Gazze’deki soykırım sürüyor hâlâ! Türkiye başka bir gerilimin ortasına düşüveriyor: Futbol üzerinden yaşanan yeni bir Gezi provokasyonunun… Biz, seyahatimizi İşkodra’dan sürdürmek istiyoruz. İşkodra, bugünlerin ve hatta yarınların habercisi olacak çok nefis bir mücadeleye ev sahipliği yapıyor…

Kastamonu Tosyalı Hasan Rıza Paşa’nın hikâyesi, Gazze’nin direnişinin köklerinin nerelerde yattığını çok güzel özetliyor. Kalemi her geçen gün işlek hâle gelen Seyfullah Yiğit kardeşimin kaleminden paylaşıyorum...

***

Tarih bilinci çok önemli. Bizde tarih bilinci yok. Ustamın çok sevdiğim ifadesiyle, “Celladına aşık tasmalı çekirgeler…” bu tarih bilincini yok ettiler Türkiye’de ve hatta tüm İslâm coğrafyasında. Birliğin nasıl bir nimet olduğunu zaten unuttuk, unutmakla da kalmayıp yüzyıllarca tesis edilmiş ümmet birliğini yeniden ihya edebileceğimize de inanmıyoruz artık, böyle hazin bir tablo var karşımızda! Biz kimiz sorusunun o kadar güçlü cevabı var ki Balkanlar’da ve tüm İslâm coğrafyasında, ancak buna rağmen gelin görün ki; Türkiye’de tarihî bilinç üstelik eğitim adı altında linç edilmiş!

Sevgili okuyucu!

Evet, tam olarak buradan ayağa kalkmalıyız, diyorum. İşkodra’dan Gazze’ye, Fas’tan Uygur’a, Çeçenistan’dan Yemen’e kadar tüm İslâm beldeleri arasındaki sahte sınırları en azından gönül ve zihin dünyamızdan kaldırmalıyız. Böylece zihnî işgale dur diyerek ayağa kalkmalıyız.. İşte bizler… bu bir avuç inanmış insan, bunun için İşkodra’dayız.

Çok yorgun bir günün son durağı, Arnavutluk’un İşkodra vilayetiydi. Makedonya’nın Ohri şehrinden yola çıkıp sırayla Elbasan, Tiran ve son olarak İşkodra’da konaklamak için durmuştuk. Uzun ve yorucu bir gün olmuştu. Arnavutluk’ta güneşi henüz selamlamamıştık. Arnavutluk sınırlarına girdiğimizde hava kapalıydı ve akşam vaktine yakındı. 16 Kasım Perşembe günü İşkodra’da yeni bir güne güneşle birlikte merhaba dedik. Kahvaltıdan hemen sonra dışarı çıktık. Kaldığımız hotelin yanında bir park var. Parkın karşısında bir anıt: “İşkodralı Arnavut” Hasan Rıza Paşa anıtı. Hasan Paşa bir Türk diye itiraz edecekler var, acele etmeyin, bir durun hele. Asabiyet, biz Müslümanlar için İslâm’dan sonra gelir. Bunu ifade edelim. Hasan Paşa Kastamonulu bir Türk bunu da yazalım. Neden İşkodralı Arnavut dediğimi biraz daha merak ede durun...

Hasan Rıza Paşa, tek başına bir ümmet… Hasan Rıza Paşa, Gazze’dir… Gazze’deki sarsılmaz diriliş destanıdır Hasan Rıza Paşa… Hasan Rıza Paşa, Osmanlı’nın Balkanlar’daki SON MİNARESİDİR… Hasan Rıza Paşa, dünyayı kendine zindan bilmiş, kanının son damlasına kadar İslâm için, Müslümanlar için canla başla CİHAD etmiş bir KAHRAMAN… Hasan Rıza Paşa; bir özlem, bir ideal, bir hedef ve kendisine inananlar için çok güçlü bir umut...

Mihmandarımız Süleyman kardeş ve Beytullah abi anlatıyorlar Hasan Rıza Paşa’yı. Anlatılabilir mi böyle kahramanlar? Hayır. Hasan Rıza Paşa anlatılamaz. Peki, ne yapacağız, kahramanlarımızı nasıl öğreneceğiz bu ruhsuz post modern dünyada. İslâm’ı en güzel şekilde temsil eden Gazzeli mümin kardeşlerimizden öğrenebiliriz, anlayabiliriz Hasan Rıza Paşa’yı. Mutlak Varlığa(cc) teslim olup tevekkül eden kahramanların önünde kim durabilir. Gazze’deki ihlaslı direnişin ruhundan ancak anlaşılabilir Hasan Rıza Paşa. Allah(cc) nasıl bir kader programı işletiyor böyle Gazze’de. Kitaplarda, tarihte kalmış bütün güzellikler ve daha fazlasını Gazze örnekliğinde tüm insanlığa yeniden gösteriyor… İslâm geliyor hem de çok yakın bir zamanda İNŞÂLLAH...

Evet, Hasan Rıza Paşa bir Osmanlı Paşası. Kastamonulu. Acayip hamiyetli biri. İşkodra’da şehit düşene kadar askerleriyle savaşıyor/cihat ediyor. Biliyorsunuz. İşkodra, Osmanlı’nın Balkanlarda kaybettiği son Osmanlı toprağı. Durumun ciddiyetinin farkında Hasan Rıza Paşa. Ezanlar okunsun diye, Müslümanların can-mal-ırz güvenliğine zeval gelmesin diye kanının son damlasına kadar mücadele ediyor. Üstelik geri çekil emri geldiği halde inisiyatif alıp geri çekilmiyor. Her zaman emirlere uyulmaz! Belki de Hasan Rıza Paşa, direnerek İşkodra’yı kurtaracağına inanıyor ya da kendine şunu yediremiyor: Ben nasıl olurda buradaki Müslüman halkı düşmanın elinde bırakıp geri çekilirim! İşte Müslümanda olması gereken hamiyet duygusu. Doğumunu hâlâ söylemedik. 1871 Kastamonu doğumlu bu kahraman Paşa. Düşünün öyle bir mücadele vermiş ki, vefatından sonra Hasan Rıza Paşa’nın cenazesine 200 bin Arnavut katılmış. Bu kadar çok sevilmiş yani. Nasıl sevilmez ki? Böyle bir İslâm mücahidi nasıl sevilmesin. Kahramanlara aşırı bir teveccüh olur doğal olarak. Bu sebeple Arnavutlar, Hasan Rıza Paşa’ya Arnavut derler. Haklılar da bence. O kadar sevmişler ki onun kimliğini yine onun için kabul etmiyorlar. Kendi öz evlatları olarak görüp bağrına basmak istiyorlar. Bunların hiçbirinin önemi yok. Asıl mesele Hasan Rıza Paşa’nın oradaki İslâmî kimlik için verdiği mücadele. Asıl mesele, TEVHİD için, EZAN için Paşa’nın İşkodra’da verdiği olağanüstü direniş...

Bize Hasan Rıza Paşa gibi kahraman mücahitler lazım. Mal, makam ve mevkiyi ayaklarının altına atıp şehadete koşacak yiğitler lazım. Düşünüyorum. Hasan Rıza Paşa gibi direnç gösterseydi diğer vilayetlerdeki paşalar ne olurdu? Hadi bu sonucu belli olmayacak olasılığı bırakıp günümüze, bize gelelim. Ümmeti dert edinen, insanlığı dert edinen insanlara gelelim. Her şeyinizden vazgeçip Hasan Rıza Paşa gibi bulunduğumuz konumlarda canla, başla mücadele ediyor muyuz? İşte bizim meselemiz bu. Cevabımız genel olarak maalesef “hayır” olacak. “Evet” olsaydı Gazze’de bugün soykırım olmazdı! Kendimize gelmemiz gerekiyor hem de acilen. İşte Gazze bunun için bir fırsat. Orada canlarımız yitiyor. Bu canlarla CANLANIP zalimin karşısına ilk fırsatta çıkacağımız günler için kendimizi hazırlamamız gerekiyor.

İstanbul’dan emir geldiği hale İşkodra’daki Müslümanları yalnız bırakamayan Hasan Rıza Paşa’nın ruhaniyatını ben de yalnız bırakmak istemiyorum. Bu sebeple uzattıkça uzattım ama neye yarar. Yine eksik kaldı. Doğrusu ne kadar uzatsam da hep eksik kalacak. Çünkü Hasan Rıza Paşa’nın yazdığı direniş destanı Gazze’deki gibi çok ama çok büyük…

İşkodra’dan Karadağ ülkesine doğru yine yollardayız. İşkodra’da Hasan Rıza Paşa’yla derin nefes aldığımı ifade edeyim. Ruhum doydu ve hatta taştı. Karadağ, Avrupa’nın çamaşır makinesidir, diyor mihmandarımız. Avrupa’nın bütün kirli parası Karadağ’da aklanır. Bu sebeple çok zengindirler. Fazla çalışmazlar. Kâğıt üzerindeki işlemlerle ciddi komisyonlar alırlar. Elinde mikrofon yine anlatıyor akıcı bir üslupla Mihmandar Süleyman, doğuştan rehber doğmuş sanki. İnanın sabaha kadar dinleseniz de uykunuz gelmez, böyle ilginç bir arkadaş. Kabiliyetli ve işinde mahir biri yani.

Karadağ, Sırbistan’dan ayrılıp bağımsızlığına kavuşunca Sırbistan’ın denize çıkışı kalmamış. Bu aslında Karadağ’ın aleyhine bir durum. Yarın bir gün bir kargaşa çıksa Balkanlar’da Sırbistan yeniden denize çıkmak isteyecektir. Yani Balkanlar kaynayan bir kazandır demek istiyoruz.

QOSHE - İşkodra’yı canı pahasına savunan Osmanlı paşası “İşkodralı” Hasan Rıza Paşa!  - Yusuf Kaplan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İşkodra’yı canı pahasına savunan Osmanlı paşası “İşkodralı” Hasan Rıza Paşa! 

97 6
31.12.2023

Gazze’deki soykırım sürüyor hâlâ! Türkiye başka bir gerilimin ortasına düşüveriyor: Futbol üzerinden yaşanan yeni bir Gezi provokasyonunun… Biz, seyahatimizi İşkodra’dan sürdürmek istiyoruz. İşkodra, bugünlerin ve hatta yarınların habercisi olacak çok nefis bir mücadeleye ev sahipliği yapıyor…

Kastamonu Tosyalı Hasan Rıza Paşa’nın hikâyesi, Gazze’nin direnişinin köklerinin nerelerde yattığını çok güzel özetliyor. Kalemi her geçen gün işlek hâle gelen Seyfullah Yiğit kardeşimin kaleminden paylaşıyorum...

***

Tarih bilinci çok önemli. Bizde tarih bilinci yok. Ustamın çok sevdiğim ifadesiyle, “Celladına aşık tasmalı çekirgeler…” bu tarih bilincini yok ettiler Türkiye’de ve hatta tüm İslâm coğrafyasında. Birliğin nasıl bir nimet olduğunu zaten unuttuk, unutmakla da kalmayıp yüzyıllarca tesis edilmiş ümmet birliğini yeniden ihya edebileceğimize de inanmıyoruz artık, böyle hazin bir tablo var karşımızda! Biz kimiz sorusunun o kadar güçlü cevabı var ki Balkanlar’da ve tüm İslâm coğrafyasında, ancak buna rağmen gelin görün ki; Türkiye’de tarihî bilinç üstelik eğitim adı altında linç edilmiş!

Sevgili okuyucu!

Evet, tam olarak buradan ayağa kalkmalıyız, diyorum. İşkodra’dan Gazze’ye, Fas’tan Uygur’a, Çeçenistan’dan Yemen’e kadar tüm İslâm beldeleri arasındaki sahte sınırları en azından gönül ve zihin dünyamızdan kaldırmalıyız. Böylece zihnî işgale dur diyerek ayağa kalkmalıyız.. İşte bizler… bu bir avuç inanmış insan, bunun için İşkodra’dayız.

Çok yorgun bir günün son durağı, Arnavutluk’un İşkodra vilayetiydi. Makedonya’nın Ohri şehrinden yola çıkıp sırayla Elbasan, Tiran ve son olarak İşkodra’da konaklamak için durmuştuk. Uzun ve yorucu bir gün olmuştu. Arnavutluk’ta güneşi henüz selamlamamıştık. Arnavutluk sınırlarına girdiğimizde hava kapalıydı ve akşam vaktine yakındı. 16 Kasım Perşembe günü İşkodra’da yeni bir güne güneşle birlikte merhaba dedik. Kahvaltıdan hemen sonra dışarı çıktık. Kaldığımız hotelin yanında bir park var. Parkın karşısında bir anıt: “İşkodralı Arnavut” Hasan Rıza Paşa anıtı. Hasan Paşa bir Türk diye itiraz edecekler var, acele etmeyin, bir durun hele. Asabiyet, biz Müslümanlar için İslâm’dan sonra gelir. Bunu ifade edelim. Hasan Paşa Kastamonulu bir Türk bunu da yazalım. Neden İşkodralı Arnavut dediğimi biraz daha merak ede........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play