Aboubakar’ın yeniden Beşiktaş’a dönme ihtimali konuşulduğunda yukarıdaki satırları yazmıştım. Birçok yayında da, “Aboubakar’la şampiyon olmaktansa, Aboubakarsız 4. olmak daha onurludur” dedim. “Beşiktaş böyle bir şey değil, başarı için her yol mübah değil, Beşiktaş tarihsel söylemleri ve değerleri ile var olan bir kulüp” dedi. Destek verenler oldu elbette ama butik bir grup... Ekseriyetle tüketim çılgınlığı yaşayan ve başarı gelsin de nasıl gelirse gelsin diye düşünen, anlık haz müptelası arkadaşlardan çok laf yedik. Büyük kulüp böyle düşünmezmiş, bizler dünde kalmışız, romantikmişiz, onların tabiriyle “Loser”mışız.

Ben kabul ediyorum ve pes ediyorum; Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ne Beşiktaş eski Beşiktaş, ne futbol eski futbol, ne de dünya eski dünya... Bakın buraya yazıyorum; yaşanan bu kadar meselenin üstüne 1 sene sonra Aboubakar’ın Beşiktaş’a geri dönme ihtimali belirsin, meşalelerle karşılayacak hatırı sayılır bir kitle bulunur. İnsanın en çok zoruna giden durum bu. Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan, şahsına münhasır bir hava katan soyut kavramların artık tükenmesi ve her şeyin elle tutulur, somut ve faydacı bir hale bürünmesi. Biz dünde kalmış çok az kişiyiz artık... Zamanımız geçmiş.

Bu durum Aboubakar’la sınırlı değil elbette. Aboubakar bir rol model... Siz burada tümevarım yöntemi uygulayın. Bu tüketim çılgınlığı (Sürekli pantolon ve ayakkabı satın almaktan bahsetmiyorum elbette), bu haz müptelalığı yarın öbür gün koca koca efsaneleri eritecek potada. Önce Rıza Çalımbay, sonra Samet Aybaba, ardından Feyyaz Uçar... Ve bu silsile böyle sürüp gidecek. Zaman artık 2 slogan atarak şov yapanların, 1 hafta göklere çıkarttığı oyuncuyu, hocayı, takımı, ertesi hafta yerin dibine gömüp iki durumda da büyük destek alan, alkışlanan, rakipleri aşağılayıp -özür dileyerek yazıyorum- “saplaaa, kuduurrtt” geri dönüşlerinden haz duyanların vakti... Bir farkındalık sağlanmadıkça – ki çok zor artık – buradan dönüş de neredeyse imkansız... İnönü zamanlarında Kapalı tribünde bir tezahüratta ne deniyordu, “Burası Kapalı, herkes kendine gelsin”...

QOSHE - Anlık hazlar zamanı! - Ergin Aslan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Anlık hazlar zamanı!

18 0
12.12.2023

Aboubakar’ın yeniden Beşiktaş’a dönme ihtimali konuşulduğunda yukarıdaki satırları yazmıştım. Birçok yayında da, “Aboubakar’la şampiyon olmaktansa, Aboubakarsız 4. olmak daha onurludur” dedim. “Beşiktaş böyle bir şey değil, başarı için her yol mübah değil, Beşiktaş tarihsel söylemleri ve değerleri ile var olan bir kulüp” dedi. Destek verenler oldu elbette ama butik bir grup... Ekseriyetle tüketim çılgınlığı yaşayan ve başarı gelsin de nasıl gelirse gelsin diye düşünen, anlık haz müptelası arkadaşlardan çok laf yedik. Büyük kulüp böyle düşünmezmiş, bizler dünde kalmışız, romantikmişiz, onların tabiriyle “Loser”mışız.

Ben kabul ediyorum ve pes ediyorum; Artık hiçbir şey........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play