Son seçimde araştırma firmaları Millet İttifakı’na oldukça zarar verdi. Elbette ki, sorunun kaynağı sadece araştırma firmaları değildi.

Bir siyasi partiye ilham veren farklı farklı gruplar vardır. Konuyu Cumhuriyet Halk Partisi açısından ele alırsak bu gruplar şöyle sıralanıyor:

- Öncelikli olarak geleneksel Cumhuriyet Halk Partililer ve akademik kadro

- Siyasi kadrolar

- Cumhuriyet Halk Partisini destekleyen medya topluluğu

- Sosyal medya fenomenleri ya da trolleri ve

- Araştırma firmaları.

Millet İttifakı ilginç bir deneyim yaşadı. Yerel seçimler Millet İttifakı’nın lehine sonuçlanınca, geriye kalan dört yıl, hergün iktidarı kazanmışlar gibi bir hissiyat içerisinde yaşadılar. Bu süre zarfında ilginç bir inanmışlık ortaya çıktı. Hem siyasi partiler, hem araştırma firmaları, hem akademisyenler, hem de medya trolleri toplu halde Millet İttifakı’nın seçimi kazandığına inandılar. Bu inanmışlık öyle yüksek boyutlara ulaştı ki, neredeyse Cumhur İttifakı temsilcilerini, sözcülerini, ya da televizyonda tartışmaya çıkanlarnın ağzını açmalarına müsade etmiyorlardı.

Fakat siyaset böyle çok aşırı ideolojik ön kabul ve şartlanmışlıkla yapılan bir iş değildir. Halkın ne istediğini beklentilerini taleplerini ve umutlarını yönlendiren siyasi partilerin daha başarılı olduğu görülmüştür. Bu konuda AK Parti, sürekli seçim kazanarak, kurulduğu günden beri sürekli yerel yönetimleri ve ülke iktidarını elde tutarak, bir yönüyle hem Türkiye’deki, hem de dünyadaki diğer siyasi partilere ilham verecek haklı bir pozisyon kazanmıştır.

AK Parti bir lider avantajına sahiptir. Recep Tayyip Erdoğan, gerek geniş parti ağı, gerekse entelektüel kesim ile, medyadan ve ayrıca bire bir diyalog içerisinde olduğu beldeden, büyükşehir’e kadar her noktada tanıdığı, bildiği insanlarla toplumsal gelişmeleri yakından takip etmektedir.

Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan, araştırma sektöründen istifade etmeyi, bugüne kadar siyasi partilerin hiç birisinde olmadığı kadar, başarmıştır. AK Parti kurulduğu ilk günden beri araştırmaya önem vermiş, sürekli kendisine çalışan araştırma firmaları olmuş ve bu firmalarından aldığı verileri, kendi siyasi deneyimi ile, ‘network’üne ve kendine akıp gelen bilgilerle eşleştirmiş, birbiriyle karşılaştırmış, bir bakıma siyasi açıdan elde ettiği verileri bilimsel araştırmalarla test etmiştir.

Elbette siyasi süreçlerin bütün kararları, araştırma üzerinden elde edilmez. Ya bir siyasi deneyim ve müktesebatınız varsa, araştırma verisi kullanmak ve ondan istifade etmek oldukça faydalıdır.

Eğer Millet İttifakı gibi, bir siyasal deneyim ve müktesebatınız yoksa, araştırma sektörünün de bu siyasete sunacağı fazla bir hizmet imkanı yoktur. Yani, araştırma sektörünün faydası olduğu kadar tehlikeli yanları da vardır.

Eğer kurum denetiminden uzak, manipülasyona açık ve verilerle oynayan karakterler varsa, ki Millet İttifakı’na çalışan firmalarda bunu görmüş olduk, bu verinin kullanılması aslında piyasada bir manipülasyon, değer kayması ve yanlış karar almaya zemin hazırlamaktadır.

Bu sektörde çalışmaya başladığımız zaman rahmetli Bahri Zengin misafir gelmiş ve bize bir tavsiyede bulunmuştu. “Eğer verilerle oynamazsanız, işinize sadık kalırsanız önümüzdeki on yılda Türkiye’nin en başarılı ve deneyimli

firması olursunuz.” demişti.

Biz de sohbet sırasında şöyle bir ifade kullanmıştık: Bir araştırma firma sahibinin verilerle oynamasıyla, bankada çalışan bir veznedarın kasadan para çalması aynı şeydir. Bu sektörde bulunmak, bilim açısından, ahlak açısından ve veri sadakat açısından çok titizlik içermelidir.

Seçim yaklaştığı şu dönemde, siyasi partilerin çalıştığı kurumsal yapılara ilaveten piyasada manipülasyon için dolaşan firmaların sayısı da yeniden çoğalmaktadır. Manipülasyon için ortalıkta dolaşan firmalar sadece araştırma yapmakla kalmıyor, aynı zamanda bu eldeki verileri çok çok yüksek makamlara götürdükleri izlenimini etraflarına yaymaya çalışıyorlar.

Cumhur İttifakı partileri açısından ele alırsak, her iki parti de oldukça kurumsal yapılardır, aynı zamanda araştırma ve araştırma sektörü ile ilgili tutumları da kurumsaldır.

Ahmet Davutoğlu dönemi AK Parti’de son bulunca, AK Parti bazı araştırma firmalarıyla ilişkisini kesmişti. Bu firmaların CHP, Millet İttifakı, Halk TV gibi kurumların kapısında dolaştığı dikkatini çeken deneyimli bir siyasetçi büyüğümüz bu arkadaşların neden transfer arar gibi kapı kapı dolaştıklarını bana sordu.

Ben de, “Bir araştırma firması sahibi, sadece araştırma mesleğiyle meşgulse çalıştığı kurumu bıraktığı zaman ya kendi işine odaklanır ya da akademik çalışmalarda bulunur. Ancak bunlar daha fazla konularla meşgul oldukları için geçmişte kaybettiklerini arıyorlar.” diye cevap vermiştim.

Özünde tüm mesleklerin, meslek etiğine ve bilime saygılı bir duruşa ihtiyaçları vardır. Verileri kamuoyunu bire bir etkilediği için bu etik ilkelere en çok uyması gerekenler de araştırma firmaları olmalıdır.

QOSHE - Siyasi partiler ve araştırma firmaları - İhsan Aktaş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siyasi partiler ve araştırma firmaları

23 29
05.12.2023

Son seçimde araştırma firmaları Millet İttifakı’na oldukça zarar verdi. Elbette ki, sorunun kaynağı sadece araştırma firmaları değildi.

Bir siyasi partiye ilham veren farklı farklı gruplar vardır. Konuyu Cumhuriyet Halk Partisi açısından ele alırsak bu gruplar şöyle sıralanıyor:

- Öncelikli olarak geleneksel Cumhuriyet Halk Partililer ve akademik kadro

- Siyasi kadrolar

- Cumhuriyet Halk Partisini destekleyen medya topluluğu

- Sosyal medya fenomenleri ya da trolleri ve

- Araştırma firmaları.

Millet İttifakı ilginç bir deneyim yaşadı. Yerel seçimler Millet İttifakı’nın lehine sonuçlanınca, geriye kalan dört yıl, hergün iktidarı kazanmışlar gibi bir hissiyat içerisinde yaşadılar. Bu süre zarfında ilginç bir inanmışlık ortaya çıktı. Hem siyasi partiler, hem araştırma firmaları, hem akademisyenler, hem de medya trolleri toplu halde Millet İttifakı’nın seçimi kazandığına inandılar. Bu inanmışlık öyle yüksek boyutlara ulaştı ki, neredeyse Cumhur İttifakı temsilcilerini, sözcülerini, ya da televizyonda tartışmaya çıkanlarnın ağzını açmalarına müsade etmiyorlardı.

Fakat siyaset böyle çok aşırı ideolojik ön kabul ve şartlanmışlıkla yapılan bir iş değildir. Halkın ne istediğini beklentilerini taleplerini ve umutlarını yönlendiren siyasi partilerin daha başarılı olduğu görülmüştür. Bu konuda AK Parti, sürekli seçim kazanarak, kurulduğu günden beri sürekli yerel yönetimleri ve ülke iktidarını elde tutarak, bir yönüyle hem Türkiye’deki, hem de dünyadaki diğer siyasi partilere ilham verecek haklı bir pozisyon kazanmıştır.

AK Parti bir lider avantajına sahiptir. Recep Tayyip Erdoğan, gerek geniş parti ağı, gerekse........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play