Liseden 2002’den mezun oldum. Ertesi yıl askere gittim, vatani görevim 15 ay sürdü. Üniversite sınavına ise 2012’de girdim. Tam 10 yıl sonra.

Dört yıl sürmesi gereken

lisans eğitimimi 2018’de tamamlayabildim. Üniversite eğitimim 15 yıl sarkmıştı. Benim, çok kısa 28 Şubat hikayem böyle. Uzatırım elbette ama

bilinen ve bilinmeyen

öyle ağır 28 Şubat zulümleri var ki benim anlatacaklarım masal kalır. Ben size Şerife Kaya’nın yaşadıklarını ve şu gün dahi verdiği o büyük mücadeleyi aktarmak istiyorum.

Şerife Kaya laborant. 28 Şubat sürecinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde görev yaparken, ilk muhtıradan sonra

kamuda çalışan başörtülülere soruşturma açılmış

. Kendisine önce uyarı ve kınama cezası verilmiş.

Başını açmayınca

da önce

açığa alınmış

. Sonra da

sürgüne gönderilmiş

. Nereyi mi sürülmüş?

Gökçeada’ya

. Tam bir

darbeci yıldırması

.

İki yıl içinde

de

memuriyetten ihraç edilmiş

. Görevine geri dönmesi ise

14 yıl

sürmüş.

Bugün 56 yaşında. Yasaklı kâbus dolu günler, sürgün, ihraç ve mesleğine dönme mücadelesi verdiği günler geride kalsa da Şerife Kaya’nın

28 Şubat hesabı açık duruyor

. Mücadeleye

binlerce 28 Şubat mağduru için

devam ediyor.

Şerife Kaya ile iki “28 Şubat bakiyesi” olarak geçtiğimiz hafta görüştük. Azmine, gayretine, derdine, davasına gıpta ettim.

Öfkesini diri tutan

,

kinini unutmayan

,

savrulmayan

ve istikamet üzere yürüyen dava kadını olarak anlattı ve kullandığı şu kavram dikkatimi çekti:

“Maskelenmiş 28 Şubat mağduriyetleri.”

Biraz daha açmasını istedim şöyle örneklendirdi: “Bizim hastanede genç bir hemşireye ağır mobing uyguladılar. Doğum izninden yeni dönmüştü. Hakkında soruşturma olmamasına rağmen kaymakamlıktan gelip,

‘ya istifa et

ya da başını açman gerekiyor’

diyorlar. Dayanamadı ve ‘başörtülü olduğum için çalıştırılmadığımdan istifa ediyorum’ dedi.

İstifa dilekçesini kabul etmediler

. ‘Ailevi sebeplerden istifa ettim’ diye değiştirttiler. Çevremizdeki birçok kadın ‘başörtüsü sebebiyle istifa ettim’ yazdırılmadığı için ailevi sebeplerden istifa ediyormuş gibi ayrıldılar. Bu şekilde maskelenmiş,

bugün 28 Şubat mağduru olarak sayılmayan

çeşitli mağduriyetler yaşandı.”

Dikkatimi çekti de üzerinden 27 yıl geçti ancak

‘maskelenmiş mağduriyetler’

konuşulmadı. Mesela Şerife Kaya bana, “Ersin kardeşim, başörtülerini açmadığı için sence kaç kız öğrencinin eğitim hakları ellerinden alınmıştır?” diye sordu. Ben haliyle “binlerce” dedim. Ancak öyle değilmiş. 28 Şubat sürecinde

başörtüsü yasağına direndikleri için

disiplin soruşturmasıyla öğrencilikleri sonlandırılan üniversiteli sayısı

sadece 195

imiş. Yani

kâğıt üstündeki

başörtüsü mağduru sayısı bu kadar.

Üniversitelerde

,

liselerde

,

kamuda

ve

ordudaki

binlerce vatandaş maskelenmiş mağduriyet yaşadı. Hukuki bir dayanakları olmadıkları için de haklarını geriye dönük alamadılar. Mesela

başörtüsü yasağından dolayı okula giremeyen

ve

devamsızlıktan sınıfta kalan

bir kız öğrenci resmiyette

28 Şubat mağduru görünmüyor

.

Bir örnek daha vereyim. 28 Şubat’ta lise 10. sınıf öğrencisi olan ve tüm notlarının beş olduğu karnesinde

Milli Güvenlik dersi sıfır geldiği için

okul birincisi olamayan, bu nedenle de katsayı engelini de aşamayıp Türkiye’de değil de Viyana’da okumak zorunda kalan Sümeyye Kuşakçı da

28 Şubat mağduru sayılmıyor

. Film olsa hayretler içinde izlenir. Yeni kuşaklar böyle bir filmi izlese, “Nasıl olur, hangi dünyada yaşıyoruz” derler. Ancak

ömrü hayatında 5’ten düşük not almamış bir kız çocuğunu

bir asker sırf inançlarından dolayı

sıfıra mahkûm etmiş

işte. Bu mobing değil de nedir? Nefret suçu değil midir? Ancak ne Sümeyye çocuk yaşta maruz kaldığı zulmün hesabını sorabiliyor ne de ona bu keyfi muameleyi yapan subay geçmişin hesabını vermiş değil.

Çünkü resmiyette bir mağduriyet ve zulüm yok

.

Dinledikçe, okudukça

hayret edilecek farklı alanlardan

binlerce perdelenmiş mağduriyet örnekleri sayabiliriz. Peki ne olacak bu konuşulmayan ve anılara hapsedilmiş haklar? Şerife Kaya ve diğer mağdurlar peşini bırakmamışlar ve 28 Ağustos 2021’de

28 Şubat Gönüllüleri Platformu

’nu kurmuşlar. Çok kararlılar ve

kurulduklarından beri

her ayın 28’inde YouTube üzerinden canlı yayınlar yapıyorlar.

Şerife Kaya platformun amacını şöyle özetledi: “Bugüne kadar 28 Şubat’ta

gasp edilen hakların tüm boyutlarıyla ele alınması

ve mağdurlara

tam anlamıyla iade-i itibar yapılmasını

istiyoruz.”

İstifaya zorlananlar

,

atamaları yapıldığı halde başörtülü oldukları için göreve başlatılmayanlar

, atama kararları iptal edilenler, emeklilik hakkını kazanmaya kısa süre kala ihraç edilince

Bağ-Kur’dan emekli olup ikramiye alamayanlar

, diploma denklikleri iptal edilip tenzili rütbe alanlar ve

memuriyete başlayamayanlar

, diploma denkliği iptal edilince kısa dönem askerlikleri uzun döneme çevrilenler,

üniversite eğitimlerini yarıda kesip yurt dışında tamamlayanlar

,

mezun oldukları halde

diploma

ya da

bitirme belgesi alamayanlar

Saymakla bitmez. Peki bu mağduriyetler nasıl giderilecek? Platform,

gerekli çalışmaları yapmış

. Mesela 1960 askeri darbesinin mağdurlarının zararlarının tanzimi için kurulan komisyonu bulmuşlar ve yıllara sari mevzuat düzenlemelerini ortaya çıkarmışlar. Öyle ki Adalet Bakanlığı bünyesinde

1960 darbesi mağdurları için hazırlanmış

web sitesi bile var. Buradan yola çıkarak 2

8 Şubat Mağdurlarının zararlarının tanzimi için

de bir komisyon kurulabilir. 28 Şubat Gönüllüleri Platformu çok detaylı bir de rapor hazırlamış.

28 Şubat

politik soykırım

dı.

Bin yıl sürmedi ama sancıları devam ediyor

. 28 Şubat zihniyetiyle her anlamda hesaplaşılması ve yeni teşebbüslerin önüne geçilmesi için esaslı bir hesaplaşmanın yanında

tüm mağduriyetlerin de giderilmesi şart.

Umarım yetkililer, ilgililer harekete geçerler. Rapor hazır, 28 Şubat Gönüllüleri Platformu sunum yapmayı bekliyor.

#28 Şubat

#Şerife Kaya

#mağduriyet

#öğrenci

#üniversite

#sürgün

#başörtüsü

QOSHE - ‘Sadece 195 kişi mi?’ - Ersin Çelik
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Sadece 195 kişi mi?’

53 2
29.02.2024
Liseden 2002’den mezun oldum. Ertesi yıl askere gittim, vatani görevim 15 ay sürdü. Üniversite sınavına ise 2012’de girdim. Tam 10 yıl sonra.

Dört yıl sürmesi gereken

lisans eğitimimi 2018’de tamamlayabildim. Üniversite eğitimim 15 yıl sarkmıştı. Benim, çok kısa 28 Şubat hikayem böyle. Uzatırım elbette ama

bilinen ve bilinmeyen

öyle ağır 28 Şubat zulümleri var ki benim anlatacaklarım masal kalır. Ben size Şerife Kaya’nın yaşadıklarını ve şu gün dahi verdiği o büyük mücadeleyi aktarmak istiyorum.

Şerife Kaya laborant. 28 Şubat sürecinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde görev yaparken, ilk muhtıradan sonra

kamuda çalışan başörtülülere soruşturma açılmış

. Kendisine önce uyarı ve kınama cezası verilmiş.

Başını açmayınca

da önce

açığa alınmış

. Sonra da

sürgüne gönderilmiş

. Nereyi mi sürülmüş?

Gökçeada’ya

. Tam bir

darbeci yıldırması

.

İki yıl içinde

de

memuriyetten ihraç edilmiş

. Görevine geri dönmesi ise

14 yıl

sürmüş.

Bugün 56 yaşında. Yasaklı kâbus dolu günler, sürgün, ihraç ve mesleğine dönme mücadelesi verdiği günler geride kalsa da Şerife Kaya’nın

28 Şubat hesabı açık duruyor

. Mücadeleye

binlerce 28 Şubat mağduru için

devam ediyor.

Şerife Kaya ile iki “28 Şubat bakiyesi” olarak geçtiğimiz hafta görüştük. Azmine, gayretine, derdine, davasına gıpta ettim.

Öfkesini diri tutan

,

kinini unutmayan

,

savrulmayan

ve istikamet üzere yürüyen dava kadını olarak anlattı ve kullandığı şu kavram dikkatimi çekti:

“Maskelenmiş 28 Şubat mağduriyetleri.”

Biraz daha açmasını istedim şöyle örneklendirdi: “Bizim hastanede genç bir hemşireye ağır mobing uyguladılar. Doğum izninden yeni dönmüştü. Hakkında soruşturma olmamasına rağmen kaymakamlıktan gelip,

‘ya istifa et

ya da başını açman gerekiyor’

diyorlar. Dayanamadı ve ‘başörtülü olduğum için çalıştırılmadığımdan istifa ediyorum’ dedi.

İstifa dilekçesini kabul etmediler

. ‘Ailevi sebeplerden istifa ettim’ diye değiştirttiler. Çevremizdeki........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play