Nasıl olabilir bu?

Nasıl bir ilişki?

Nasıl ve nereden alınan bir destursuzluk anlamak mümkün değil.

*

Konumu danışman…

Ya da Genel Başkan Yardımcısı…

Veyahut Grup Başkanı… Grup Başkan Vekili.

Her adı ve konumu ne ise; hiç kimse bir genel başkana normal şartlar altında böyle bir ifade kullanamaz.

Hele parti içinde herhangi bir sıfatı yoksa, hiç kullanamaz!..

*

Kullanırsa ne olur?

Kullananın hadsizliği, kullandıranın ise zaafı ortaya çıkmış olur.

*

Ben öyle düşünüyorum.

Ve o Sayın Genel Başkan, danışmanına(!) nasıl inanmış ki -ya da onun bildiği nasıl bir açığı var ki- bu nezaketsizliği tüm kamuoyuna gösterebilmiştir.

O adamın sözü dinleniyor ve ikinci oylama yapılıyor.

*

Bunu ikinci kez yaşıyoruz.

8 bin oy farka razı olmayan Erdoğan’ın, 800 bin küsur oy fark yemesiyle aynı gibi.

Sayın Kılıçdaroğlu da 18 oy farktan (682 -664) ikinci turda 276 oy fark (812-536) yiyor.

*

Oldu mu ya şimdi?

Yakıştı mı?

Kemal Bey’i toplumda bu denli küçük göstermeye hiç kimsenin değil hakkı, haddi yoktur.

Ve Sayın Genel Başkana hiç kimse:

“Hayır!.. Hayır!.. Hayır!.. İzin vermiyorum çekilmenize…” diyemez.

Hayret bi şey be kardeşim!..

*

Şimdi ben:

“Sayın Kılıçdaroğlu bundan önce aldığı kararlarda da o beyefendiden icazet mi alıyordu ki?” diye size saçma gelebilecek olası bir düşüncemi paylaşıversem haksız mıyım?

*

Bu neyin telaşesi?

Neden, “Seçime girerek kaybedelim?” denilebilir.

Neden “Kazanan Özgür Özel’in eli havaya kaldırılarak tebrik edilmiyor.”

Bu gibi saçmalıkların neyle sonuçlanacağı dersi, nasıl çıkarılmaz anlaşılır gibi değil.

*

CHP Ankara Milletvekili Sayın Murat Emir:

“Kayıt dışı siyaset dediğimiz tam da bu. Partide herhangi bir görevi yokken Genel Başkanımızın en yakınında, bağırabiliyor, baskı yapabiliyor.” diyor.

*

Benim aklıma şu geliyor: CHP’de delegesi çok olan… üyesi bol olan delege ve üye ağalarının sözü geçiyor demek ki!

Neden?

Çünkü onun arkasında da böyle bir güç vardır, ya da var gösterilir de ondan.

Mesela!..

*

Maalesef CHP’de de bir yerde olmanız için liyakat sahibi olmanıza gerek yok.

Ya delegeniz…

Ya üyeniz…

Ya da ağanızın olması yeter.

Bugüne kadar böyleydi!

Bundan sonra değişir umarım.

CHP’de bu değişim, umarım gücünü delege ve üye ağalarının üzerinde gösterebilir.

*

Evet, değişim güzeldir.

Heyecandır değişim.

Ben bunu çok iyi biliyorum!..

QOSHE - “Hayır!.. Hayır!.. İzin vermiyorum çekilmenize…” Hayret bi şey be kardeşim!.. - Yunus Arıkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Hayır!.. Hayır!.. İzin vermiyorum çekilmenize…” Hayret bi şey be kardeşim!..

33 0
09.11.2023

Nasıl olabilir bu?

Nasıl bir ilişki?

Nasıl ve nereden alınan bir destursuzluk anlamak mümkün değil.

Konumu danışman…

Ya da Genel Başkan Yardımcısı…

Veyahut Grup Başkanı… Grup Başkan Vekili.

Her adı ve konumu ne ise; hiç kimse bir genel başkana normal şartlar altında böyle bir ifade kullanamaz.

Hele parti içinde herhangi bir sıfatı yoksa, hiç kullanamaz!..

Kullanırsa ne olur?

Kullananın hadsizliği, kullandıranın ise zaafı ortaya çıkmış olur.

Ben öyle düşünüyorum.

Ve o Sayın Genel Başkan, danışmanına(!) nasıl inanmış ki -ya da onun bildiği nasıl bir açığı var ki- bu nezaketsizliği tüm kamuoyuna gösterebilmiştir.

O adamın sözü dinleniyor ve ikinci oylama yapılıyor.

Bunu ikinci kez yaşıyoruz.

8 bin oy farka razı olmayan Erdoğan’ın, 800 bin küsur oy fark yemesiyle........

© Yeniçağ


Get it on Google Play