Hatırlayacak olur isek son yıllarda Almanya, Avusturya ve Fransa seçimlerinde aşırı sağ partiler önemli kazanımlar elde etmiş ve ana akım siyasete doğrudan etki etmişlerdir. Örneğin 2017 Fransa seçimlerinde Macron’un rakibi olan Le Pen ikinci turda oyların yüzde 33.90’nı almıştır. 2017’den bu yana bu ivmesini yükselten Le Pen 2022 seçimlerinde Macron’un en önemli rakibi olmuş ve ikinci turda oyların yüzde 41.45’ini alarak önemli bir başarı sergilemiştir. Macron gibi merkeze daha yakın bir siyasetçinin seçimler öncesinde Le Pen’den rol çalarak aşırı sağ bir dil benimsemesi, ana akım siyaset açısından bu söylemin ne denli etkili bir parametre olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Benzer bir eğilim Almanya’da AfD’nin yükselişi üzerinden gözlemlenebilir. Nitekim son aylarda yapılan anketlerde AfD, ilk sıradaki Hristiyan Birlik Partilerinin ardından yüzde 21’lik oy oranı ile ikinci sırada yer almaktadır. Yeşiller ve Sosyal Demokratların da üstünde bir oy oranı ile kendisini ayrıştıran AfD son seçimlere göre neredeyse oylarını ikiye katlamış durumda.

2008 yılında Fitne isimli bir kısa filmle gündeme gelen Wilders’in son yıllardaki yükselişi, Avrupa demokrasilerinin nasıl bir cendereden geçtiğini gösteren somut bir örnektir. Fitne’de temellerini attığı ve günümüze kadar sürdürdüğü siyasetinin temelinde İslam ve Müslümanlara yönelik nefret yatmaktadır. Müslümanları terörist İslam’ı da her türlü şiddetin kaynağı olarak gösteren Wilders, Kur’an’ın anti-semitik bir dile sahip olduğu gerekçesiyle nefret ve şiddeti motive ettiğini savunmaktadır. 11 Eylül başta olmak üzere birçok terör olayı üzerinden İslam ve Müslümanları ötekileştiren Wilders gibi bir siyasetçinin Hollanda’da seçimleri kazanması, Avrupa’nın nereye gittiği tartışmaları açısından da önemli bir deneyim olacaktır.

QOSHE - Avrupa’da aşırı sağın normalleşmesi: Geert Wilders - Turgay Yerlikaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Avrupa’da aşırı sağın normalleşmesi: Geert Wilders

7 3
27.11.2023

Hatırlayacak olur isek son yıllarda Almanya, Avusturya ve Fransa seçimlerinde aşırı sağ partiler önemli kazanımlar elde etmiş ve ana akım siyasete doğrudan etki etmişlerdir. Örneğin 2017 Fransa seçimlerinde Macron’un rakibi olan Le Pen ikinci turda oyların yüzde 33.90’nı almıştır. 2017’den bu yana bu ivmesini yükselten Le Pen 2022 seçimlerinde Macron’un en önemli rakibi olmuş ve ikinci turda oyların yüzde 41.45’ini alarak önemli bir başarı sergilemiştir. Macron gibi merkeze daha yakın bir siyasetçinin seçimler öncesinde Le Pen’den rol çalarak aşırı sağ bir dil benimsemesi, ana akım siyaset........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play