Beşiktaş’ta uzun süre sonra Başakşehir maçında farklı bir atmosfer vardı. Bu durum sahadan ziyade maç günü hem Beşiktaş semtinde hem de tribünlerde hissedildi. Bunun nedeni elbette camianın önemli bir değeri olan Rıza Çalımbay’ın teknik direktör olarak takımın başına geçmiş olmasıydı. Rıza Hoca, elbette sadece Beşiktaş ile olan ünsiyeti nedeniyle değil, Süper Lig’de en fazla maça çıkan teknik direktör unvanıyla ve tecrübesiyle, bu göreve layık olduğu için de takımın başına getirildi. Daha erken olması gereken bu görevlendirme, geç yapıldı. Bu geç kalış belki de Beşiktaş’ın Avrupa kupalarına erken veda etmesine neden oldu. Tabi, işin içerisine Beşiktaş siyaseti ve kişisel meseleler girince geç kalındı ve olan Beşiktaş’a oldu.

Dönelim tekrar Başakşehir maçındaki havaya; tribünler, uzun süre sonra takımı ve yönetimi protesto etmedi. Çünkü kulübede, hatırı Beşiktaşlılar için bitmeyecek bir figür vardı. Beşiktaşlılar’ın artık bir umudu var. Tabi yeryüzündeki hiçbir teknik adam, darmadağın olmuş bir takımı 2 ayda ideal hale getiremez. Ve özellikle aidiyeti düşük, takım ve kulüp başarısından ziyade, salt maaşına bakan oyuncu grubunun çoka olduğu takımlarda bu durum daha da zorlaşır. Hele hele sadece 2 aylık göreve gelmiş gibi düşünülen bir teknik adam, futbolcular için otorite olarak algılanmayabilir. Bu nedenle Beşiktaş’ta göreve gelecek olan yeni başkanın ilk hamlesi, futbl takımına, Rıza Çalımbay’ın kim olduğunu kararlı bir şekile anlatması olmalıdır. Çalımbay’ın buranın demirbaşı olduğunu futboluların iliklerine kadar anlaması gerekiyor. Beşiktaş, kendi iç dinamiklerini devreye soktuğunda, kendi gerçekleri ve kendi ilkeleri ile yeniden ayağa kalkacaktır. Bu söylem fazla romantik bulunmasın. Benzeşmelerin, Beşiktaş’a çok da fayda sağlamadığını zaman bize gösterdi. Kulüpteki, takımdaki, tribündeki, sosyal medyadaki bölük pörçük yapı bir an önce toparlanmalı ve dışarıya karşı camia refleksi ile hareket etmeye yeniden başlanmalı.

Beşiktaş, içinden geçtiği süreci avantaja çevirmeli. Şu an ortam müsait. Hem bu kriterlere uygun bir teknik adam takımın başına geldi hem de yapılacak olan başkanlık seçiminde iki çok düzgün figür aday oldu. Gerek Sayın Hasan Arat, gerekse Sayın Serdal Adalı, Beşiktaş başkanlık koltuğunu ziyadesiyle dolduracak isimler. Sakın bu cümlelerim her iki tarafa da mavi boncuk dağıtıyormuşum gibi algılanmasın. Beşiktaş camiası epeydir çok yorgun. Bu durumda en son istenilecek şey seçim sürecindeki gürültü ve sürtüşmedir. Şu ana kadar her şey çok nezih ve temiz gidiyor. Böyle devam edeceğine de eminim, çünkü iki başkan adayı da aksi bir duruma izin vermez. Birbirleriyle olan dostlukları da bu durumun garantisi olması lazım. Kimse merak etmesin, su yolunu bulur, Beşiktaş’a bir şey olmaz...

QOSHE - Yeni dönemin Beşiktaş’a getirileri - Ergin Aslan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yeni dönemin Beşiktaş’a getirileri

12 0
14.11.2023

Beşiktaş’ta uzun süre sonra Başakşehir maçında farklı bir atmosfer vardı. Bu durum sahadan ziyade maç günü hem Beşiktaş semtinde hem de tribünlerde hissedildi. Bunun nedeni elbette camianın önemli bir değeri olan Rıza Çalımbay’ın teknik direktör olarak takımın başına geçmiş olmasıydı. Rıza Hoca, elbette sadece Beşiktaş ile olan ünsiyeti nedeniyle değil, Süper Lig’de en fazla maça çıkan teknik direktör unvanıyla ve tecrübesiyle, bu göreve layık olduğu için de takımın başına getirildi. Daha erken olması gereken bu görevlendirme, geç yapıldı. Bu geç kalış belki de Beşiktaş’ın Avrupa kupalarına erken veda etmesine neden oldu. Tabi, işin içerisine Beşiktaş siyaseti ve kişisel meseleler girince geç kalındı ve olan Beşiktaş’a oldu.

Dönelim tekrar Başakşehir maçındaki havaya; tribünler, uzun süre sonra takımı ve yönetimi protesto etmedi. Çünkü kulübede, hatırı Beşiktaşlılar için bitmeyecek bir figür........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play