Cuma günü Fransa Cumhurbaşkanı Makron’dan şaşırtıcı bir mesaj geldi. “Hayırlı cumalar” deseydi, ancak bu kadar olurdu.

Gazze’de ateşkes istedi hazret. “Sivilleri öldürmeyi bırakın” dedi.

Yürürken başına kiremit düşmüş olamaz.

Belli ki kamuoyu baskısı yüzünden ağız değiştirdi.

Katliam, vahşet, soykırım demeden bunu söyleyebilmek de bir merhaledir.

*

Diğer batılı liderler de yavaşça aynı yola geleceklerinin işaretini verdiler.

Filistin’e destek gösterilerine karşı çıkan İngiliz İçişleri Bakanı görevden alındı.

Sokakta gösteri yapan halkın oylarına muhtaç olduklarını fark etmelerinden dolayı bu tutum değişikliği.

Yoksa hiçbirinin umurunda değil Gazze’de ölen çocuklar.

Gazze’dekilerin hepsi öldürülse üzülmez o ensesi kalınlar.

*

İsrail ordusu hakkında yaygın kanaat, çok güçlü olduğu yönündeydi.

İki ay öncesine kadar dünyanın en güçlü orduları arasında yer aldığı sanılıyordu.

Bugün kimse böyle düşünmüyor.

Netanyahu bile görüyor artık.

Korkak, beceriksiz, pısırık bir ordu.

Bardak kırılsa, bir arabanın kaputuna taş düşse, tencere yuvarlansa, paniğe kapılan askerleri var.

Gazze’ye bomba yağdırıyorlar ama esirleri kurtaramadılar.

Sadece sivillere zarar verebiliyorlar. Hamas’la karşılaşmaya bile cesaretleri yok.

Bu mu güçlü ordu?

Bu mu güçlü istihbarat?

*

İsrailli tank komutanı “savaş zorlaştı” açıklaması yaptı.

Başlangıçta kolay mıydı?

Eğer başta kolay sandılarsa, yanılma seviyesi çok yüksek demektir.

Silahsız, masum sivillerin üstüne bomba yağdırmayı savaş sanmak, utanç verici bir değerlendirme.

Gücü sadece bebeklere, çocuklara, kadınlara ve yaşlılara yeten bir ordu için savaş ahlâkından bahsedilemez.

Netanyahu ABD ve batılı ülkelere sesleniyor: “Bu savaş yalnızca bizim savaşımız değil. Aynı zamanda sizin savaşınız.”

Bu söz, tam kandırmaca.

*

Dünyanın her köşesinde vicdan sahipleri karşı çıksa ve kabul edilemez bulsa bile bebekler ve çocukların öldürülmesi Netanyahu bakışıyla gayet normal.

Onlar büyüyecekler ve her biri birer düşman hâline gelecekler.

Kadınlar, o çocukları dünyaya getirenler ve yaşadıkları sürece birçok çocuk doğuracaklar.

İhtiyarlar ise bugünkü Hamas askerlerini yetiştirenler.

O yüzden kadınmış, bebekmiş, yaşlıymış ayırmıyor İsrail ordusu.

Dahası, atını, eşeğini, keçisini, tavuğunu bile düşman biliyor.

Nefes alan ne varsa canına kıymak için saldırıyorlar.

*

Nereye kadar böyle devam eder?

Çok değil. Bir yerden sonra devran dönecektir.

Netanyahu için en anlamlı açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi: “Gidicisin gidici. Bunlar senin iyi günlerin.”

Bir süre sonra “Haydi Abbas, vakit tamam” diyecektir eminim.

İşte o zaman Filistin halkının gerçek tercihi devreye girecek, Abbas çekilecek.

Netanyahu ve suç ortaklarının yargılandığı, mahkemede hâkimler karşısında dikildiği günleri de göreceğiz Allah’ın izniyle.

QOSHE - Gidicisin gidici - Mehmet Şeker
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gidicisin gidici

40 1
14.11.2023

Cuma günü Fransa Cumhurbaşkanı Makron’dan şaşırtıcı bir mesaj geldi. “Hayırlı cumalar” deseydi, ancak bu kadar olurdu.

Gazze’de ateşkes istedi hazret. “Sivilleri öldürmeyi bırakın” dedi.

Yürürken başına kiremit düşmüş olamaz.

Belli ki kamuoyu baskısı yüzünden ağız değiştirdi.

Katliam, vahşet, soykırım demeden bunu söyleyebilmek de bir merhaledir.

Diğer batılı liderler de yavaşça aynı yola geleceklerinin işaretini verdiler.

Filistin’e destek gösterilerine karşı çıkan İngiliz İçişleri Bakanı görevden alındı.

Sokakta gösteri yapan halkın oylarına muhtaç olduklarını fark etmelerinden dolayı bu tutum değişikliği.

Yoksa hiçbirinin umurunda değil Gazze’de ölen çocuklar.

Gazze’dekilerin hepsi öldürülse üzülmez o ensesi kalınlar.

İsrail ordusu hakkında yaygın kanaat, çok güçlü olduğu yönündeydi.

İki ay öncesine kadar dünyanın en güçlü orduları arasında yer aldığı sanılıyordu.

Bugün kimse böyle düşünmüyor.........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play