Tayyip Erdoğan, “En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendi ve ailesi için harcayan vatandaş için elbette yeterli değil. Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.” dedi.

Erdoğan, “Ekonomik dengeleri yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonunda, programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Ortaya çıkan kazançtan emeklilerimiz de istifade edecek.” diye zaman da verdi...

Yani Nasrettin Hoca, koyun sürülerinin geçeceği yola çalılar dikecek, koyunların yünü takılacak. Hoca yünleri toplayacak ve ipliğe dönüştürüp kazak ördürecek ve satacak, borcunu ödeyecek!

Alacaklı bu cevabı duyunca, gülmeye başlamış... Hoca da “Hazır parayı gördün, gülersin tabii köftehor” demiş...

Şimdi emekliler de hazır parayı görünce güler mi acaba?

***

Erdoğan, “Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon lira... 10 bin lira eklemek demek, 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak, tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor.

Eğitime, sağlığa tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla velhasıl tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz.” gibi sözler de söyledi.

İyi de, emekliler, emekli maaşı alabilmek için yıllarca prim ödedi. En düşük emekli maaşının da herhalde açlık sınırının üstünde olması gerekir.

Emeklinin maaşını düşüren Erdoğan; nas politikası uygulayıp enflasyonu büyüten de Erdoğan. Emekliler kimseden yardım istemiyor ki, ödediği primlerin karşılığını, yani kendi parasını istiyor.

Siz enflasyonu azdırdığınız yetmezmiş gibi bir de emekli aylığı bağlama oranını maaşın yüzde 70’inden yüzde 30’una indirmişseniz emeklinin hakkına el koymuşsunuz demektir. Bunun, hâlen çalışmakta olanların maaşı ile ilgisi yok. Siz emekli aylığının yarısını başka yerlere aktarmışsınız, şimdi para yok diyorsunuz.

Bunlar doğru değil. Bu ülkede yeteri kadar para var ama faize ve yolsuzluğa gidiyor. Bankalar ve büyük şirketler faizden kazanıyor hatta kur korumalı mevduata giden faiz, emekli maaşlarına yapılacak 7 bin liralık ek zammı karşılardı. Suriyeliler için harcanan para da sadece emeklileri değil bütün çalışanları refah içinde yaşatırdı.

ÇEDES, Cumhuriyete karşı kalkışmaya dönüştü

Millî Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın birlikte uyguladığı “Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum” projesi artık Cumhuriyete karşı bir kalkışmaya dönüşmüştür.

Okullarda çocukların eline bıçak verip maket kurban kestirmek, Filistin’deki durumu hissettirmek gerekçesiyle çocukların ellerini arkadan bağlamak, dersleri camide vermek, çocukları, Menemen’de Kubilay’ın şehit edilmesinde idama mahkûm edilmiş ve yaşı sebebiyle cezası müebbede çevrilmiş olan Esad Erbili’nin türbeye dönüştürülmüş mezarına götürüp dua ettirmek, Cumhuriyete karşı kalkışma değil midir?

20 yılda 260 milyar dolarlık satış yapıldı!

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, İngiltere'nin başkenti Londra'daki temasları kapsamında Kraliçe 2. Elizabeth Konferans Merkezi'nde düzenlenen "Küresel Yumuşak Güç Zirvesi 2024"e ana konuşmacı olarak katıldı ve sunum yaptı.

Sadece son 20 yılda Türkiye'ye gelen toplam uluslararası yatırımların tutarının 260 milyar doların üzerine çıktığını vurgulayan Dağlıoğlu, "Ortada ölçümlenebilir bir başarı var. Bu başarıya bizi ulaştıran iletişim çalışmalarının detayları ile ilgili örnekler verdik." ifadelerini kullandı.

Bu açıklamayla Türkiye’de yabancılara 20 yılda 260 milyar dolarlık satış yapıldığı itiraf edilmiş oluyor. 20 yılda hiçbir yabancı yatırımcı, teknoloji getirmiş değildir, sadece alım yaptılar...

Sonra da emekliye para yok öyle mi?

QOSHE - Emekli maaşları ve koyunların yünü... - Arslan Bulut
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Emekli maaşları ve koyunların yünü...

233 1
01.03.2024

Tayyip Erdoğan, “En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendi ve ailesi için harcayan vatandaş için elbette yeterli değil. Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.” dedi.

Erdoğan, “Ekonomik dengeleri yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonunda, programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Ortaya çıkan kazançtan emeklilerimiz de istifade edecek.” diye zaman da verdi...

Yani Nasrettin Hoca, koyun sürülerinin geçeceği yola çalılar dikecek, koyunların yünü takılacak. Hoca yünleri toplayacak ve ipliğe dönüştürüp kazak ördürecek ve satacak, borcunu ödeyecek!

Alacaklı bu cevabı duyunca, gülmeye başlamış... Hoca da “Hazır parayı gördün, gülersin tabii köftehor” demiş...

Şimdi emekliler de hazır parayı görünce güler mi acaba?

***

Erdoğan, “Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon lira... 10 bin lira eklemek demek, 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak, tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor.

Eğitime, sağlığa tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya........

© Yeniçağ


Get it on Google Play