Bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta sonunun en önemli gündem maddesi Merkez Bankası başkanlığında yapılan değişiklikti. Takdir edersiniz ki böylesi bir değişim Türkiye ekonomisi ve ekonomideki beklentiler açısından kritik öneme sahip. Açıkçası ekonominin oldukça hassas bir dengede olduğu bir dönemde Merkez Bankası başkanı değişikliği yapmak ciddi riskler barındırıyordu. Ancak piyasalardaki olası risklerin realize olmadan sürecin tamamlandığını gördük. Bu bakımdan değişim sürecinin çok iyi yönetilmiş olmasının büyük bir başarı olduğunu, sürecin iletişiminin çok iyi yönetildiğini ve ekonomi yönetiminin mesajlarının piyasaları doğru yönlendirdiğini ifade etmeliyiz. Ayrıca değişimin içeride ve dışarıda pozitif algılanması da önemli.

Başkan değişikliği süreci hasarsız atlatıldığına göre artık gündemimize odaklanabiliriz. Ana gündem maddemiz enflasyonun makul seviyelere inmesi. Bu bakımdan dezenflasyon sürecinin yani enflasyonun düşmeye başlamasının bir an önce sağlanması gerekiyor. Bunun da yegâne yolu da beklentilerin çıpalanmasından geçiyor. Ancak evvelki başkan Hafize Gaye Erkan döneminde bu konuda ciddi bir başarı sağlandığını söylemek güç. 2 Kasım 2023 tarihinde açıklanan Enflasyon Raporu’nda belirlenen tahmin (ara hedef) olan %36’nın piyasa beklentilerin oldukça altında kaldığını defalarca belirtmiştim.

Piyasa beklentilerini Merkez Bankası’nın tahmininden daha yüksekte oluşması enflasyon beklentilerinin çıpalanamamasının bir sonucu olmakla birlikte söz konusu tahminin ne kadar gerçekçi olduğu da başka bir tartışma konusu. Başta ücret artışlarındaki beklenti üstü ayarlamalar olmak üzere son dönemdeki gelişmeler %36’lık 2024 yıl sonu enflasyon tahminin gerçekçiliğini sorgulatıyor. Merkez Bankası’nın son düzenlediği piyasa katılımcıları anketinde 2024 yıl sonu enflasyon beklentisi %42,04. Bu oran bankanın tahmininden 6 puan yüksek. Hatta son dönemdeki Fed açıklamalarını da göz önünde bulundurursak %42’lik oranın da görece iyimser kalabileceğini göz ardı etmemek gerekiyor.

Hâl böyle olunca bugün yayınlanacak olan yılın ilk Enflasyon Raporu’nda evvelki raporda ilan edilen %36’lık tahminin yukarı yönlü revize edilmesi yeni Başkan için iyi bir başlangıç olabilir. Ayrıca faiz indirimlerinin zamanlamasına ilişkin olarak da daha önceki beklentilerden daha ileri bir tarihin işaret edilmesi de muhtemel. Hatta yabancı sermayenin de beklentisi dahilinde olan %45’ten daha yüksek bir politika faizi vaat edilmesi de gündeme gelebilir.

Daha önce de yazmıştım. Ekonomi yönetiminin ana stratejilerinden bir tanesi kurdaki artış oranının enflasyondaki artış oranının altında kalmasının sağlanması. Bu durum yabancı sermayenin Türkiye’ye ilgisi konusunda önemli bir eşik olmaya devam ediyor. Elbette içeride de bu durumu eleştirenler var. Ancak döviz kuru geçişkenliğinin (kurdaki artışın enflasyona etkisi) oldukça yüksek olduğunu göz önüne alırsak bu stratejiden uzun bir süre vazgeçilmesi mümkün görünmüyor. Bu bakımdan Enflasyon Raporu toplantısının soru-cevap kısmında rezervlerin kuru tutmak için kullanmaya devam edildiği eleştirisi gelirse eğer yeni başkanın buna döviz kuru geçişkenliği üzerinden yanıt vereceğini öngörebiliriz.

QOSHE - Merkez Bankası’nda yeni dönemin kodları ve Enflasyon Raporu - Levent Yılmaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Merkez Bankası’nda yeni dönemin kodları ve Enflasyon Raporu

15 8
08.02.2024

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta sonunun en önemli gündem maddesi Merkez Bankası başkanlığında yapılan değişiklikti. Takdir edersiniz ki böylesi bir değişim Türkiye ekonomisi ve ekonomideki beklentiler açısından kritik öneme sahip. Açıkçası ekonominin oldukça hassas bir dengede olduğu bir dönemde Merkez Bankası başkanı değişikliği yapmak ciddi riskler barındırıyordu. Ancak piyasalardaki olası risklerin realize olmadan sürecin tamamlandığını gördük. Bu bakımdan değişim sürecinin çok iyi yönetilmiş olmasının büyük bir başarı olduğunu, sürecin iletişiminin çok iyi yönetildiğini ve ekonomi yönetiminin mesajlarının piyasaları doğru yönlendirdiğini ifade etmeliyiz. Ayrıca değişimin içeride ve dışarıda pozitif algılanması da önemli.

Başkan değişikliği süreci hasarsız atlatıldığına göre artık gündemimize odaklanabiliriz. Ana gündem maddemiz enflasyonun makul seviyelere inmesi. Bu bakımdan dezenflasyon sürecinin yani enflasyonun düşmeye başlamasının bir an önce sağlanması gerekiyor. Bunun da yegâne yolu da beklentilerin çıpalanmasından........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play