Maraş Ağıdı’nı deprem sonrasında Kahramanmaraş’ın acı görüntüleri eşliğinde çokça dinledik: “Maraş Maraş derler, bu nasıl Maraş / Al kızıl kan içinde can veren gardaş / Ufak taşınan bina yapılmaz / Bir ben ölmeyinen Maraş yıkılmaz…”

Belki yine bir deprem sonrası söylendi bu yüreklere dokunan ağıt. Acının, çaresizliğin, garipliğin yanında küçük bir itiraz da var: “Ufak taşınan binan yapılmaz.”

Şehirlerimiz çirkin, plansız büyüyor. Toprak aşkı, beton sevdası, imar rantından sağlanan yüklü miktardaki haksız kazanç iştahı şehirlerimizi mahvediyor. Şehirlerimiz çirkinleştikçe insanımız çirkinleşiyor; çirkin insanlar daha çirkin şehirler inşa ediyorlar ve bu kısır döngü ülkemizi, milletimizi tehdit ediyor.

Türkiye’nin bir beka meselesi varsa, o da çirkinleşen şehirlerimizdir. Çirkin şehirlerden güzel nesiller yetişmez.

Deprem bize sadece çürük zeminleri, o zeminlere “ufak taşlarla yapılan binaları” değil, tehdit altında olan bekamızı gösterdi. Şehirlerimizi ayağa kaldırırken, bu çirkin kentleşmeyi, bu azgın rant hırsını masaya yatırmak, frenlemek, asla delinemeyecek imar anayasası yapmak zorundayız.

O kadar felaket nasihat olmadı; 6 Şubat depremi ibret olur, nasihat olur inşallah.

Hayrettin Güngör önümüzdeki seçimlerde aday yapılmadı. Küskün değil, kırgın değil. Son 1 yıl da kolay geçmedi. Dolayısıyla bir süre dinlenecek. Ama sahada, aktif, belediye başkanlığının yanı sıra seçim için de çalışıyor.

Makamı, rütbesi, koltuğu alınınca vefayı unutup başka kapılara kapıkulu olanlara Hayrettin Güngör duruşu ibret olsun.

Kilis’teki hava, şehrin AK Parti ile devam edeceğine işaret ediyor. Reşit Polat da rahat ama teşkilatla birlikte sokak sokak, cadde cadde çalışıyor.

Kilis, Suriye sınırının sıfır noktasında bir şehrimiz. Kendi nüfusu kadar Suriyeli misafire ev sahipliği yapıyor ancak şehre çok güçlü bir kardeşlik iklimi hâkim. Kilis’te zaman zaman sınır ötesinden top sesleri duyulsa da şehrin içinde barış ve huzur hüküm sürüyor.

Reşit Polat seçildiğinde Kilis’te çok işi olacak. Yapacak çok iş var ama Kilis’i de, Türkiye’yi de ayakta ve bir arada tutan bu manevi mekânların onarımı öncelik arz ediyor. Ayrıca Reşit Polat’ın, Kilis’teki örnek kardeşlik modelini Türkiye’ye anlatmak gibi bir misyonu da olacak.

Türkiye genelinde olduğu gibi Kilis’te de emeklilerin hoşnutsuzluğu dikkat çekiyor. Son maaş zamları kimini memnun etmiş, kimini etmemiş. Türkiye’de emekli sayısının çalışan sayısına oranı çok azaldı; devletin işi kolay değil. Emekli de bütünüyle mutlu değil. Türkiye’nin radikal bir emekli maaş reformuna ihtiyacı var ama bu seçimden sonra konuşulabilir. Seçime kadar ise, emeklinin yüzünü güldürecek müjdelere ihtiyaç olduğu çok açık.

QOSHE - Bir felâket bin nasihat - Aydın Ünal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir felâket bin nasihat

15 3
09.02.2024

Maraş Ağıdı’nı deprem sonrasında Kahramanmaraş’ın acı görüntüleri eşliğinde çokça dinledik: “Maraş Maraş derler, bu nasıl Maraş / Al kızıl kan içinde can veren gardaş / Ufak taşınan bina yapılmaz / Bir ben ölmeyinen Maraş yıkılmaz…”

Belki yine bir deprem sonrası söylendi bu yüreklere dokunan ağıt. Acının, çaresizliğin, garipliğin yanında küçük bir itiraz da var: “Ufak taşınan binan yapılmaz.”

Şehirlerimiz çirkin, plansız büyüyor. Toprak aşkı, beton sevdası, imar rantından sağlanan yüklü miktardaki haksız kazanç iştahı şehirlerimizi mahvediyor. Şehirlerimiz çirkinleştikçe insanımız çirkinleşiyor; çirkin insanlar daha çirkin şehirler inşa ediyorlar ve bu kısır döngü ülkemizi, milletimizi tehdit ediyor.

Türkiye’nin bir beka meselesi varsa, o da çirkinleşen şehirlerimizdir. Çirkin şehirlerden güzel nesiller yetişmez.

Deprem bize sadece çürük zeminleri, o zeminlere........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play