Daniel Bell, “Sanayi-Sonrası Toplumun Gelişi” (The Coming of Post-Industrial Society) kitabında, 2. Dünya savaşından sonra etkisini hissettirecek sanayi-sonrası toplum teorisini ortaya atmıştır. Dönemin liberal ve sosyalist tezlerinin aksine Bell farklı bir yol izlemiş ve sanayi-sonrası toplumun temel özelliğinin iş gücü kollarında yaşanan farklılaşma olduğunu vurgulamıştır. Bu dönemin en temel ayırt edici özelliğinin “bilgi” olduğu düşüncesi, Bell ve onu takip eden düşünürler tarafından sıklıkla vurgulanmış ve bilgi merkeze koyularak yeni yaklaşımlar geliştirilmiştir.

Bilgi toplumu yaklaşımlarının da ekseni olan bu teorik perspektif, bilgiyle birlikte yeni teknolojilere de büyük önem atfetmektedir. Uydu televizyonları, bilgisayardaki gelişmeler, online bilgi servisleri ve yeni ofis teknolojileri bilgi toplumundaki yenilikler arasında gösterilmektedir. Söz konusu yenilikler, toplumsal hayatımızı yapılandıran ve ona yeni bir biçim veren gelişmeler olarak değerlendirilmektedir.

Bilgi toplumundaki en temel hususlardan birisi de veri tabanlarının oluşturulması ve bilgiye erişimin bu yolla mümkün olabilmesidir. Bu nedenle özellikle yeni medya teknolojileri ve yapay zekanın da katkısıyla ortaya çıkan büyük veri (big data) hem toplumsal hem de politik değişim açısından oldukça mühimdir. Verinin derlenmesi ve elde edilmesinin büyük önem arz ettiği bu dönemde, bireylerin herhangi bir konuda ne düşündükleri ve nasıl eğilim gösterdiklerini ölçen kamuoyu araştırmaları bu açıdan oldukça mühimdir. Nitekim kamuoyu araştırmalarının ortaya koydukları veriler hem karar alıcılar hem de bireyler nezdinde önemli çıktılar üretmektedir. Özellikle siyaset alanının işleyişi ve geleceği açısından büyük önem arz eden kamuoyu araştırmaları verileri ile ilgili tartışmalar, son yılların en önemli gündem maddelerinden birisi.

Araştırmalara konu olan veriler, karar alıcıların geleceği programlaması ve ilgili veri setleri doğrultusunda yeni politikalar geliştirmelerini mümkün kılmaktadır. İkinci bir katkı ise, geniş örneklem ağına sahip kamuoyu araştırmaları sayesinde bireyler, kendi talep ve düşüncelerinin kamusal alanda tartışılmasını mümkün kılmakta ve bu veriler aracılığıyla yeni gündemlerin önünü açabilmekte. Örneğin herhangi bir kamuoyu araştırmasında seçmenlere sorulan, hangi durumda nasıl karar alırsınız? Ya da seçim sürecinde sizin kararınızı değiştirmenize etki edebilecek faktörler nedir? gibi sorulara verilen cevaplar, partilerin karar alma süreçlerinde doğrudan etkili olmaktadır. Sadece seçim dönemleri değil farklı dönemlerde yapılan beğeni ve tutum ölçme amaçlı araştırmalar da toplumsal programlama açısından önemli çıktılar üretmektedir.

14 Mayıs süreci bu açıdan oldukça öğretici bir tablo ortaya koymaktadır. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında yaşanan rekabette, iki aday arasındaki farkı Kılıçdaroğlu lehine açan verilerin ne denli sorunlu olduğu seçim gecesi görülmüştü. Benzer biçimde bazı partilerin para karşılığında kendi partilerini olduğundan daha fazla oy oranıyla gösterme çabasında oldukları da tartışılmıştı. Bir diğer sorun da seçim dönemlerine has kurulan kamuoyu araştırma firmalarının özellikle sosyal medya platformları üzerinden seçmenleri manipüle etmeye çalışmalarıdır. Bu alandaki olumsuz icraatları ile kendileri ve meslekle ilgili ciddi bir itibar sorununa neden olan kamuoyu araştırma şirketleri, yerel seçimler öncesinde kamuoyuna açıklanan bazı verilerin sıhhati ile ilgili de tartışmaların yapılmasını kaçınılmaz kılmaktadır.

QOSHE - Siyasete müdahale aracı olarak kamuoyu araştırmaları - Turgay Yerlikaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siyasete müdahale aracı olarak kamuoyu araştırmaları

5 5
25.03.2024

Daniel Bell, “Sanayi-Sonrası Toplumun Gelişi” (The Coming of Post-Industrial Society) kitabında, 2. Dünya savaşından sonra etkisini hissettirecek sanayi-sonrası toplum teorisini ortaya atmıştır. Dönemin liberal ve sosyalist tezlerinin aksine Bell farklı bir yol izlemiş ve sanayi-sonrası toplumun temel özelliğinin iş gücü kollarında yaşanan farklılaşma olduğunu vurgulamıştır. Bu dönemin en temel ayırt edici özelliğinin “bilgi” olduğu düşüncesi, Bell ve onu takip eden düşünürler tarafından sıklıkla vurgulanmış ve bilgi merkeze koyularak yeni yaklaşımlar geliştirilmiştir.

Bilgi toplumu yaklaşımlarının da ekseni olan bu teorik perspektif, bilgiyle birlikte yeni teknolojilere de büyük önem atfetmektedir. Uydu televizyonları, bilgisayardaki gelişmeler, online bilgi servisleri ve yeni ofis teknolojileri bilgi toplumundaki yenilikler arasında gösterilmektedir. Söz konusu yenilikler, toplumsal hayatımızı yapılandıran ve ona yeni bir biçim veren gelişmeler olarak değerlendirilmektedir.

Bilgi toplumundaki en temel hususlardan birisi de veri tabanlarının oluşturulması ve bilgiye erişimin bu yolla mümkün olabilmesidir. Bu nedenle özellikle yeni medya teknolojileri ve yapay........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play