Dün her günün her anı aklımızdaydın ey Gazze!

Her günün her anında seni düşünürdük.

Seninle ağlaşırdık ey Gazze!

Seninle ölürdük.

Seninle uyanır, seninle yatardık ey Gazze!

Senin gibi uyuya-mazdık.

Uykula-rımız bölünür çığlıklarınla, feryatlarınla.

Arş-ı alayı titreten o mazlumiyetin yüreğimizi lime lime ederdi.

Dua etmenin dışında bir şey yapamamanın çaresizliği yaşayan ölüye dönüştürürdü bizi. Kahrederdi.

Kendimizi sıkılı yumruklarımızla sokaklara vururduk.

“Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika!” diye avazımız çıktığı kadar bağırırdık.

Zaman geçti.

Ölümü kanıksar olduk.

Seni unutmadık elbet ama gündemimiz değişti bizim ey Gazze!

Sen orada ölmeye ve her an acı çekmeye devam ederken biz kendi hayatımıza geri döndük.

Sesimiz çıkmaz oldu.

Sokaklarda yürümez olduk.

Sloganlarımız artık arşa ulaşmıyor.

Önceliğimiz olmaktan çıktın ey Gazze!

Arada bir artık hatırlıyoruz gayrı seni.

Biz buyuz işte!

Biz böyleyiz işte!

Bizim senden daha önemli hayatlarımız var bizim.

Gelecek tasavvurlarımız var.

İkbal arayışlarımız var.

Siyasi istikbal arayışlarımız var bizim.

Olması yanlış mı?

Değil elbet.

Seçim önemsiz mi?

Onu mu diyorum ben ki bu soru aklından geçebiliyor senin.

Elbette önemli.

Hiç kuşkusuz buradaki başarı Gazze için de önemli.

Ama herkes bilsin ki hiçbir şey Gazze’den önemli değildir.

Gazzeli bir çocuğun hayatından daha değerli değildir.

Gazze duyarlılığı bir belediye başkan adaylığının gerisinde olanlar oturup iman aynasında kendilerine baksınlar derim.

Dahasını diyeyim de var gücünüzle kızın bana: Aday gösterilmediğinde kızılca kıyamet kopartanlar, hatta ihanet çizgisine kadar sapanlar şayet Gazze için bağırmayı kesmişlerse dönüp o aynadan kendilerine bir baksınlar derim.

Bir belediye başkanlığı makamı için bütün imkanlarını seferber edenlerin sıra Gazze’ye gelince farklı davranmaları sorarım size hangi imanın ve duyarlılığın ifadesidir?

Ey Gazze tanı bizi!

Bil bizi!

Senin için samimiyetle ölecek duyarlılığa sahip olanlarımız yok mu?

Var elbette.

Senin için hâlâ her gün ağlayanlar yok mu?

Var elbette.

Ama onların sayıları diğerlerinden daha az bilesin ey Gazze!

Senin duyarlılığına sahip insanlarımızın sayısı çok az ne yazık ki!

Ve onlar da çaresiz.

Gözyaşları dualarına karışan o insanlarımız bilesiniz ki her gün sizinle ölüyorlar.

Hayat bizi yutuyor.

Kendi aslımıza dönemeye-cek kadar uzaklaştık özümüzden.

Kendi-miz olmaktan çıktık.

Karde-şinin nefsini kendi nefsine tercih edenlerden değiliz artık.

Kendi nefsimiz için kardeşlerimizi manen katletmekten çekinmeyecek canavarlara dönüştük çoklarımız.

Her şeyi kendimiz için isteyen ve her şeyi kendimize layık gören egoistlere dönüştük kaç zamandan beridir

Gücün dönüştürdüğü bedenden ibaret yığınlara dönüştük.

Yüreğimizi kaybettik biz ey Gazze!

O yüzden seni kanıksadık.

Yadımıza düştüğün anlarımız azaldı bizi.

Kulağımız gözümüz kendimizde.

Açıklanacak adaylığımızda.

Tek sevincimiz aday gösterilmemiz.

O bizim bayramımız.

O bizim için zaferlerin en büyüğü.

Aday gösterilmememiz de bizim için yıkımların en büyüğü.

Sen orada ölmüşsün, orada acı çekiyormuşsun, umurumuzda olmaz bizim.

Bizim aday olarak gösterilmememiz veya dünyevî makamlardan yoksun olmamız bizim için dünyanın sonu.

Bizim yüreğimiz senin yüreğin gibi değil ey Gazze!

Senin için ahiret yurdu öncelikli, bizim içinse dünya her şey!

Korkaklığımızın sebebi de bu!

Dünyayı ve dünyalıkları kaybetmek istemiyoruz biz vesselam!

Sen ise ölümü ölümsüzlük bilen bir imanın sahibisin ey Gazze!

Bu sözlerin tümü evvela kendi nefsimedir. Benim gibi kendi nefsinden memnun olmayanlaradır.

Başkaları zinhar alınmasın lütfen.

Sen sen ol ey nefsim, sana bir makam verildiğinde verenlere karşı secdeye varanlardan olma sakın! Verilmediğinde de vermeyenlere karşı ihanet çizgisine savrulacak bir husumetin sahibi olmayasın zinhar!

Her ikisi de ilkeyi/öğretiyi her şeyin üstünde tutan kişilik sahiplerinin tavrı değildir, bilesin!

Bilesin ki nefsini azizleştirenler bedenen yükselseler de manen alçalır yok olurlar. Nefsini her şeyin üstünde görüp azizleştirenleri milletin başına geçirenler de siyaseten kaybetmeye mahkum olurlar.

Sen dünya için ahiretini kaybedenlerden olma!

Ölüm var çünkü.

Her an her saniye kapımızı yoklayacak bir ölüm var.

Arkanda hoş bir sada bırakıp gidenlerden ol ki ölümsüzleşesin!

Tıpkı Gazze’deki o yiğitler gibi!

QOSHE - Gazze neyimizdir bizim? - Mehmet Metiner
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gazze neyimizdir bizim?

29 1
02.02.2024

Dün her günün her anı aklımızdaydın ey Gazze!

Her günün her anında seni düşünürdük.

Seninle ağlaşırdık ey Gazze!

Seninle ölürdük.

Seninle uyanır, seninle yatardık ey Gazze!

Senin gibi uyuya-mazdık.

Uykula-rımız bölünür çığlıklarınla, feryatlarınla.

Arş-ı alayı titreten o mazlumiyetin yüreğimizi lime lime ederdi.

Dua etmenin dışında bir şey yapamamanın çaresizliği yaşayan ölüye dönüştürürdü bizi. Kahrederdi.

Kendimizi sıkılı yumruklarımızla sokaklara vururduk.

“Kahrolsun İsrail, Kahrolsun Amerika!” diye avazımız çıktığı kadar bağırırdık.

Zaman geçti.

Ölümü kanıksar olduk.

Seni unutmadık elbet ama gündemimiz değişti bizim ey Gazze!

Sen orada ölmeye ve her an acı çekmeye devam ederken biz kendi hayatımıza geri döndük.

Sesimiz çıkmaz oldu.

Sokaklarda yürümez olduk.

Sloganlarımız artık arşa ulaşmıyor.

Önceliğimiz olmaktan çıktın ey Gazze!

Arada bir artık hatırlıyoruz gayrı seni.

Biz buyuz işte!

Biz böyleyiz işte!

Bizim senden daha önemli hayatlarımız var bizim.

Gelecek tasavvurlarımız var.

İkbal arayışlarımız var.

Siyasi istikbal arayışlarımız var bizim.

Olması yanlış mı?

Değil elbet.

Seçim önemsiz mi?

Onu mu diyorum ben ki bu soru aklından geçebiliyor senin.

Elbette önemli.

Hiç kuşkusuz buradaki başarı Gazze için de önemli.

Ama herkes bilsin ki hiçbir şey Gazze’den önemli değildir.

Gazzeli bir çocuğun hayatından daha değerli değildir.

Gazze........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play