'Gülümseme Kulübü'ndeki eğitimlerde insanlar tuhaf bir tıbbi maske takıyordu. Gazete, intiharlara bir çözüm olarak, ‘daha iyi gülümsemeyi öğreten’ bir kulüp kurulduğunu yazdı. Profesör Jeno ve hipnoz üzerine çalışmalar yapan Binczo’nun öğretim üyesi olduğu bu okul, insanlara çeşitli tekniklerle gülümsemeyi öğretiyordu. Gülümsemenin çeşitli türleri vardı: Roosevelt, Mona Lisa, Clark Gable, Dick Powell, Loretta Young gibi ‘ünlü gülüşler’ üzerine çalışmalar yapan okulun amacı, Budapeşte’yi ‘Gülümsemeler Şehri’ olarak tanıtmaktı.

Tebessüm ve Mizaha HİKMETLİ Bir Bakış

KURAN’DA GÜLME İLE İLGİLİ AYETLER VE MESAJLARI

Kur’an’da işaret edildiği gibi, gülebilme özelliğini insana veren, bu özellikle ilgili ruhsal ve fiziksel mekanizmayı var eden Yüce Allah’tır. Nitekim çocuklar, erken yaşlarda memnuniyet ve haz hislerini gülme, gülümseme gibi tepkilerle dışarıya yansıtırlar. Gülme, çocuğun gelişim sürecine bağlı olarak öğrenilen bir davranış olmakla birlikte, insanda bu tür davranışların kökeni doğuştandır. Yüce Allah, insanı gülme etkinliğini gerçekleştirecek ve geliştirebilecek yetenekte yaratmıştır. Gülme davranışının hem duygusal alt yapısını hem de fiziksel tepki biçimini insana kazandırmıştır

Müminlerin, cennetteyken tecrübe edecekleri iyimserlik ve mutluluk hali, onların yüz hatları tasvir edilerek ayette anlatılır: “Yüzler vardır ki o gün parıl parıl, güleç, sevinçli.”24 Âyette, cennette ağırlanan mü’minlerin yüz ifadeleri tasvir ediliyor.

“Karınca vadisine geldikleri zaman bir karınca: “Ey karıncalar dedi, yuvalarınıza girin ki Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler.” (Süleyman) onun sözüne gülümseyerek dedi: “Rabb’im, beni bana ve anama, babama verdiğin nimete şükretmeye razı olacağım, yararlı işler yapmaya sevk et ve rahmetinle beni iyi kulların arasına sok.29 Hz. Süleyman, karıncalara karşı duyduğu sevgi ve şefkati gülercesine tebessüm ederek göstermiştir

Gülmenin, insanın kendini iyi hissetmesine imkan sağladığı, kalbi rahatlattığı, sıkıntıyı giderdiği gerçeği dikkate alınacak olursa; İbrahim’in karısı sıkıntının verdiği gerginliği üzerinden atmak, rahatlamak, kendini iyi hissetmek amacıyla gülmüş olabilir: “Elçilerimiz, İbrahim’e müjde getirdikleri zaman: “Selâm!” dediler. O da “Selâm!” dedi; çok durmadan hemen (elçilere) kızarmış bir buzağı getirdi. Ellerinin buzağıya uzanmadığını görünce durumlarını beğenmedi ve onlardan ötürü içine bir korku düştü. “Korkma, dediler, biz Lût kavmine gönderildik.” Ayakta durmakta olan karısı, güldü. Biz de ona İshâk’ı müjdeledik.”32 Eve gelen yabancıların tavırları endişe ve kaygı uyandırmıştır. Gelenler, korkulacak bir durumun olmadığını, kendilerinin Allah’ın elçileri olduklarını söyleyince, kaygı yerini rahatlamaya bırakmıştır. Hz. İbrâhim’in hanımı da, işin iç yüzünün ortaya çıkması, gelenlerin durumlarının ve ne amaçla geldiklerinin belli olması üzerine güven içinde, mutlu bir şekilde, sevinerek, biraz da hayret ederek gülmek suretiyle duygularını dışarı vurmuştur.

Sırıtmadan farklı olan gerçek gülümseme, fizyolojik olarak beynin kimyasal yapısını etkiler ve insanın kendini iyi hissetmesine imkan tanır. Gülmek beynin salgıladığı “endorfin” miktarını artırır, bu madde kişinin sakinleşmesini ve kendini daha iyi hissetmesini sağlar. Gülümsemenin bedene yaptığı bazı etkiler, kasları gevşetir, ciğerleri ve kalbi rahatlatır ve sıkıntıyı giderir.

Gülümsemek, insan ilişkilerinde olumlu bir işaret sayılır. İnsanları selâmlarken gülümsemek,12 konuklara güler yüz göstermek insanlar arasında sıcaklık meydana getirir, güven ve dostluk üzerine ilişkiler kurulmasını sağlar. Gülümsemek, kişinin iletişime açık biri olduğunu açığa vurur.1

SONUÇ OLARAK:

Gülümsememiz insanları küçümser bir niteliğe bürünmemeli.

Bilakis bizi gülümsememiz kucaklayıcı olmalı. İNSANLARI AŞAĞILAYAN DEĞİL RAHATLATAN, ONURE EDEN BİR TEBESSÜM VE GÜLME OLMALI

BU KONUDA KURAN GÜLME HAREKETİNİ ŞÖYLE AÇIKLAR
Kur’an’ın gülme davranışından en çok söz ettiği durum, gülmenin üstünlük duygusunun ifadesi olarak kullanıldığı ortamlardır. Kur’an’da, üstünlük duygusunun ifadesi olarak gülme davranışına başvuran kimseler inkârcılar olarak açıklanır. İnkârcıların gülmelerine konu ettikleri kimseler ise peygamberler ve onlara uyanlardır. İnkârcılar kendi büyüklük ve üstünlüklerini, peygamberleri ve mü’minleri küçümseyerek, alaya alarak ortaya koymuşlardır. Bu küçümseme ve alayda yüz ifadesini yani gülme davranışını kullanmışlardır.

Duamız şöyle olmalı: Allah’ım dünyanın içendekilerine ve dışındakilere rahmet et, ve merhametin ile muamele et amin

http://ktp.isam.org.tr/pdfdrg/D03434/2008_2/2008_2_KASAPOGLUA2.pdf

QOSHE - ​Gülümsemeyi öğreten okul - Fahri Sarrafoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

​Gülümsemeyi öğreten okul

20 0
25.03.2024

'Gülümseme Kulübü'ndeki eğitimlerde insanlar tuhaf bir tıbbi maske takıyordu. Gazete, intiharlara bir çözüm olarak, ‘daha iyi gülümsemeyi öğreten’ bir kulüp kurulduğunu yazdı. Profesör Jeno ve hipnoz üzerine çalışmalar yapan Binczo’nun öğretim üyesi olduğu bu okul, insanlara çeşitli tekniklerle gülümsemeyi öğretiyordu. Gülümsemenin çeşitli türleri vardı: Roosevelt, Mona Lisa, Clark Gable, Dick Powell, Loretta Young gibi ‘ünlü gülüşler’ üzerine çalışmalar yapan okulun amacı, Budapeşte’yi ‘Gülümsemeler Şehri’ olarak tanıtmaktı.

Tebessüm ve Mizaha HİKMETLİ Bir Bakış

KURAN’DA GÜLME İLE İLGİLİ AYETLER VE MESAJLARI

Kur’an’da işaret edildiği gibi, gülebilme özelliğini insana veren, bu özellikle ilgili ruhsal ve fiziksel mekanizmayı var eden Yüce Allah’tır. Nitekim çocuklar, erken yaşlarda memnuniyet ve haz hislerini gülme, gülümseme gibi tepkilerle dışarıya yansıtırlar. Gülme, çocuğun gelişim sürecine bağlı olarak öğrenilen bir davranış olmakla birlikte, insanda bu tür davranışların kökeni doğuştandır. Yüce Allah, insanı gülme etkinliğini gerçekleştirecek ve geliştirebilecek yetenekte yaratmıştır. Gülme davranışının hem duygusal alt yapısını hem de fiziksel tepki biçimini insana kazandırmıştır

Müminlerin, cennetteyken tecrübe edecekleri iyimserlik ve mutluluk hali, onların yüz hatları tasvir edilerek ayette anlatılır: “Yüzler vardır ki o gün parıl parıl, güleç, sevinçli.”24 Âyette, cennette ağırlanan mü’minlerin yüz ifadeleri tasvir ediliyor.

“Karınca vadisine geldikleri zaman bir karınca: “Ey karıncalar dedi,........

© Yeni Söz


Get it on Google Play