İsraİl’in Basın Özgürlüğü İhlalleri

7 Ekim’den bu yana ABD desteğiyle işgal ve terör eylemlerini sürdüren İsrail’in basın özgürlüğü alanında da ciddi ihlallere imza attığı ortada. On yıllardır ABD dış politikasını İsrail lehine manipüle eden İsrail lobisinin, ABD medyasındaki etki gücü bilinmektedir. 7 Ekim’den bu yana ABD basınındaki görece ve az sayıdaki farklı sesleri paranteze aldığımızda, genellikle İsrail lehine bir yayın pratiğinin ortaya koyulduğu görülebilmektedir. Söz konusu medyada, İsrail’in uluslararası hukuku yoka sayan adımları İsrail lehine meşrulaştırılmakta ve günün sonunda İsrail’i haklı gösterecek bir yayıncılık sergilenmektedir. Son günlerde daha rafine bir hal alan bu tutum sadece ABD basını değil Kıta Avrupası ve İngiliz basınında da yoğun biçimde gözlemlenmektedir. Hatta yeterince İsrail yanlısı bulunmayan BBC, İsrail Cumhurbaşkanı tarafından İngiltere Başbakanına şikayet edilmiştir. Hatırlayalım; Cumhurbaşkanı Herzog basın toplantısında Sunak’a, BBC’nin haber ve yorumlarında Hamas’ı terör örgütü olarak tanıması gerektiği yönünde bir talepte bulunmuştur. BBC’nin İsrail’in saldırılarını kınamak bir yana söz konusu saldırılardaki özneyi gizleme ya da öznesizleştirme pratiği, buradaki rolünün ne olduğunu da göstermektedir.

Hastane ve mülteci kamplarının ardından BBC’nin yaptığı haberlere bakıldığında, İsrail’in buradaki etki gücü açık biçimde görülecektir. Benzer biçimde bölgedeki haber akışını Batılı medya platformlarının aksine daha objektif biçimde ortaya koyan ve İsrail terörünü bütün dünyaya duyuran El Cezire’nin Netenyahu’nun hedefinde olduğu bilinen bir gerçek. Netanyahu, geçtiğimiz günlerde Katar’a bu konuda bir uyarıda bulunmuş ve doğrudan El Cezire’yi hedef almıştır. Nitekim bu telkin ve taleplerin ardından İsrail, son günlerde bölgedeki gazetecileri tehdit etmiş ve birçok gazeteci ve ailesini öldürmüştür. Birkaç gün önce El Cezire’nin Gazze büro şefi Vail El-Dahdouh’un ailesinin hedef alınması ve akabinde katledilmeleri İsrail tehdidinin geldiği noktayı bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır.

Basın özgürlüğü konusunda periyodik olarak raporlar kaleme alan küresel kuruluşların bu konudaki tutumları da herhangi bir etki uyandırmamaktadır. Örneğin Freedom House, 7 Ekim’den bu yana İsrail’in katlettiği gazeteciler hakkında bir kınama yayınlamamıştır. Aynı örgüt İsrail’in olası kara harekâtı gerekçesiyle Gazze’nin bütün iletişimini kesmesi konusunda da bir kınama yayınlamamıştır. Fakat Freedom House, söz konusu Türkiye olunca teröre hizmet eden ayrılıkçı ve paralel örgütlere yönelik hukuki süreçlerde Türkiye’yi suçlayabilmiştir. Ya da gazeteci kimliği üzerinden terör propagandası yapan kişilerle ilgili adli süreçleri basın özgürlüğünün ihlali olarak yorumlamıştır. Örgütün son yıllardaki raporlarında İsrail ile ilgili bölümlere de bakıldığında da İsrail’in saldırgan tutumuna yönelik herhangi bir eleştirinin olmadığı ve İsrail’in basın özgürlüğü açısından demokratik standartlara sahip olduğu ifade edilmektedir. Şu sorunun cevabı çok açık ama yine de sorulmalı; Ukrayna’da ya da herhangi bir çatışma bölgesinde bir Batılı gazeteci ailesiyle birlikte öldürülse Batı’nın tepkisi ne olurdu?

QOSHE - İsrail-Filistin çatışmasında basın özgürlüğü ihlalleri - Turgay Yerlikaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail-Filistin çatışmasında basın özgürlüğü ihlalleri

7 6
02.11.2023

İsraİl’in Basın Özgürlüğü İhlalleri

7 Ekim’den bu yana ABD desteğiyle işgal ve terör eylemlerini sürdüren İsrail’in basın özgürlüğü alanında da ciddi ihlallere imza attığı ortada. On yıllardır ABD dış politikasını İsrail lehine manipüle eden İsrail lobisinin, ABD medyasındaki etki gücü bilinmektedir. 7 Ekim’den bu yana ABD basınındaki görece ve az sayıdaki farklı sesleri paranteze aldığımızda, genellikle İsrail lehine bir yayın pratiğinin ortaya koyulduğu görülebilmektedir. Söz konusu medyada, İsrail’in uluslararası hukuku yoka sayan adımları İsrail lehine meşrulaştırılmakta ve günün sonunda İsrail’i haklı gösterecek bir yayıncılık sergilenmektedir. Son günlerde daha rafine bir hal alan bu tutum sadece ABD basını değil Kıta Avrupası ve İngiliz basınında da yoğun biçimde gözlemlenmektedir. Hatta yeterince İsrail yanlısı bulunmayan BBC, İsrail Cumhurbaşkanı tarafından İngiltere Başbakanına şikayet edilmiştir. Hatırlayalım; Cumhurbaşkanı Herzog basın toplantısında Sunak’a, BBC’nin haber ve yorumlarında Hamas’ı terör örgütü olarak tanıması........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play