Sorunun doğrusu, ‘Amerika’ya ne yapmayı düşünüyorsunuz’dur ama şu sıralar, ‘rafa nasıl kaldırılacağı’na ilişkin tartışmalara odaklanmak şartlarla daha uygun…

Evlatlarımızı elimizden alan terör saldırısında tetiği çekenler kadar arkasındakilerin tartışıldığı bir gündem geçirdik ve ‘çirkin gerçek’le bir daha yüzleştik…

ABD sorunu nasıl aşılacak?

Her iki devletin yöneticileri, ’karşılıklı duygularını’ açıkça söylüyorlar. İstihbarat alanında yaşananlar ise zaten ‘savaş’…

Mesela benim için üslerin kapatılması için şartlar her geçen gün daha olgunlaşıyor. Ancak NATO üyeliğimiz NATO’ya karşı bile elimizi güçlendiriyor. İsveç’in üyeliği süreci bunun güzel bir örneği. Onaylanmamasını tercih ederim ama sürecin Ankara’ya açtığı alanı kullandığımız da bir başka gerçek.

Esasen AB ve NATO gibi uluslararası Batı kuruluşları ile Türkiye ilişkisi zaten kendini yavaş yavaş öldürüyor. AB hedefine bağlılığımız konusunda ne söylersek söyleyelim, iki taraf da şu an bitkisel hayatta olunduğunu biliyor. Kimse de bir şey yapmıyor. Fişi çekmenin sorumluluğundan herkes kaçıyor ama yataktaki ‘ölüyü’ de herkes görüyor…

Hülasa, bu önerilerin her biri avantaj ve dezavantajlara sahip. Oysa ABD sorunu olduğu gibi duruyor. Hepsini birden yapsanız da durmaya devam edecek…

Bu da Türkiye’yi açmaza sürüklüyor. Bölgede canımızı yakan her gelişmenin ardında ABD’nin bulunması, siyaset, ekonomi dahil her türden atakların tekrarlanması, problemin çözümünde alışıldık/yerleşik çözümleri de, maalesef ikili diplomasiyi bile işlevsizleştiriyor. Kimsenin elinde çözüm yok, yeni bir yol yapmakta da kısırlık mevcut…

Orta vadeli bir plana ihtiyacımız var. Uzun vadeli olamaz çünkü sorunlar acil olduğu gibi, mevcut şartların değişme olasılığı bulunuyor. Kısa vadeli de olamaz çünkü canımız yanıyor ve bize maddi külfet getiriyor. ‘İkinci Yüzyıl’ın yapılacak işleri de ağırlaşıyor…

Ankara burada, ‘organizasyon, hızlandırıcı, teşvik edici’ rol üstlenebilir. Hem aktör hem katalizör olmaktır. Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı gibi organizasyonlarda, Karadeniz havzası, Hazar havzası, Irak, İran gibi gerilim alanlarında ikili işbirliklerini kullanabilir. Küçük üçgenler kurabilir…

Bu adımların ana hedefi/amacı nedir sorusu önemlidir. Dünya Araf halinde bulunduğundan ideal bir şema yok. Ancak ne kurulacaksa alanda hafriyat gerekiyor. Önce bu tamamlanırsa, yeni aşama arayışları devam ederken dahi Türkiye’nin yaşadığı acılar hızla azalacaktır…

QOSHE - Amerika’yı ne yapmayı düşünüyorsunuz? - Nedret Ersanel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Amerika’yı ne yapmayı düşünüyorsunuz?

136 2
17.01.2024

Sorunun doğrusu, ‘Amerika’ya ne yapmayı düşünüyorsunuz’dur ama şu sıralar, ‘rafa nasıl kaldırılacağı’na ilişkin tartışmalara odaklanmak şartlarla daha uygun…

Evlatlarımızı elimizden alan terör saldırısında tetiği çekenler kadar arkasındakilerin tartışıldığı bir gündem geçirdik ve ‘çirkin gerçek’le bir daha yüzleştik…

ABD sorunu nasıl aşılacak?

Her iki devletin yöneticileri, ’karşılıklı duygularını’ açıkça söylüyorlar. İstihbarat alanında yaşananlar ise zaten ‘savaş’…

Mesela benim için üslerin kapatılması için şartlar her geçen gün daha olgunlaşıyor. Ancak NATO üyeliğimiz NATO’ya karşı bile elimizi güçlendiriyor. İsveç’in üyeliği süreci bunun güzel bir örneği. Onaylanmamasını tercih ederim ama sürecin Ankara’ya açtığı alanı kullandığımız da bir başka gerçek.

Esasen AB........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play