Kalbimiz de aklımız da Gazze’de ve iş İsrail’e dayanıncaya kadar -barış sağlansın sağlanmasın- alakasız vesilelerle olsun gündeme her gelişinde şeridi boğazlarına dolamaya devam edeceğiz…

Bununla birlikte, futbol-banka-dolar-ponzi maceraları, güzellik salonları hücreleri, vs. rezilliklere meyyal bir kitlenin de üzerinden atlayarak, özünde; Libya (Afrika), Azerbaycan-Ermenistan (Kafkasya), Ukrayna-Rusya (Avrupa), İsrail-Filistin (Ortadoğu) parsellerini birleştiren küresel savaşın yakın zamanda gerçekleşen bir tezahüründen bahsetmek gerekiyor…

Yüksek stratejik doz içeren bu hareket bizi de çok ama çok ilgilendiriyor…

Kardeş Pakistan yaklaşık bir hafta önce BRICS’e üyelik için resmi başvuruda bulundu…

Mamafih, bir seri konvansiyonel hanzo, Pakistan’ın üyeliğine Hindistan’ın izin vermeyeceği, zaten üye olamayacağı, bu yüzden başvurunun ve ilişkin haberlerin değeri olmadığı gibi sığ bir bağlama kafa üstü daldılar. Böylece, konunun yanından bile geçemediler…

İçlerinde, içeride fason üretilmiş görgüsüzler bulunduğu gibi, Amerikan üniversitelerinde görev yapan, millete yukarıdan konuşmayı âdet haline getirmiş kıçı kırık tenekeler de var…

Hindistan-Pakistan akut anlaşmazlığını bilmeyen yok. Türkiye-Yunanistan ilişkileri gibi ancak konjonktürel etkilerle ‘ılımlı’ hale gelen/‘idare edilen’ dönemleri var. Bunların dışında iki ülke de birbirini bir kaşık suda boğacak kadar düşmanlar…

Ama “zamanlama” diye bir şey var; ‘neden şimdi’yi sormadan konu ve bölgesel gelişmelerle ilintisi anlaşılamaz. Pakistanlı diplomatlar, ‘biz hele başvuralım belki Yeni Delhi’nin eşref saatine denk gelir’ diye bu girişimi yapmış olabilir mi!

Hindistan, Çin-ABD-Rusya arasında bir çekişme/çekim/rekabet alanı. Ancak son G20 zirvesi ve İsrail-Filistin gerilimi iyice gösterdi ki, bu ülkenin tercihi açık biçimde Amerika’ya kayıyor…

Gazze krizinde Yeni Delhi’nin tutumu İsrail lehine gelişti ve bu da BRICS üyelerinin tamamında reaksiyon yarattı. Bunu keskin söylemlere oturtmadılar ama Rusya-Çin-İran başta olmak üzere Brezilya, Birleşik Arap Emirlileri, Suudi Arabistan bunu mimledi. Kuruluşa üye olmayan onlarca ülke de durumu gördü. Hindistan’ın tavrını/yönünü gayet güzel anladılar…

Hindistan, ABD ve İsrail’i seçti! Bu anlamıyla BRICS içinde alenen dışlanmayan ama zaten kendini diğerlerinden gayrı tutan bir pozisyona oturttu. Yani Gazze trajedisi BRICS içinde yeni bir konjonktür yarattı…

Buradan, “gerilim büyürse Hindistan BRICS’ten ayrılır” sonucu çıkarılamaz. Tersine, kalmaya devam eder. Biraz, “Türkiye-NATO ilişkilerine” benziyor. Fakat artık herkes biliyor ki, bu ülke, BRICS’in genel küresel eğiliminin dışında ve hatta zıt yöndeki bir ülkedir…

Nitekim son BRİCS toplantısında İsrail-Gazze’ye ilişkin ortak metin mutabakatı sağlanamamasının sebebi de budur.

Bu açıdan Hindistan’la kimi BRICS üyelerinin, örneğin Rusya’yla ilişkisi farklılaşacaktır. Çin’le zaten anlaşmazlıkları bulunduğu gibi Çin’in Pakistan’la ayrıca özel bağları mevcut. Bir zamanlar ABD ile ilişkileri ancak bu seviyedeydi; Pakistan’da ulusal güvenlik kurumlarının -ordu ve istihbaratın- içinde ciddi nüfuzu bulunan bir ülkeydi Amerika ve tortuları halen hayattadır. Tıpkı bir zamanların Türkiye-ABD ilişkileri ve cari tortuları gibi…

Washington’un Hindistan’ı yanında tutmak için bu denli abanmasının bir çıktısı da sayılabilir Pakistan’ın eylemi. Kimi Amerikan Kongresi üyeleri Pakistan’ı elde tutmak adına bir şeyler yapılması için lobi yapıyorlar ama Beyaz Saray’ı boş verin, İslamabad’ın bile umurunda değil…

Sonuç olarak BRICS içinde Hindistan’ı darlayacak bir süreç gelişmiş bulunuyor. ABD ve İngiltere’yi de öyle. İşte Pakistan’ın üyelik başvurusunda ince ayarlı zamanlama, ‘neden şimdi’ sorusunun yanıtı bu…

Kalp başka, kalpgâh başka…

Pakistan bir kalp. Ancak şimdi yöneldiği bir kalpgâh. İslamabad’ın ‘katılmak istiyorum’ talebi, damarları hem genişletecek hem uzatacak ve hem de ‘bağlayacak’…

Batı Asya jeopolitiği, Türk cumhuriyetleri, Hazar havzası, Ortadoğu ve Körfez ile direkt bağlantılı ve Pakistan zincirin bir tür kayıp halkasıydı…

Bu yüzden-bazıları kalp de olmasına rağmen-BRİCS üyeliğine başvurup sıra bekleyen birçok ülkeden farklı Pakistan. Örneğin, BRICS hali-hazırdaki üyeleriyle bir ‘nükleer güç birliği’ de ihtiva ediyor. Pakistan da öyle!

Ankara ve Moskova’nın teşvik ettiği 3+3 formatını, haritasını hatırlayalım; Rusya-Gürcistan-Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan-İran. Şimdi İran’ın ucuna Pakistan’ı ekleyin!

Üye olsun-olmasın yeni Pakistan daha birçok el dağıtıyor Türkiye’ye…

Keza, Pakistan-Çin ilişkileri, yolları ve koridorları ile deniz ayağı ve Körfez dâhil, Türkiye’ye doğru eğilimi daha da kuvvetlendirecektir. ‘Kalkınma Yolu Projesi’ hatta tali olarak İranlı, Azerbaycanlı Zengezur dâhil…

BRICS temelde bir Çin-Rus organizasyonudur. Unutmayalım, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara karşı ilk petrol Pakistan’a teslim edilmiş, işlem Yuan üzerinden gerçekleşmişti!

İsrail sorunu ve Gazze krizini sadece grafiklerinden veya Amerika’daki koltuklardan izleyenlerdenseniz, küresel döngünün dişleri sizi öyle veya böyle ısırır…

QOSHE - Pakistan, Gazze krizinin ortasında neden BRİCS’e başvurdu? - Nedret Ersanel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Pakistan, Gazze krizinin ortasında neden BRİCS’e başvurdu?

200 0
29.11.2023

Kalbimiz de aklımız da Gazze’de ve iş İsrail’e dayanıncaya kadar -barış sağlansın sağlanmasın- alakasız vesilelerle olsun gündeme her gelişinde şeridi boğazlarına dolamaya devam edeceğiz…

Bununla birlikte, futbol-banka-dolar-ponzi maceraları, güzellik salonları hücreleri, vs. rezilliklere meyyal bir kitlenin de üzerinden atlayarak, özünde; Libya (Afrika), Azerbaycan-Ermenistan (Kafkasya), Ukrayna-Rusya (Avrupa), İsrail-Filistin (Ortadoğu) parsellerini birleştiren küresel savaşın yakın zamanda gerçekleşen bir tezahüründen bahsetmek gerekiyor…

Yüksek stratejik doz içeren bu hareket bizi de çok ama çok ilgilendiriyor…

Kardeş Pakistan yaklaşık bir hafta önce BRICS’e üyelik için resmi başvuruda bulundu…

Mamafih, bir seri konvansiyonel hanzo, Pakistan’ın üyeliğine Hindistan’ın izin vermeyeceği, zaten üye olamayacağı, bu yüzden başvurunun ve ilişkin haberlerin değeri olmadığı gibi sığ bir bağlama kafa üstü daldılar. Böylece, konunun yanından bile geçemediler…

İçlerinde, içeride fason üretilmiş görgüsüzler bulunduğu gibi, Amerikan üniversitelerinde görev yapan, millete yukarıdan konuşmayı âdet haline getirmiş kıçı kırık tenekeler de var…

Hindistan-Pakistan akut anlaşmazlığını bilmeyen yok. Türkiye-Yunanistan ilişkileri gibi ancak konjonktürel etkilerle ‘ılımlı’ hale gelen/‘idare edilen’ dönemleri var. Bunların dışında iki ülke de birbirini bir kaşık suda boğacak kadar düşmanlar…

Ama “zamanlama” diye bir şey var; ‘neden şimdi’yi sormadan konu ve bölgesel gelişmelerle ilintisi anlaşılamaz. Pakistanlı diplomatlar, ‘biz hele başvuralım belki Yeni Delhi’nin eşref saatine denk gelir’ diye bu girişimi yapmış olabilir mi!

Hindistan, Çin-ABD-Rusya arasında bir........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play