Meral Hanım, üç büyük şehirde İyi Parti afişlerinin asılmasını CHP’li belediyelerin engellendiğini iddia etti.

Özgür Bey cevap verdi. “İki ihtimal var. Ya kendisine bilgi verenler tarafından yanıltılmış yahut Meral Hanım bizimle kavga etmek istiyor. Biz kavga etmeyeceğiz. Kavganın kimseye faydası olmaz.”

Hangisi haklı?

Üç büyük şehirde İyi Parti afişlerini görecek miyiz, görmeyecek miyiz? Ona bakmak lâzım.

İyi Parti’nin politikalarını beğenen seçmenlerin bir kısmı, CHP’ye destek verecek mi, vermeyecek mi?

İyi Parti kendi gücünü sandığa yansıtabilecek mi, yansıtamayacak mı?

Bu soruların cevapları ortaya çıkınca, en azından anketlerle tespit edilince, gerçeğin ne olduğu anlaşılır. Şimdilik iki tarafta da görünen, konsolidasyon meselesi.

Üç askerini kaybeden ABD, saldırıların hesabını İran’a soracak. Karşılık verilecek, orası kesin. Ancak yeni bir savaş istemediklerini söylüyorlar.

Saldıralım ama savaşmayalım.

Oldu olacak, kırıldı kör nacak; bir de ne zaman nereye saldıracağınızı bildiriverin.

Evcilik oynar gibi. Bunun adı da ‘savaşçılık’ olsa gerek.

ABD, Türkiye ile F-35 konusunda ılımlı konuşmaya başladı.

“S-400’leri bırakın, F-35’leri gündeme alalım.”

Anlaşılan Türkiye’ye F-35 uçaklarını satma yönünde bir istek belirmiş. Mırın kırın ediyorlar. “Haydi gel, barışalım.”

S-400’lerden vazgeçilmeyeceği belliyken, bu tutum ne demek şimdi?

Ayrıldığı kişiyle tekrar bir araya gelmeyi istemek gibi bir şey.

S-400’lerin anahtarını bugün çevirip kapatsak, hatta Rusya’ya iade etsek, ABD yine eski tavrına döner. Terane değişmez.

Acaba versek mi, vermesek mi?

Parayı iade etsek mi, etmesek mi?

Kongreye soralım, başkana soralım, Pentagon’a soralım, müneccimlere danışalım. Astrologlar ne diyecek bakalım. Yıldızların konumu önemli.

F-35 değil de F-16 versek olmaz mı?

Gelin, on yıl veya on beş yıl sonraki F-40’lar üzerine beraber hayal kuralım. Belki onda anlaşırız.

F’leri S’leri boşverin. Ne yapacaksınız hava savunma sistemini? Ne gerek var? Vazgeçin bu işlerden. Saldırdığımız zaman bize zorluk çıkarmaktan başka bir işe yaramaz.

Meclis’te anayasa kitapçığı fırlatıldı.

“Bir umut” diyerek mi acaba?

Anayasa kitapçığı fırlatılınca ekonomik kriz çıkar, krizin ardından hükümet düşer hesabı mı var?

Geçti azizim… O bir kere olur.

Anayasa kitapçığı değil, kütük gibi Büyük Türkçe Sözlük fırlatsanız boş artık.

Bayan Demirtaş, İstanbul’da DEM’in adayı olarak çıkacak mı, çıkmayacak mı?

Çıkmaz. Çıkamaz. Oyları bölmeye patron razı gelmez. İşte buraya yazdım.

Yanılırsam, bir demli çay ısmarlarım. Öyle bir zamanda açık çay içilmez.

QOSHE - Özgür Bey, İyi Partili seçmeni kaçırmak istemiyor - Mehmet Şeker
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Özgür Bey, İyi Partili seçmeni kaçırmak istemiyor

41 1
02.02.2024

Meral Hanım, üç büyük şehirde İyi Parti afişlerinin asılmasını CHP’li belediyelerin engellendiğini iddia etti.

Özgür Bey cevap verdi. “İki ihtimal var. Ya kendisine bilgi verenler tarafından yanıltılmış yahut Meral Hanım bizimle kavga etmek istiyor. Biz kavga etmeyeceğiz. Kavganın kimseye faydası olmaz.”

Hangisi haklı?

Üç büyük şehirde İyi Parti afişlerini görecek miyiz, görmeyecek miyiz? Ona bakmak lâzım.

İyi Parti’nin politikalarını beğenen seçmenlerin bir kısmı, CHP’ye destek verecek mi, vermeyecek mi?

İyi Parti kendi gücünü sandığa yansıtabilecek mi, yansıtamayacak mı?

Bu soruların cevapları ortaya çıkınca, en azından anketlerle tespit edilince, gerçeğin ne olduğu anlaşılır. Şimdilik iki tarafta da görünen, konsolidasyon meselesi.

Üç askerini kaybeden ABD, saldırıların hesabını İran’a soracak. Karşılık verilecek, orası kesin. Ancak yeni bir savaş........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play