60’lı yılların başında gelişmiş ülkelerin uzay macerası başladı.

Zaman içinde yarışa dönüştü.

Biz çocukluk ve gençlik dönemlerimizde bir sözün dilimize yerleştiğini, atasözü niteliği kazandığını gördük.

“Eller aya, biz yaya!”

Bunun yanına başka sözler de eklendi.

“Adamlar yapmış abi!”

*

En başta bir kişinin söylediği bu sözler, öyle yaygınlaştı ki milletin diline sakız oldu.

Gün geldi, sakızdan fazla müşteri buldu.

Çığ gibi üstümüze üstümüze geldi, sağdan soldan.

“Eller aya, biz yaya!” diyen kişi, hem eleştiren olmanın hazzını yaşıyor, hem de kıvanıyordu nedense.

“Adamlar yapmış abi” bazen “Gâvur yapmış” hâlinde pazara sürüldü.

Piyasa müsaitti, çarşı pazar elverişliydi.

Epeyce rağbet gördü. Hem bu klişeler, hem bunları kullananlar.

*

Kısa minibüs yolculuğundan, uzun tren yolculuklarına kadar; kahve muhabbetinden, parktaki bankta karşılaşmalara kadar her yerde kulaklarımızda yer buldu.

Çok şükür, dilinde yer bulanlardan olmadık.

Bu sözleri cebinden kartvizit çıkarıp takdim eder gibi kullananlar, işi daha ileri götürdüler ve “Bizden adam olmaz” demeye kadar vardırdılar.

Her köşebaşında karşımıza azgelişmişliğimiz çıkıyordu.

“Yok, öyle değil arkadaş” diyemeyişimizin acısını, ancak yaşayan bilir. Sancısını, yüreğinde hisseden bilir.

*

Artık devir değişti.

Kısa yoldan aydın oluverenlerin, bir iki cümleyle kendini o konumda görüverenlerin klişeleri artık raflarda tozlanmaya mahkûm.

Ürettiklerimizle dünyada savaşın şeklini değiştirdik.

Satın almak için sıraya dizilen ülkelerin övgüleri, satın almak istemeyenlerin övgüleriyle yarışıyor.

*

Daha ötesine geçiyoruz bugün.

Gecikmeli de olsa artık biz de uzaydayız.

Bugün bir kişiyle, yarın çok daha fazlası.

*

Dingildek tayfanın nasıl tepki vereceğini merak ediyordum.

Yine bizi yanıltmadılar.

Gördük ki hemen işkillenmişler ve söyleyecek laf bulabiliyorlar.

Rafa kaldırılan eski söz kalıplarını unutmuş gibiler.

Ziyanı yok.

Unutmuş görünme çabasının hiçbir anlamı olmadığını biz de biliyoruz, onlar da biliyor.

*

Teknik sebeplerle uçuşun bir gün ertelenmesine ne çok sevinmişlerdir.

Arzu ederler ki her gün ertelensin.

Hâlbuki kendileri de çok iyi bilir, papazın her gün pilav yemeyeceğini, kemik yağmayacağını.

Hiç mesele değil. Yüz gün boyunca ertelense de, netice değişmez.

Bu gidişi kimse engelleyemez.

İstedikleri kadar küçümsemeye çalışsınlar, istedikleri kadar yaka bağırlarını yırtsınlar, fark etmez.

Treni, baş taraftaki değilse de sonraki vagonlarından olsun yakalamak iyidir.

Hazmedemeyenlere hiçbir tavsiyemiz yok. Çareyi kendi çabalarıyla bulsunlar.

Soda mı içerler, maden suyu mu, yoksa bir hap mı, karışmayız.

QOSHE - Uzay yolcusu kalmasın - Mehmet Şeker
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Uzay yolcusu kalmasın

32 1
19.01.2024

60’lı yılların başında gelişmiş ülkelerin uzay macerası başladı.

Zaman içinde yarışa dönüştü.

Biz çocukluk ve gençlik dönemlerimizde bir sözün dilimize yerleştiğini, atasözü niteliği kazandığını gördük.

“Eller aya, biz yaya!”

Bunun yanına başka sözler de eklendi.

“Adamlar yapmış abi!”

En başta bir kişinin söylediği bu sözler, öyle yaygınlaştı ki milletin diline sakız oldu.

Gün geldi, sakızdan fazla müşteri buldu.

Çığ gibi üstümüze üstümüze geldi, sağdan soldan.

“Eller aya, biz yaya!” diyen kişi, hem eleştiren olmanın hazzını yaşıyor, hem de kıvanıyordu nedense.

“Adamlar yapmış abi” bazen “Gâvur yapmış” hâlinde pazara sürüldü.

Piyasa müsaitti, çarşı pazar elverişliydi.

Epeyce rağbet gördü. Hem bu klişeler, hem bunları kullananlar.

Kısa minibüs yolculuğundan, uzun tren yolculuklarına kadar; kahve muhabbetinden, parktaki bankta........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play