Başkan çok memlekette. Veysel de çok. Ama bizim Veysel Başkanımız bir taneydi.

Erenler adıyla bilinen Çorlulu Ali Paşa Medresesi, İlesam Lokali olarak açılan Sinan Paşa Medresesi, Türk Ocağı, Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi olan Kızlarağası Medresesi mezunu, kunduracı ve parti genel başkanı Veysel Duran Cengiz, dünyadaki işini tamam edip aramızdan ayrıldı.

Medreselerden sonra Süleymaniye Antik Kafe ile Çamlıca Subaşı’nın da müdavimlerindendi.

Kimseye yük olmadan, elden ayaktan düşmeden, yürüyerek hastaneye gidip dostlarına el salladı.

*

Birer birer eksiliyoruz. Dünya böyle. Gelen gidiyor.

Öte yandan halkaya gençler de ekleniyor, ikişer ikişer çoğalıyoruz.

Geniş ekibimizin has adamlarından Veysel Başkan, hiç şüphesiz en temiz kalpli, en samimi arkadaşlarımızdandı. Yalansız, riyasız, gösterişsiz yaşadı. Hayalleri ise çok büyüktü.

Kaşlarını kaldırıp dudaklarını uzattığı zaman bilirdik ki kısık sesle önemli bir şey söyleyecek.

Son dönemde epeyce çökmüştü. Baston kullanıyordu. Yine de cemaati bırakmazdı.

*

“Ben de Çay Parası Ödüyorum” adlı kitabın yazarı Doç. Dr. Ahmet Uysal, tarihî belge niteliğindeki eserinde şöyle bahsediyor:

“Kitabın yazımında, yazarı telefon ile en çok arayan kişi Veysel Başkan’dır. Telefonda ilk söylediği söz ise ‘Kitaba bunu da yaz, tarihe geçsin’dir. Hemen peşinden de bir parti başkanına yakışır şekilde gündemdeki olayları yorumlamıştır ve kapatırken de ‘Yazmayı unutma!’ şeklinde tembihlemiştir. Hem bu kitabın yazarı hem de Veysel Başkan mutludur. Zira Veysel Başkan, Üsküdar Subaşı Beyler Kafe’de her zamanki gibi eğilip kısık sesle şöyle demiştir: ‘Partim hiç seçimlere giremedi ama kitaba girdi.’”

*

Evet, partisi vardı Veysel Başkanımızın.

Boşuna mı ‘Başkan’ diyoruz?

“Müstakbel Dünya Vatan Cumhuriyet ve Ana Kraliçe Melek Partisi...”

Veya “Ana Kraliçe Melek Müstakbel Dünya Vatan Partisi.”

Arada bir yerde Cumhuriyet kelimesi de olacaktı ya, nerede bilen bilir.

Adını tam bilen biri vardır mutlaka.

Mezar taşına parti adının yazılmasını istemiş.

Kahve ahalisi vasiyetini yerine getirecektir.

Bilhassa Alper Kanca ile Bayram Çiçek bu konuda titizdir.

*

Veysel Duran Cengiz için dostlarının mesajlarından birkaçına yer verelim.

Bayram Çiçek: Emri Hak vaki oldu. Veyselimiz kuş oldu uçtu.

Turan Bozkurt: Ne güzeldir, dost omuzlarındaki tahta hamakta sonsuzluğa yolculanmak.

Gürsel Dönmez: Hepimize bir güzellik kapısıydı.

Ekrem Ergüder: Sık sık arar konuşurduk. En son birkaç ay önce aradığında “Dostluk ne kadar önemli şeymiş” demişti.

Cafer Vayni: Güzel insandı. Dünyayı kurtaracak ve fethedecek partiyi kuramadı ama gönüllerimizi fethetti.

Aydın Çetiner: Ölenlerimize rahmet, kalanlarımıza sağlık sıhhat dilerim. Başımız sağ olsun. Giden de bizden, kalan da bizden. Rahmete sığınalım.

Cemaat: İnna lillâh ve innâ ileyhi raciun. Mekânı Cennet olsun.

*

Kitabın editörü Ekrem Ayyıldız, aziz arkadaşımızın ardından güzel bir beyit yazdı:

“Yok idi gerçi ne mülk ne makam ne de şan

Dünya derdinden âzâd oldu Veysel Başkan”

QOSHE - Partim hiç seçimlere giremedi ama kitaba girdi - Mehmet Şeker
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Partim hiç seçimlere giremedi ama kitaba girdi

10 34
09.01.2024

Başkan çok memlekette. Veysel de çok. Ama bizim Veysel Başkanımız bir taneydi.

Erenler adıyla bilinen Çorlulu Ali Paşa Medresesi, İlesam Lokali olarak açılan Sinan Paşa Medresesi, Türk Ocağı, Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi olan Kızlarağası Medresesi mezunu, kunduracı ve parti genel başkanı Veysel Duran Cengiz, dünyadaki işini tamam edip aramızdan ayrıldı.

Medreselerden sonra Süleymaniye Antik Kafe ile Çamlıca Subaşı’nın da müdavimlerindendi.

Kimseye yük olmadan, elden ayaktan düşmeden, yürüyerek hastaneye gidip dostlarına el salladı.

Birer birer eksiliyoruz. Dünya böyle. Gelen gidiyor.

Öte yandan halkaya gençler de ekleniyor, ikişer ikişer çoğalıyoruz.

Geniş ekibimizin has adamlarından Veysel Başkan, hiç şüphesiz en temiz kalpli, en samimi arkadaşlarımızdandı. Yalansız, riyasız, gösterişsiz yaşadı. Hayalleri ise çok büyüktü.

Kaşlarını kaldırıp dudaklarını uzattığı zaman bilirdik ki kısık sesle önemli bir şey söyleyecek.

Son dönemde epeyce çökmüştü. Baston kullanıyordu. Yine de cemaati........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play