İsyan aparatlarının ucuz kurgusu
Şer ile hesabı olanın
Şerden yana olması
Başkaldıranın kısadır sultanlığı
Kuş uçar kervan geçer buralardan
Nasihatle değil çarpışarak
Nice mareşaller naldan şimşek çıkararak
İstilalar değiştirirken kaderi
Bir kral ille gökten mi inmeli?
Kendimi bana tercüme et
Kaynaklara git, kabzasından yakala
kınından çek,
Taç giydir çocuklara, gelinlere iş buyur
Üfle kubbeleri şişsinler
minareleri bur
Sokakları daralt,
Odaları yık, boğazları sık,
Çatlat damarları
Sıkletli gemileri pupasından tut
Kopart dağılsın tespih taneleri…
Söylemediğim sözleri
Düşünmediğim düşünüşleri bana atfet
Vur sırtıma cümle günahları, vur.
Yürüyeyim kurşun sıksınlar
Koşarken değil, dururken değil
Yürürken sıksınlar
Yürüyelim, açığa çıkacaksa
Susam tarlasındaki çiftçinin
Yelek cebindeki kavurga
Ya da bana sıkmasınlar beni sık
Ayağa kalk doğrul
Namludan doldur
Doğrult tüfeği
Tam alnının çatına
Sık beni, sakın hedefi ıskalama
Klimaks otlar ceylanları seviyor değil ya
Tarlama diken ek
İmanımı sorgula
Atlar tay görünsün
Bir gölet kaz
Hamile kadınlar
Ayağını yıkasın yazda
Bir yalnız kaya bul
Oğlakları yatır dibinde
Sırrını bir madalyona yaz sakla
Bilen bilsin
Hadi gel
yüzyıllık bir savaşı bugün başlatalım
Ne galip çıksın ne mağlup bulunsun
En azından yüzyıl
daha tutkulu yaşansın aşklar
Ya da gel
barışta çiçeklerin neden daha güzel koktuğunu tartışalım
Otomobilleri mezara gömüp
Vapurla dolaşalım
Topla Gazze’nin çocuklarını Rim
beraber hıştınalım
Salıncakta sallasınlar annelerini
Açıldıkça açılalım sığ kalsın deniz
Ölüm terk etsin buraları iki sene üç güz
Dağ çayı dolsun koyaklar
Arastada hiç durmasın ticaret
Bir şey bul işte müjdele bizi
Ya da durmasın dokunsun kefen bezi
Gidelim müjdeler yurduna
Hoş geldin desinler
Beş gittiğini sorsunlar
İsterlerse çaylaklara yapılan şakalardan yapsınlar
Ya da vakur karşılansınlar
Biz de vakarı bozmayalım
Yabancısı mıyız, yerlisi miyiz
Sahibi miyiz, değil miyiz
Bilemediğimizi çaktırmayalım
Henüz başta
Tıpkı buradaki gibi
Mahmur dolaşsın Ashabı Kehf
Asıl gebersin denilenler dirilsin
Zanlılar giyecekleri hükmü giysin
Ölsün ölsün gene dirilsin
Hatalarımdan öğrenmeyeyim
Bileyim zaten.
Bildiğimin de bir anlamı olmasın
Bildiğimden başka
Tarafsız olmayacak kimse
Kimi ikna edeyim?
Ata yurt, müjdeler yurdu
Kulelerine bayrağımı çekeyim
Güneşim iki olsun
Biri doğudan batıya
Öbürü batıdan doğuya
Ayım on dört
Aşağıdan yukarıya
Yukarıdan aşağıya
Rüzgâr hep lodos
Atlar hep ala
Deniz hep turkuaz
Türküler hep bozkır
Her şey ağır olsun
Hafifleri sevmem
ata yurt,
Çıkamam belki katlarına
Pencerelerinden sarkan
salkım, kokulu
çiçeklerle müjdele…
Bugün de böyle. Söz geldi şiire dayandı.
Gözlerimizi her kapadığımızda perde perde inen Gazze’nin çocukları, sarp dağlarda hasret çekerken şehit düşen nice Mehmetçik… Kahrolsun Amerikan emperyalizmi, onun maşaları ve destekçileri!
Dua kabilinden.
Müjdeler yurdu
16
16
14.01.2024
İsyan aparatlarının ucuz kurgusu
Şer ile hesabı olanın
Şerden yana olması
Başkaldıranın kısadır sultanlığı
Kuş uçar kervan geçer buralardan
Nasihatle değil çarpışarak
Nice mareşaller naldan şimşek çıkararak
İstilalar değiştirirken kaderi
Bir kral ille gökten mi inmeli?
Kendimi bana tercüme et
Kaynaklara git, kabzasından yakala
kınından çek,
Taç giydir çocuklara, gelinlere iş buyur
Üfle kubbeleri şişsinler
minareleri bur
Sokakları daralt,
Odaları yık, boğazları sık,
Çatlat damarları
Sıkletli gemileri pupasından tut
Kopart dağılsın tespih taneleri…
Söylemediğim sözleri
Düşünmediğim düşünüşleri bana atfet
Vur sırtıma cümle günahları, vur.
Yürüyeyim kurşun sıksınlar
Koşarken değil, dururken değil
Yürürken sıksınlar
Yürüyelim, açığa çıkacaksa
Susam tarlasındaki çiftçinin
Yelek cebindeki kavurga
Ya da bana sıkmasınlar beni sık
Ayağa kalk doğrul
Namludan doldur
Doğrult tüfeği
Tam alnının çatına
Sık beni, sakın hedefi ıskalama
Klimaks........
© Yeni Şafak
visit website