31 Mart seçimleri ile ilgili gelinen noktaya bakıldığında, sürecin belirli bir aşama kaydettiği söylenebilir. Özellikle aday belirleme çalışmalarının beklenenden daha fazla sürmesi süreçle ilgili soru işaretlerini de artırmaktadır. Cumhur ittifakının 2017 ve sonrasında kritik dönem ve seçimlerde tahkim ettiği işbirliğinin bu aşamada önemli bir avantaj ürettiği açık. Nitekim ittifakın iki önemli bileşeni olan AK Parti ve MHP, 28 Mayıs’ın hemen ertesinde seçimlere yönelik teşkilatlarına çağrı yaparak önemli bir başlangıç yapmışlardı. Kısa bir süre sonra ise her iki partinin kurmay heyetleri bölge ve illere yönelik özel çalışmalar yaparak aday belirleme sürecinde önemli mesafeler katetmişlerdi. İki parti arasında var olan kuvvetli bağ, hangi bölgede nasıl bir aday ve strateji belirlenmesini de kolaylaştırmış ve sürecin bu evreye gelmesini sağlamıştır. Partiler arasında Türkiye’nin önemli bölge ve illerindeki ittifaka rağmen iki partinin yarıştığı ve rekabet içerisinde olduğu illerin varlığı da önemli bir ayrıntı olarak dikkat çekmektedir.

Uzunca bir süredir İstanbul’un gölgesinde kalan yerel seçim tartışmaları, adayların önemli bir bölümünün belirlenmesiyle evrenini genişletti. Cumhur ittifakının Ankara’da kimi aday çıkartacağı ile ilgili tartışmalar yapıldığında, ittifakın Ankara’ya bugüne değin çok fazla temas etmediği ve enerjisini önemli ölçüde İstanbul’a ayırdığı yönünde eleştiriler yapıldı. Fakat Turgut Altınok gibi bir ismin Ankara’da tercih edilmesi sonrasında, Ankara’nın ittifak tarafından yeniden kazanılma ihtimalinin ne denli güçlü olduğu tartışmaya açıldı. Nitekim ismin açıklanması sonrasında, Altınok’un Ankara’daki belediyecilik tecrübesi ve siyasal kimliğinin Ankara demografisi ile uyumu, Ankara’nın yeniden kazanılma ihtimalini kuvvetlendiren bir etmen olarak değerlendirilmiştir.

Bu argümanı güçlendiren bir diğer etmen de koşulların 2019 yerel seçimleri ile oldukça farklı olması idi. Hatırlayacak olursak 2019’da HDP, Millet ittifakı lehine bir strateji benimsemiş ve aday çıkartmayarak Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehrin Millet ittifakı tarafından kazanılmasını mümkün kılmıştır. Bugün ittifakın önemli bir diğer bileşeni olan İYİ Parti’nin de hür ve müstakil siyaset izleği gereğince aday çıkartmış olması, Ankara’daki denklemi değiştirebilecek bir diğer parametre olarak dikkat çekmektedir. Öyle ki 2019’da sadece İYİ Parti’nin İl Genel Meclisindeki oy oranına bile bakıldığında, bu niceliğin seçimi etkileme potansiyelinin ne denli büyük olduğu görülmektedir. Altınok lehine yorumlanabilecek bir diğer husus da 2019’da ittifakın Ankara adayı ile ilgili tartışmaların bugün yapılmıyor oluşu. Tüm bu değişkenler dikkate alındığında Ankara’daki yarışın an itibarıyla bir heyecan ürettiği ve bu heyecanın sahaya da yansıdığı görülmektedir.

QOSHE - Yerel seçimin dinamikleri - Turgay Yerlikaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yerel seçimin dinamikleri

5 12
01.02.2024

31 Mart seçimleri ile ilgili gelinen noktaya bakıldığında, sürecin belirli bir aşama kaydettiği söylenebilir. Özellikle aday belirleme çalışmalarının beklenenden daha fazla sürmesi süreçle ilgili soru işaretlerini de artırmaktadır. Cumhur ittifakının 2017 ve sonrasında kritik dönem ve seçimlerde tahkim ettiği işbirliğinin bu aşamada önemli bir avantaj ürettiği açık. Nitekim ittifakın iki önemli bileşeni olan AK Parti ve MHP, 28 Mayıs’ın hemen ertesinde seçimlere yönelik teşkilatlarına çağrı yaparak önemli bir başlangıç yapmışlardı. Kısa bir süre sonra ise her iki partinin kurmay heyetleri bölge ve illere yönelik özel çalışmalar yaparak aday belirleme sürecinde önemli mesafeler katetmişlerdi. İki parti arasında var olan kuvvetli bağ, hangi bölgede nasıl bir aday ve strateji belirlenmesini de kolaylaştırmış ve sürecin bu evreye gelmesini sağlamıştır. Partiler arasında Türkiye’nin önemli bölge ve illerindeki ittifaka rağmen iki partinin........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play