Gazzeliler ve elbette Filistinliler son dönemdeki insanüstü direniş ile nerdeyse bütün halkların ve milletlerin önüne İsrail ve genel olarak da Batı gerçeğini sermiş oldular. Artık bu gerçek ile nasıl boğuşacaklarına ve üstesinden gelip gelemeyeceklerine milletler ve halklar kendileri karar verecektir. Eğer bu gerçeğin kendilerine yansıyan yüzü ile Batılı milletler ve halklar da boğuşmak isterse hadiseler biraz daha farklı bir boyut kazanabilir ama bunun kolay olmadığını söylemeye gerek yok. Dünyanın en saygın üniversitelerinde dahi Filistinlilerin direnişi ile ortaya çıkan gerçekliğin üzerini örtmek için hiç alışık olunmayan baskı ve şiddet politikalarından medet ummaları gelecek hakkında birtakım ipuçları sunmaktadır. Görünmeyen yüz kendi içlerinde bile şaşkınlıkla karşılanacaktır.

Filistinliler İsrail ile en azından 1948’den itibaren ama İngiliz müstemleke yönetimi ile 1922’den itibaren mücadele ettiği için bugünkü insanüstü direniş tesadüfî olarak ortaya çıkmış değildir. Fakat bu direniş son yıllara kadar sürmesine rağmen yaklaşık yüz yıllık dönemde İsrail ve Batı gerçekliğini gözler önüne serecek bir ortam oluşmamıştı. İsrail’in 19. yüzyıl kolonyalizminin bir mirası olarak Filistin’de uyguladığı yerleşimci yayılmacılık bugün ilk defa bütün boyutlarıyla ortaya çıkarıldı. Bunu başaran da Gazzelilerdir. Eğer bu direniş olmasaydı ne İngiltere ve Almanya İsrail’i bu kadar açıktan destekleyecekti ne de ABD silah ve mühimmat desteği ile savaşın doğrudan içinde yer aldığını gösterecekti. Elbette ortaya çıkan gerçeklik İsrail’e silah ve mühimmat desteğinden ibaret değildir. Kolonyalizmin diğer unsurları da Gazzelilerin direnişi ile birer birer açığa çıktı. İsraillilerin İngilizler gibi yerlilere karşı sistemli bir politika takip ettikleri ve öldürmekten zevk aldıkları gerçeği de bütün dünyanın gözleri önüne serildi. Ne yazık ki İsrailliler de öldürmekten zevk alıyor. Böylelikle Anglosakson müstemlekeciliği üzerine gerilmiş perde aralandı. Tarihin derinliklerine gömülmüş hakikatler yıllar sonra tekrar hatırlandı. Bilinenin aksine olmak üzere Anglosaksonlar farklı bölgelerdeki yerli halklara karşı çok daha acımasız politikalar takip etmiş fakat bunu gizlemeyi başarmışlardı. Artık Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda’da yaşayan yerli halkların esamisi de okunmuyor. Bu, uygulanan şiddetin boyutlarını zihnimizde canlandırabilmemiz açısından oldukça önemli bir veridir. Filistin’de de benzer bir politika takip ettiler fakat gerçeğin ortaya çıkmasına izin vermediler. Bugün de eskiden farklı olmayacak şekilde ABD ve İngiltere İsrail üzerinden sergiledikleri dehşet ile bütün dünyaya korku salmak istedi. Bunu bilerek yaptıkları çok açıktır. Fakat Gazzeliler diz çöküp teslim olmadığı için saldıkları korku kendilerine dönmeye başladı. Bu çok önemli bir gelişmedir. ABD Başkanı Joe Biden’ın son açıklamaları halkların ve milletlerin yüreğine saldıkları korkunun yön değiştirmekte olduğunun çok açık göstergesidir.

Yeni Şafak’ta da yer alan habere göre ABD Başkanı Joe Biden, Yahudilerin bir bayramı dolayısıyla Beyaz Saray’da düzenlenen resepsiyonda İsrail’e askerî desteğin süreceği teminatını veriyor. ABD Başkanı, burada yaptığı konuşmada Hamas’tan [Filistinlilerden demek istiyor] kurtulana kadar İsrail’in yanında olacaklarını söylüyor ama bir korkusunu da dile getiriyor. Onun şu cümleleri oldukça önemlidir: “Ama çok dikkatli olmalıyız. Tüm dünyanın düşüncesi bir gecede değişebilir. Bunun olmasına izin veremeyiz.”

Biden’ın cümleleri İsrail’in eylemlerine onay anlamını taşır. ABD Başkanının aslında İsrail’in sergilediği vahşete karşı olmadığını anlıyoruz. Bu da gayet doğal bir durumdur. Çünkü Biden, Anglosakson kolonyalizminin en uç örneğini temsil eden bir yapıdan gelmektedir. Konuyu dağıtmak istemem fakat şunu da ifade etmek zorundayım: Türkiye’de yaygın kanaate göre ABD bir zamanlar İngiltere’nin sömürgesiydi. Bu çok yanlış bir kanaattir ve doğruluğu sorgulanmamıştır. Hâlbuki ABD İngiltere’nin Kuzey Amerika’daki kolonilerinin birleşmesinden doğan müstemleke devlettir. Anglosaksonların Kuzey Amerika’daki kolonyal yayılmacılığı en ileri aşamasına ulaştığında ABD ortaya çıktı. ABD sömürge değil, koloni idi. Dolayısıyla yerlilere karşı vahşeti sergileyenler onlardı. Bugün İsrailliler de benzer bir politika takip etmektedir. Biden, bunun görülmesinden ve kendilerine karşı bütün dünyada yeni bir duruşun ortaya çıkmasından korktuğunu ifade ediyor.

Artık sorumluluk bütün halkların ve milletlerin omuzlarındadır. Gazzeliler birer birer ve topluca toprağa düşerken üzerlerindeki yükü sessizce ulusların omuzlarına bıraktı.

Yaşasın Filistin! Kahrolsun Siyonizm!

QOSHE - Biden’ın korkusu gerçeğe dönüşecek mi? - Selçuk Türkyılmaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Biden’ın korkusu gerçeğe dönüşecek mi?

20 0
14.12.2023

Gazzeliler ve elbette Filistinliler son dönemdeki insanüstü direniş ile nerdeyse bütün halkların ve milletlerin önüne İsrail ve genel olarak da Batı gerçeğini sermiş oldular. Artık bu gerçek ile nasıl boğuşacaklarına ve üstesinden gelip gelemeyeceklerine milletler ve halklar kendileri karar verecektir. Eğer bu gerçeğin kendilerine yansıyan yüzü ile Batılı milletler ve halklar da boğuşmak isterse hadiseler biraz daha farklı bir boyut kazanabilir ama bunun kolay olmadığını söylemeye gerek yok. Dünyanın en saygın üniversitelerinde dahi Filistinlilerin direnişi ile ortaya çıkan gerçekliğin üzerini örtmek için hiç alışık olunmayan baskı ve şiddet politikalarından medet ummaları gelecek hakkında birtakım ipuçları sunmaktadır. Görünmeyen yüz kendi içlerinde bile şaşkınlıkla karşılanacaktır.

Filistinliler İsrail ile en azından 1948’den itibaren ama İngiliz müstemleke yönetimi ile 1922’den itibaren mücadele ettiği için bugünkü insanüstü direniş tesadüfî olarak ortaya çıkmış değildir. Fakat bu direniş son yıllara kadar sürmesine rağmen yaklaşık yüz yıllık dönemde İsrail ve Batı gerçekliğini gözler önüne serecek bir ortam oluşmamıştı. İsrail’in 19. yüzyıl kolonyalizminin bir mirası olarak Filistin’de uyguladığı yerleşimci yayılmacılık bugün ilk defa bütün boyutlarıyla ortaya çıkarıldı. Bunu başaran da Gazzelilerdir. Eğer bu direniş olmasaydı ne İngiltere ve Almanya İsrail’i bu kadar açıktan destekleyecekti ne de ABD silah ve mühimmat desteği ile savaşın doğrudan içinde yer aldığını gösterecekti. Elbette ortaya çıkan........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play