Sadece bize bela olmamış… - Ali Saydam
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sadece bize bela olmamış…

32 3
23.01.2024

Dezenformasyon insanlığı tehdit ediyor… Görüleceği üzere sadece bizim sorunumuz da değilmiş… Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan “Küresel Riskler Algı Araştırması” 2024 raporunda yanlış bilgi ve dezenformasyon, insanlığı bekleyen en büyük tehditler olarak yer almış.

Dünyadan 1.500 uzmanın analiziyle oluşturulan raporda, temel olarak üç gruptaki riskler gözler önüne serilmiş:

1. Kısa ve uzun vadede en büyük 10 küresel risk.

2. ‘10 yıl içinde hangi yaklaşımların risk azaltma, hazırlıklı olma ve eyleme geçme’ konusunda en fazla potansiyel taşındığı

3. 2024’te küresel ölçekte ‘maddi kriz yaratma ihtimali en yüksek’ konular.

Şimdi bunlar neymiş, yakından bakalım…

Yalnızca 2024 değil, 2025 için de “1 numaralı küresel risk” olarak tespit edilen dezenformasyonu, kısa vadeli öngörüler kategorisinde sırasıyla aşırı hava olayları, toplumsal kutuplaşma, siber güvensizlik, devletlerarası silahlı çatışma, ekonomik fırsat eksikliği, enflasyon, zorunlu göç, ekonomik kriz ve kirlilik sorunları takip etmiş.

Uzun vadede (yani gelecek 10 yılda) küresel ısınma, iklim değişikliği ve buna bağlı gelişen aşırı hava olayları, en büyük tehditler olarak listenin başında yer almış. Ardından ise dünya sistemlerindeki kritik değişiklik beklentisi gelmiş. Bunu da ekosistemin çöküşü, biyoçeşitliliğin kaybedilmesi ve doğal kaynak kıtlığı takip etmiş. Yanlış bilgi ve dezenformasyon, uzun vadede yine ‘ilk 5 küresel risk’ten biriymiş. Merak edenler için liste; yapay zekâ teknolojilerinin yaratacağı olumsuz sonuçlar, zorunlu göç, siber güvensizlik, toplumsal kutuplaşma ve kirlilik başlıklarıyla devam ediyormuş.

2024’te küresel ölçekte ‘maddi kriz yaratma ihtimali en yüksek’ olduğuna inanılan........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play