Şu Erdoğan karşıtlığı ne menem şeydir Allah aşkına. Cumhuriyet Halk Partisi son on yıldır siyasette hak etmediği bir karşılık buluyor. Hiçbir emek sarf etmeden, emek vermeden ve siyaset üretmeden bir kesim insanı sürekli korkutarak oyunu alıyor. Peki bu insanları ne ile korkutuyor? Demokrasi ile korkutuyor.

Sömürge imparatorluğu 200 yıldır kavramsal üstünlüğü ele geçirdi ve bütün dünyada kimin makbul olduğunu ve kimin makbul olmadığını her zaman kendisi tanımladı. Bu kavramsal üstünlüğü güç ve medya tekeli ile sarsılmaz bir şekilde yönetti.

Kim Batı çıkarlarına hizmet ediyorsa yüceltildi her kim onların çıkarlarına çomak sokuyorsa o kişi dinine, ırkına, milletine bakmadan aşağılandı. İkinci Dünya Savaşı sonrası yürütülen bağımsızlık savaşlarına bakın, milletin önüne geçip kurtuluş savaşlarına liderlik edenler Batılı devletler nezdinde terörist ilan edilmişti. Bu kaderi yaşamayan devlet yok gibidir. Cezayir bağımsızlık savaşı en çarpıcı örneklerindendir. Bağımsızlık elde edilene kadar 1,5 milyon insan katliama maruz kaldı. Yaralılar ve sakat kalanların sayısını bilmiyoruz.

Birinci Dünya Savaşından hemen sonra İstiklal Harbi mücadelesi veren ülkemiz, doğrudan sömürge olmadı. Sağ olsunlar öyle bir tek parti dönemi yaşadık ki bu milleti sömürge ülkelerinden daha fakir daha sefil duruma düşürmeyi başardılar.

Özellikle tek partinin İnönü dönemi uygulamaları, bir şekilde ülkenin sefalete sürüklenmesi için plan yapmış gibi vahim bir durum ortaya çıktı.

Cumhuriyet bir yönetim şeklidir. I. Meşrutiyet ve II. Meşrutiyet deneyimleri demokrasi deneyimleridir. Ankara Hükümeti kurulduğunda ‘rejim değil hükümet değişti’ kanaati hakimdir. Cumhuriyet rejimi gökten gelmiş bir uygulama değildir.

Tek parti elitleri cumhuriyetin kuruluşunu Bolşevik Devrimi gibi sunup ülkenin kalkınması, gelişmesi, büyümesi ve rakip devletlerle rekabet yerine Türk halkına rejim pazarladılar. Bugün cumhuriyet yönetiminden kimsenin şikâyeti olmadığı halde bir düşman hattı oluşturup yine rejimi savunan tarafa kendilerini koyuyorlar. Fakat tiyatro bitti. Anadolu evlatları uyandılar.

Tek parti vesayeti öyle ilginç bir tasavvur ortaya koydu ki sanki Cumhuriyet cumhur için değil de CHP’liler için kurulmuş ve onlara babadan oğula miras bırakılmış. Atatürk ise CHP’ye seçim kazandırmak için kuruculuk yapmış bir lider.

Cumhuriyet yönetimini bir tek parti ve asker-sivil vesayetine dönüştüren zihniyet, dar bir zümrenin refahını korumayı ana amaç olarak belirlemişti. Başka bir amaçları yoktu. Gayrısı nutuk atmaktan ibaretti. 1938-1950 arası dönem bu açıdan incelemeye değer.

Çok partili hayata geçişle birlikte CHP’nin altından iktidar halısı kaydı. İktidarı kaybeden CHP, iktidara ortak olan her siyasi partiyi rejim düşmanı ilan etti. İster sol ister milliyetçi ister İslamcı olsun bu zehirli oklardan kimse vareste kalamadı. Bugün hala kim CHP çıkarlarına hizmet etmezse CHP’nin ötekisidir.

12 Eylül’den önce komünizm tehlikesi. Refah Partisi dönemi şeriat tehlikesi. AK Parti gelince ne komünizm ne şeriat doğrudan Erdoğan düşmanlığı dönemi başladı. Erdoğan düşmanlığının kökünde neler var: Küresel çete bütün devletleri kendi tekeline bağlı olarak yönettiği için sistem dışına çıkan devlet başkanları doğrudan sömürge imparatorluğunun düşmanıdır. Son on yıldır seçim önceleri Batı medyasında Erdoğan düşmanlığı içeren yazılar, Türkiye’deki karşıtlığı geride bırakmıştı. The Economist, Der Spiegel vb. Erdoğan düşmanlığını önce FETÖ ve PKK oluşturdu. CHP bu mirası devraldı sonra kendi siyasetin kaldıracı olarak kullandı. Her kim bir müstakil siyaset ortaya koymaya çalışınca CHP’nin iktidarına mâni olmak ve Erdoğan’ın iktidarını yaşatmakla suçlanır oldu.

Erdoğan’ın tek parti zihniyetine verdiği zarar çoktur. Demokratik bir Türkiye inşa etti, vesayeti sonlandırdı, ülkeyi kalkındırdı. Dış politikada ise ülkemizi dünyanın bütün süper güçleri ile göz hizasında konuşacak düzeye çıkardı. Ülkeyi tarihsel misyonu ile buluşturdu.

CHP’liler nezdinde Erdoğan’ın en büyük günahı ise onları 20 yıldır iktidardan uzak tutmasıdır. Bugün CHP, kitlesini demokrasi ile korkutuyor çünkü demokrasi Anadolu insanını iktidara taşıdı.

QOSHE - CHP kendi seçmenini demokrasi ile korkutuyor - İhsan Aktaş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

CHP kendi seçmenini demokrasi ile korkutuyor

14 24
06.02.2024

Şu Erdoğan karşıtlığı ne menem şeydir Allah aşkına. Cumhuriyet Halk Partisi son on yıldır siyasette hak etmediği bir karşılık buluyor. Hiçbir emek sarf etmeden, emek vermeden ve siyaset üretmeden bir kesim insanı sürekli korkutarak oyunu alıyor. Peki bu insanları ne ile korkutuyor? Demokrasi ile korkutuyor.

Sömürge imparatorluğu 200 yıldır kavramsal üstünlüğü ele geçirdi ve bütün dünyada kimin makbul olduğunu ve kimin makbul olmadığını her zaman kendisi tanımladı. Bu kavramsal üstünlüğü güç ve medya tekeli ile sarsılmaz bir şekilde yönetti.

Kim Batı çıkarlarına hizmet ediyorsa yüceltildi her kim onların çıkarlarına çomak sokuyorsa o kişi dinine, ırkına, milletine bakmadan aşağılandı. İkinci Dünya Savaşı sonrası yürütülen bağımsızlık savaşlarına bakın, milletin önüne geçip kurtuluş savaşlarına liderlik edenler Batılı devletler nezdinde terörist ilan edilmişti. Bu kaderi yaşamayan devlet yok gibidir. Cezayir bağımsızlık savaşı en çarpıcı örneklerindendir. Bağımsızlık elde edilene kadar 1,5 milyon insan katliama maruz kaldı. Yaralılar ve sakat kalanların sayısını bilmiyoruz.

Birinci Dünya Savaşından hemen sonra İstiklal Harbi mücadelesi veren ülkemiz, doğrudan sömürge olmadı. Sağ olsunlar öyle bir tek parti dönemi yaşadık ki bu milleti sömürge ülkelerinden daha fakir daha sefil duruma düşürmeyi başardılar.

Özellikle tek partinin İnönü dönemi........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play