Geçtiğimiz cumartesi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın düzenlediği ve Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı “Yüzyılın Dönüşümü İstanbul” programında AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı açıklanmadı ama bana kalırsa İstanbul’un yerel seçim kampanyası fiili olarak başlatıldı.

Bu kanaatimi besleyen iki husus var. Birincisi, Cumhurbaşkanımızın konuşmasında İstanbul ve belediye başkan adayı hakkında verdiği tafsilat. Hem “İstanbul’a kendisini adayacak bir aday” profilinin üzerinde durdu Cumhurbaşkanımız, hem de İstanbul’un önümüzdeki dönemde belirleyici kavramının “kentsel dönüşüm” olacağını beyan etti.

İkincisi de Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın ortaya koyduğu “İstanbul için kentsel dönüşüm projesi”nin büyüklüğü. Açık konuşmak gerekirse kentten de dönüşümden de pek anladığı söylenemeyecek Ekrem İmamoğlu ile eşgüdüm halinde çalışarak İstanbul’u dönüştürmek zor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız, İstanbul için merkezi iktidarın gücü ile birlikte yerel iktidarın gücünün de yanında olmasını ve İstanbul’un uyum içerisinde dönüşmesini arzu ediyor.

Bence, “İstanbul’u yönetmeye talip olacak aday”da bu dönem aranacak iki temel nitelik var.

“Toplumsallık ve hendese” diyeceğim ben bu iki niteliğe.

Toplumsallık yani İstanbulluların en geniş çerçevede kabul edebileceği bir yönetici karakteri... Teşkilatlardan ve AK Parti Genel Merkezi’nden edindiğim hava, bu toplumsallık arayışının başat bir modelleme olduğu yönünde. Kabaca “Kadir abi modeli bir aday” diyor konuştuğum insanlar. Merkezi siyasetle ilgisi ve ilişkisi İstanbul ile sınırlı kalacak, toplumsal bütün kesimlerle iletişim kurabilecek ve “kent yönetimi hakkında vizyon sahibi” bir aday demek bu. Rahmetli Başkan Kadir Topbaş’ın böyle bir başkan olup olmadığı tartışmasını saklı tutarak söylemem gerekirse İstanbul’un sıkışan yerel siyasetini rahatlatmak için de, şehrin hızla hizmet alması için de, ortaya İstanbul’a yakışır bir şehir vizyonu koymak için de bu “toplumsallık” şartını çok önemsiyorum.

Hendeseye gelince. 6 Şubat’ta yaşanılan büyük felâketin ardından İstanbul’un en önemli gündeminin kentsel dönüşüm başlığı olduğu da, İmamoğlu’nun bu hususta sınıfta kalan bir performans sergilediği de açıkça görülüyor. Bu manada AK Parti’nin göstereceği adayın öncelikli işinin kentsel dönüşüm olacağına şüphe yok. Tabii büyük bir şansı da var burada AK Parti’nin. Kamuoyunda “aday olabilir” diye konuşulan hemen her ismin çok ciddi bir “kentsel dönüşüm” birikimi var. Neredeyse uzmanlık alanlarının büyük kısmını kentsel dönüşüm oluşturdu seneler içerisinde bu isimlerin. İstanbul kamusunda büyükşehir belediye başkan adaylığı için isimleri konuşulan ilçe belediye başkanlarının hepsinin kentsel dönüşüm konusunda muazzam bir birikimleri olduğunu söylemeye gerek bile yok bence. İlçe belediye başkanı olmayan ve adaylık için ismi geçen bir iki kişinin de bu alandaki yeterlilikleri üst düzeyde.

Yani “hendese” tamam bence AK Parti’de ismi konuşulan adaylar açısından. Dolayısıyla aday seçiminde belirleyici kavramın “toplumsallık” olmasını bekleyebiliriz. Kültür, çevre, gençlik, bilim ve spor gibi alanlarla “kent yönetimi” olarak isimlendirebileceğimiz yeni nesil yerel yönetim yaklaşımlarını bünyesinde mezcedecek bir adayla İmamoğlu’nun kente verdiği “sevimsiz ara” hızla ortadan kaldırılabilir.

Nasılsa işin burasını daha çok konuşacağız ama ben yeninden “Yüzyılın Dönüşümü İstanbul” programına döneyim. Program sonrası görüşme şansı bulduğum Çevre Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki, İstanbul’un yapı stokunu dönüştürmek için devasa bir hazırlığa giriştiklerini anlattı bana. Süregiden 170 bin bağımsız bölüm dönüşümünün yanı sıra 600 bin konutun dönüşümüne de hızla başlanacağını söyledi. Özhaseki Bakan’ın hedefi bu 600 bin konutla sınırlı değil fakat. İstanbul’da “riskli” olarak tanımlanan 1,5 milyon konut ve işyerinin tamamının dönüşümü için planlamalarının hazır olduğunu heyecanla anlatıyor Bakan Bey. Dahası, şu an detaylarını vermeyi doğru bulmadığım bir de bilgi öğrendim. İstanbul’da çok ciddi şekilde “dönüşüm rezerv alanları” oluşturuyor bakanlık. Bu alanların hayata geçirilmesiyle birlikte İstanbul adeta “yeniden ve her türlü afete karşı dayanıklı şekilde” inşa edilecek.

“Bu dönüşüm, partiler üzeri, siyaset üzeri bir memleket meselesi. Depremi yenemeyiz, onunla savaşamayız ama uyumlanabiliriz. O yüzden bu kentsel dönüşümü başarmamız ve şehri afetlere hazır hale getirmemiz şart” diyor Bakan Özhaseki.

Ben de aslında tam da o yüzden “merkezi iktidarla uyum yakalayacak bir başkan şart İstanbul’a” diyorum. Kaybedecek bir 5 yılın daha telafisi, zor değil, imkânsız olabilir.

QOSHE - Toplumsallık ve hendese - İsmail Kılıçarslan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Toplumsallık ve hendese

86 1
30.12.2023

Geçtiğimiz cumartesi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın düzenlediği ve Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı “Yüzyılın Dönüşümü İstanbul” programında AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı açıklanmadı ama bana kalırsa İstanbul’un yerel seçim kampanyası fiili olarak başlatıldı.

Bu kanaatimi besleyen iki husus var. Birincisi, Cumhurbaşkanımızın konuşmasında İstanbul ve belediye başkan adayı hakkında verdiği tafsilat. Hem “İstanbul’a kendisini adayacak bir aday” profilinin üzerinde durdu Cumhurbaşkanımız, hem de İstanbul’un önümüzdeki dönemde belirleyici kavramının “kentsel dönüşüm” olacağını beyan etti.

İkincisi de Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın ortaya koyduğu “İstanbul için kentsel dönüşüm projesi”nin büyüklüğü. Açık konuşmak gerekirse kentten de dönüşümden de pek anladığı söylenemeyecek Ekrem İmamoğlu ile eşgüdüm halinde çalışarak İstanbul’u dönüştürmek zor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız, İstanbul için merkezi iktidarın gücü ile birlikte yerel iktidarın gücünün de yanında olmasını ve İstanbul’un uyum içerisinde dönüşmesini arzu ediyor.

Bence, “İstanbul’u yönetmeye talip olacak aday”da bu dönem aranacak iki temel nitelik var.

“Toplumsallık ve hendese” diyeceğim ben bu iki niteliğe.

Toplumsallık yani İstanbulluların en geniş çerçevede kabul edebileceği bir yönetici karakteri... Teşkilatlardan ve AK Parti Genel Merkezi’nden edindiğim hava, bu toplumsallık arayışının başat bir modelleme olduğu yönünde. Kabaca “Kadir abi modeli bir aday” diyor konuştuğum........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play