Sarıyer’deki kilise baskınında vurularak hayatını kaybeden Tuncer Cihan isimli vatandaşımız, gece başını yastığa koyarken, ertesi gün için kim bilir ne planlar yapmıştı?
Sabah erken kalkacak, pazar ayini için kiliseye gidecek.
Sonrasında belki evine dönecekti.
Hiçbir planı olmayabilir de. Bir yere gitmeyi, bir işle meşgul olmayı da düşünmüş olabilir. Ama gidip kilisede öleceğini aklına getirmemiştir. Orası kesin.
52 yaşında, emekli, bekâr, henüz vaftiz olmamış biri. Ablasının ifadesine göre, yüzde 80 zihinsel engelli.
Kar maskesi takarak saldıranlar iki kişi. Biri Tacik, biri Rus.
Emniyetin titiz çalışması sonucu kısa sürede yakalandılar.
30 adrese baskın yapıldı, 51 kişi gözaltına alındı. DEAŞ bağlantısı olduğu açıklandı.
*
Henüz cevaplanmamış sorular ortada duruyor.
Bir kişiyi öldürmek için niye iki kişi saldırır?
Planlı bir eylemse, niye yüzde 80 zihinsel engelli biri seçilir?
Bir sebep olmalı. “Vay, sen misin hâlâ vaftiz olmayan?” diyerek vurmamışlardır herhâlde.
Maksatları o kişiyi öldürmekten ibaret olsaydı, dışarıda da vurabilirlerdi.
Belli ki asıl hedefleri Tuncer Cihan değildi.
Kar maskeli iki saldırgan kilisenin içinde önce duvarlara ateş etmişler, bir kişi tepki gösterince onu vurmuşlar.
Vurulup ölen Tuncer Cihan için gizli ve karanlık ilişkiler söz konusu değilse -ki öyle bir durum, milyonda bir ihtimalden bile zayıf gibi duruyor- sırf tepki göstermesi üzerine hayatını kaybetmiştir.
Tacik ile Rus saldırganın ifadeleri ortaya çıkınca tablo netleşir.
MİT ve Emniyet, bütün ayrıntısıyla aydınlatacaktır. Karanlık hiçbir yanı kalmaz. Ne kadarının açıklanacağına da yine onlar karar verir.
ABD Anayasa Mahkemesi, Meksika sınırındaki dikenli tellerin kaldırılmasına karar verince, Teksas Valisi karşı çıktı.
25 eyalet de Teksas’ı destekledi ve bazıları asker gönderdi.
Sınır savaşı tam da sinir savaşına dönüşmüşken, çatışma ihtimali belirmişken, her şeye hazırlıklı olmak gerektiği açıklanmışken, Ürdün sınırındaki ABD üssüne dron saldırısı yapıldı.
Üç ABD askeri öldü, 30’dan fazla yaralı var.
Bu gibi durumlarda sarf edilen bir söz, yine karşımıza çıktı: “Zamanlama manidar.”
ABD’nin Irak ve Suriye’den asker çekmesi konuşulurken bu saldırı gerçekleşti.
Bölgede bugüne kadar ABD üslerine 150’den fazla saldırı yapıldı.
Hiçbirinde can kaybı görülmemişti. İlk defa askerler öldü.
Öncesinde ABD’li yetkililer “Bir tek askerimiz zarar görürse, en ağır şekilde hesabını sorarız” diye açıklama yapmıştı.
ABD’liler hemen İran’dan hesap sormak gerektiği yönünde konuşmaya başladılar.
İran, kamuoyunun gazını almak için iki füze göndereceği zaman ABD’ye haber vermişti. Üzerinden çok zaman geçmedi. Bu kadar nezaket nerede görülmüş? Ne diye böyle bir saldırıda bulunsunlar?
Meksika sınırındaki gerginlik bir anda geri plana düştü.
ABD’nin asker çekme ihtimali kalmadı.
Aksine, şiddetli bir karşılık vermesi kaçınılmaz hâle geldi.
Bölgede ateşin yayılacağı kesinleşti.
Bu gelişmeler kimlerin işine gelir?
Cengiz Han ve Moğolların kökeni hep merak edilmiştir. Vaktiyle “Kardeş miyiz?” diye soran bir Moğol’a “Galiba amcaoğluyuz” demiştim. “Moğollar Türk mü?” sorusu ise tarihin en çok sorulan sorularından biri.
Erdem Karagöl’ün “Kök Mengü-İl, Moğolların Kökeni” isimli kitabı Kabalcı’dan çıktı.
Yazarın Moğolların kökenine dair tarihî kaynakları toplu ve karşılaştırmalı olarak sunması, bu meselelerle ilgilenenler için bir kılavuz mahiyetinde.
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Rami G Khouri
Mort Laitner
Donald Low
Ali Fathollah-Nejad
Nikkei Editorial
visit website
