28 Mayıs sonrasında Millet İttifakı açısından oluşan denklem, ittifakın iki ana partisi olan CHP ve İYİ Parti’de birtakım sorgulamaları beraberinde getirdi. CHP’de bu durum, politik açıdan farklılaşmasa da aktörel açıdan bir değişimin söz konusu olduğu bir pratik ortaya çıkarttı. Nitekim CHP, kurultay marifetiyle (her ne kadar liderliği tartışılsa da) bir Genel Başkanlık değişim süreci yaşadı. 28 Mayıs sonrasında İmamoğlu’nun da büyük bir çaba ile dahil olduğu bu değişim süreci, bugün hem CHP hem de İYİ Parti içerisindeki tartışmaları anlamlandırma noktasında önemli. Nitekim Genel Başkanlık değişimi sonrasında liderin kim olduğu yönündeki belirsizliklerden tutun da parti meclisinin şekillenme sürecine kadar ciddi bir İmamoğlu etkisi tartışıldı. Bugün İYİ Parti’nin hür ve müstakil siyaseti ile yakından ilişkili olan bu durum, yerel seçimler öncesinde siyasetin ana gündemlerinden birisi olacaktır.

Akşener’in 6’lı masanın 12’nci toplantısının yapıldığı 3 Mart tarihinde masayı terk ederken yaptığı açıklamalar hür ve müstakil siyaset izleğinin miladı sayılabilir. Nitekim Akşener masadan kalktığında, masanın ortak akıl platformu olmaktan çıktığı ve partisinin bir dayatmaya maruz kaldığını ifade etmişti. Akşener’in buradaki temel itirazı, masanın diğer bileşenlerinin belirli pazarlıklarla ikna edilerek İYİ Parti’nin Kılıçdaroğlu adaylığına icbar edilmesi idi. Masanın kişisel ikbal hesapları için bir dayatma ile karşı karşıya kaldığı gerçeğini en üst perdeden ifade eden Akşener’in 3 Mart ve sonrasında maruz bırakıldığı eleştiri ve eleştiri sınırlarını aşan söylemler, Akşener’in bu konuda bir revizyon yapmasını da beraberinde getirdi. Bu sırada Akşener ve İYİ Parti’nin baskılara dayanamayarak masaya dönüşü, bir fırsat olarak gündeme gelen hür ve müstakil siyaset politikasının kaçırılması anlamına geliyordu.

Akşener’in 3 Mart’ta masadan kalktığında kuşatma ve dayatma siyaseti ile ilgili eleştirilerinin yanında İmamoğlu ve Yavaş ile ilgili çıkışları da oldukça önemli idi. Akşener, o gün İmamoğlu ve Yavaş’a, “Millet sizi göreve çağırıyor” ifadeleri ile seslenmiş ve kendilerinin Cumhurbaşkanı adayı olarak ön plana çıkmalarını istemiştir. O dönemde CHP’nin parti içi işlerine müdahale etmekle suçlanan Akşener’in bugün aynı ithamla karşı karşıya kalması, üzerinde düşünülmesi gereken bir husus.

QOSHE - Hür ve müstakil siyasete müdahale - Turgay Yerlikaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hür ve müstakil siyasete müdahale

6 19
21.12.2023

28 Mayıs sonrasında Millet İttifakı açısından oluşan denklem, ittifakın iki ana partisi olan CHP ve İYİ Parti’de birtakım sorgulamaları beraberinde getirdi. CHP’de bu durum, politik açıdan farklılaşmasa da aktörel açıdan bir değişimin söz konusu olduğu bir pratik ortaya çıkarttı. Nitekim CHP, kurultay marifetiyle (her ne kadar liderliği tartışılsa da) bir Genel Başkanlık değişim süreci yaşadı. 28 Mayıs sonrasında İmamoğlu’nun da büyük bir çaba ile dahil olduğu bu değişim süreci, bugün hem CHP hem de İYİ Parti içerisindeki tartışmaları anlamlandırma noktasında önemli. Nitekim Genel Başkanlık değişimi sonrasında liderin kim olduğu yönündeki belirsizliklerden tutun da parti meclisinin şekillenme sürecine kadar ciddi bir İmamoğlu etkisi tartışıldı. Bugün İYİ Parti’nin hür ve........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play