İki yüz yıldır sürekli kaybediyoruz, sürekli ölümlerimiz oluyor. Birinci Dünya Savaşı’na varıncaya kadar bir yüzyıl topraklarımız işgale uğradı. İkinci Yüzyıl’da da kültür emperyalizmine maruz kaldık.

Birçok mesele ortaya çıktığı zaman Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın kaybetmesine ve Osmanlı’nın kaybettiği topraklardan 50’ye yakın devletin ortaya çıkmasına atıf yapıyoruz.

Bilindiği gibi aslında Birinci Dünya Savaşı fiilen bitmiş değil. Yani Birinci Dünya Savaşı’nda Batı işgalinin oluşturduğu sancı tüm coğrafyada devam ediyor.

Batı sömürge imparatorluğu, Uzak Asya’da ve Afrika’da birçok ülke işgal etti. Kanaatim o ki Batı, Türkiye’ye işgal ettiği ve sömürge altına aldığı ülkelerden daha çok operasyon yaptı.

Gelinen noktada Amerika ve İngiltere’nin oluşturmuş olduğu köle sistemine bugüne bakınca, hatta konuyu biraz daha geriye götürüp Osmanlı modernleşmesine kadar derinleştirebiliriz. Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde yetişen ‘aydın’ sınıfı, sanki İngiltere ve Amerika çıkarlarını korumak için her defasında Batı yanlısı sömürge imparatorluğundan yana kendi halkının çıkarına karşı refleksler göstermiştir.

Bugün baktığınız zaman HDP daha çok PKK’nın emrinde ya da tekelinde bir partidir ve reflekslerini daha çok o şekilde göstermektedir.

Oysa CHP bu ülkenin kurucu partisidir ve demokrasiye geçiş noktasında çabaları olmuştur.

CHP, 1938-50 arası neredeyse bu ülkenin hilafına çalışan bir partiye dönüşmüştür. Ekonomik gelişmeleri engelleyen, Türkiye’yi dünyadan soyutlayan, neredeyse Stalin Rusya’sı gibi bir Türkiye oluşturma hayali kurmuştur. Halkı aşağılayan, ötekileştiren, dışlayan bir müstemleke valisi gibi 12 yıllık bir iktidar sürdürdü. CHP, bugünkü cürümlerinin tamamını savunmak için genelde Mustafa Kemal Atatürk’ü öne sürmektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tek parti ve Milli Şef’den farklılıklarını bu toplum iyi bilmektedir.

Eğer utanmasalar HDP bile kendi terör girişimlerini ya da terörden yana olan tutumunu onlar da Atatürk’ü önüne alarak savunma yapacak ama bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi kadar mahir değil.

Türkiye zaman zaman ABD ile zaman zaman İsrail ile zaman zaman da Batılı devletlerle karşı karşıya geliyor.

Normal şartlarda Türkiye için yetiştirilen aydınların böyle bir şey hayal etme imkânı bile yoktur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin tarihsel misyonu ile özdeşleşerek ve Türkiye’yi de güçlendirerek Avrupa devletleri ile rekabet edip dünyanın büyük devletleri ile göz hizasında konuşacak hale getirdi.

Bu, aynı zamanda bölgesel bir güç olarak büyük Türkiye’nin de ortaya çıkması anlamına gelir.

Dünyanın süper güçleri ya da İsrail gibi devletler, Türkiye’nin bu yükselişini engellemek için başvurdukları en keskin yöntem, PKK gibi FETÖ gibi terör örgütlerini sahaya sürmektir.

Geçtiğimiz birkaç gün içerisinde şehitlerimiz oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz. Meclis’te bir ortak bildiri söz konusu olunca Cumhuriyet Halk Partililer sudan bahanelerle bildiriye imza atmaktan çekindiler.

Kurulduğu günden beri Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün reflekslerine, bütün siyasetine destekçi olan İYİ Parti son dönemlerde Cumhuriyet Halk Parti’den uzaklaşıyor.

İYİ Parti’nin kendisini Cumhuriyet Halk Partisi beklentilerinden ayrıştırması, Cumhuriyet Halk Partisi’nde olağanüstü bir travma oluşturdu. Bir taraftan İYİ Parti’ye saldırırken diğer taraftan da HDP tezlerine yakın durmak istemektedirler ki bu konuda bir müttefikleri ile aralarında bir çatlak oluşmasın.

Kılıçdaroğlu döneminde Cumhuriyet Halk Partisi’nde marjinal sol örgütler, örgütçü solcular ve bazı etnik grupların etkisi vardı. Bütün bu alt grupların göbeğinde Kıta Avrupası’na bağlı gruplar da vardı. Görünen o ki İYİ Parti’nin Cumhuriyet Halk Partisinden uzaklaşması, Cumhuriyet Halk Partisi içerisindeki sol etkiyi artırmış ve HDP ile yakınlaşma bir boyut yukarıya taşınmıştır.

Ülkeler, milletler zor bir durumla karşı karşıya kaldıkları zaman onların birlik-beraberliği ülke içinde ve düşmana karşı da bir mesaj anlamına gelir. Cumhuriyet Halk Partisi geçirdiği iç siyasi tereddütlerden dolayı düşmana mesaj verme konusunda tereddütlü. Bırakın düşmana mesaj vermeyi karmakarışık ne anlama geldiği belli olmayan cümlelerle Meclis’te ortak metin dışında bir metin yayınladılar.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin kafası çok karışık. Türkiye’ye dair, uluslararası ilişkilere dair, Türkiye’nin geleceğine dair muvazenesi dağılmış.

Biz, zaman zaman siyasi parti olarak İYİ Parti’nin bir ‘siyasal ülkü’ belirlemediğinden bahsederdik. Bundan sonra İYİ Parti için geçerli olan kafa karışıklığı muhtemeldir ki Cumhuriyet Halk Parti’si için de geçerli olacak.

Bu zihinsel altyapıyla, bu darmadağınık tutumla Cumhuriyet Halk Partisi’nin neredeyse bundan sonra ülke geleceği ile alakalı söyleyecek sağlıklı bir sözü olmayacak gibi…

QOSHE - İYİ Parti’nin ayrılığı CHP’nin ayarlarını bozdu - İhsan Aktaş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İYİ Parti’nin ayrılığı CHP’nin ayarlarını bozdu

16 7
26.12.2023

İki yüz yıldır sürekli kaybediyoruz, sürekli ölümlerimiz oluyor. Birinci Dünya Savaşı’na varıncaya kadar bir yüzyıl topraklarımız işgale uğradı. İkinci Yüzyıl’da da kültür emperyalizmine maruz kaldık.

Birçok mesele ortaya çıktığı zaman Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın kaybetmesine ve Osmanlı’nın kaybettiği topraklardan 50’ye yakın devletin ortaya çıkmasına atıf yapıyoruz.

Bilindiği gibi aslında Birinci Dünya Savaşı fiilen bitmiş değil. Yani Birinci Dünya Savaşı’nda Batı işgalinin oluşturduğu sancı tüm coğrafyada devam ediyor.

Batı sömürge imparatorluğu, Uzak Asya’da ve Afrika’da birçok ülke işgal etti. Kanaatim o ki Batı, Türkiye’ye işgal ettiği ve sömürge altına aldığı ülkelerden daha çok operasyon yaptı.

Gelinen noktada Amerika ve İngiltere’nin oluşturmuş olduğu köle sistemine bugüne bakınca, hatta konuyu biraz daha geriye götürüp Osmanlı modernleşmesine kadar derinleştirebiliriz. Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde yetişen ‘aydın’ sınıfı, sanki İngiltere ve Amerika çıkarlarını korumak için her defasında Batı yanlısı sömürge imparatorluğundan yana kendi halkının çıkarına karşı refleksler göstermiştir.

Bugün baktığınız zaman HDP daha çok PKK’nın emrinde ya da tekelinde bir partidir ve reflekslerini daha çok o şekilde göstermektedir.

Oysa CHP bu ülkenin kurucu partisidir ve demokrasiye geçiş noktasında çabaları olmuştur.

CHP, 1938-50 arası neredeyse bu ülkenin hilafına çalışan bir partiye dönüşmüştür. Ekonomik gelişmeleri engelleyen, Türkiye’yi dünyadan soyutlayan, neredeyse Stalin Rusya’sı gibi bir Türkiye oluşturma........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play