Örgütün uluslararası desteği sorunun sınırlarını genişletirken Türkiye içerisindeki siyasi destek de sorunun niteliğini değiştirmektedir. Hatırlayacak olursak PKK’ya destek veren siyasi partilerin kapatıldığı ve örgütün siyasi desteğinin sonlandırılmaya çalışıldığı dönemler olmuştur. Örgütün siyasi desteği ile ilgili süreç yönetimi son olarak HDP üzerinden gündeme gelmiş ve Yargıtay Başsavcılığı, 7 Haziran 2021’de HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde dava açmıştır. AYM, 21 Haziran 2021’de iddianamenin kabulüne oy birliğiyle karar vermiş ve hem parti hem de birçok siyasetçi ile ilgili belirli yaptırımlar talep etmiştir.

Son dönemde dijital ortamlara eklemlenen ve buradaki teknolojiyi de sonuna kadar kullanan PKK, sosyal medya platformlarında aktif bir görüntü sergilemektedir. Örneğin çatışma sonrasında, PKK’ya yakın hesaplar tarafından şehit olan askerlerimize ait olduğu iddia edilen görüntülerin yanı sıra şehit sayısı ile ilgili gerçekçi olmayan manipülasyonlar yapılmıştır. Kitlelerde psikolojik yılgınlık yaratmayı amaçlayan bu tür haber ve içeriklerin servis edilmesi, terör örgütünün propaganda açısından bu alanları nasıl kullandığını da bizlere göstermektedir. Normal şartlarda sosyal medya platformlarında, DAEŞ ve Avrupa’daki radikal örgütlere karşı sergilenen katı filtreleme kurallarının söz konusu PKK olduğunda nasıl işlevsiz hale geldiğini de görmemiz gerekmektedir.

Bu nedenle PKK ile mücadelemizde karşımızdaki en önemli muhatap doğrudan terör örgütü ya da örgütün faaliyetlerini meşrulaştırmaya dönük bir politika izleyen siyasetçiler değil. Bilakis örgüte lojistik ve silahlanma anlamında destek olan ve onu farklı isimler üzerinden meşrulaştırmaya çalışan ABD’dir. Bu nedenle TBMM’de örgüte karşı ortaya çıkan mutabakat metnine imza atmayan DEM ve farklı gerekçelerle bu tutumunu meşrulaştırmaya çalışan CHP’nin çok fazla konuşulması, daha akut gündemlerin ıskalanmasına neden olmaktadır. Hiç kuşkusuz Cumhuriyetin kurucusu olma iddiasında olan bir siyasi partinin her ne gerekçe ile olursa olsun bu tür bir karşı bildiriye imza atmaması kabul edilemez. Öyle ki CHP içerisinden bazı milletvekilleri bu bildiriye imza atmamanın gerekçesi olamayacağı ve bu tür durumlarda milli mutabakatın sağlanması gerekliliğine yönelik vurguları olmuştur. Fakat buradaki esas tehlike, CHP’nin bu tür bir karşı girişimle gündemde tutulması ve gerekenden fazla ilgiyle tartışılarak asıl mevzunun arka plana itilmesidir.

QOSHE - PKK terörü ve siyasetin konumu - Turgay Yerlikaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

PKK terörü ve siyasetin konumu

11 1
28.12.2023

Örgütün uluslararası desteği sorunun sınırlarını genişletirken Türkiye içerisindeki siyasi destek de sorunun niteliğini değiştirmektedir. Hatırlayacak olursak PKK’ya destek veren siyasi partilerin kapatıldığı ve örgütün siyasi desteğinin sonlandırılmaya çalışıldığı dönemler olmuştur. Örgütün siyasi desteği ile ilgili süreç yönetimi son olarak HDP üzerinden gündeme gelmiş ve Yargıtay Başsavcılığı, 7 Haziran 2021’de HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde dava açmıştır. AYM, 21 Haziran 2021’de iddianamenin kabulüne oy birliğiyle karar vermiş ve hem parti hem de birçok siyasetçi ile ilgili belirli yaptırımlar talep etmiştir.

Son dönemde dijital ortamlara eklemlenen ve buradaki teknolojiyi de sonuna kadar kullanan PKK, sosyal medya platformlarında aktif bir görüntü sergilemektedir. Örneğin........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play