Laik Cumhuriyetimizin 100. yılında bir cumhuriyet çocuğu olarak çok üzgünüm!..

*

Üzgün oluşum, kendi adıma değil. Kendi adıma üzgün olmak gibi bir lüksüm yok zaten.

Benim esas tedirginliğim yarınlar adınadır.

Gençlerimiz adına…

Torunlarım adına…

Laik Cumhuriyeti kuranların emeklerinin nasıl heba ediliyor olduğu adınadır.

*

Evet bugün, Laik Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü kutlanıyor…

Keşke bize emanet edilen ‘Laik Cumhuriyet’imizin 100. yılını coşkuyla kutlayabilseydim.

Ancak o mecali kendimde göremiyorum.

Biliyorum, yine de umutla ve inatla kutlamak gerekir ya, işte ben onu beceremiyorum!..

*

Çünkü benim ülkemde özellikle de son yirmi-otuz yıl içinde:

Çöken eğitim…

Çökmekte olan ahlâk…

Birbiriyle ilişkileri koparılmış bir millet…

Birbirini sevmeyen…

Birbirine güvenmeyen, inanamayan…

Birbirlerini anlayamayan…

Merkezi insan değil, merkezi para olan bir anlayışın hâkim olma noktasına getirildiği bir Laik Cumhuriyet’imizin 100 yılını nasıl kutlayabilirim.

*

Elimde değil kutlayamıyorum…

Üzgünüm, içim el vermiyor!..

*

Bugün, cumhuriyeti kuran, dünyanın saygı duyduğu Mustafa Kemal ATATÜRK gibi bir liderin adı, kendi ülkesinde korkarak dillendiriliyorsa…

Bugün camilerde edilen dualarda dahi adının telaffuz edilmesi kısıtlanıyorsa,

Ona bir Fatiha dahi gönderilmekten çekiniliyorsa, onun kurduğu Laik Cumhuriyetin 100. yılında, ben nasıl olur da coşkuyla kutlayabilirim.

*

Elbette kutlayamam, ama bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de bir gazeteci ve yazar olarak, cumhuriyeti kuranlara olan borcumu ödemek için canhıraş bir durumda, samimi ve dürüst bir şekilde çalışmayı sürdürmeye devam edeceğim.

Bana düşen sorumluluk budur.

*

Laik Cumhuriyet’i kuran partinin bugünkü temsilcileri dahi -belki de en çok da onlar- Laik Cumhuriyet’in 100 yılında Türk halkından kocaman bir özür dilemeleri gerektiğini düşünüyorum.

Cumhuriyet’in 100. yılında en çok da onların kutlama yapma haklarının olmadığını düşünüyorum.

Eğer onlar, sahiden Mustafa Kemal Atatürk çizgisinden gitmiş olsalardı bugün, Laik Cumhuriyet’imizin 100. yılı çok daha başka bir şekilde coşkuyla kutlanırdı.

*

Laik Cumhuriyeti kuran parti olduklarını söyleyenler, eğer bu halkın dilini ve yüreğini iyi anlayabilselerdi.

Bu halkın hasletlerini ve beklentilerini iyi tanıyabilselerdi, bugün Laik Cumhuriyet’imizin 100 yılı çok daha farklı kutlanırdı.

*

Üzgünüm!..

Ben, bugün parası pula dönmüş…

Uzun zaman önce kültür yozlaşması yaşanmaya başlanmış…

Laik Cumhuriyet’in ilke ve kavramları yok sayılmış bir Laik Cumhuriyet’in 100. yılını kutlamak istemiyorum!

*

Bugünün Türkiye’sinde, ATATÜRK’e sahip çıktıklarını söyleyenler, gerçekten sahip çıkmış olsalardı bugün ben, böylesine iç karartıcı bir makaleyle karşınıza gelmezdim.

*

Cumhuriyetin 100. yılında ülkemin geldiği nokta, benim tarafımdan bakıldığında maalesef böyledir.

Ne cumhuriyetimiz, Atatürk’ümüzün bıraktığı Laik Cumhuriyet gibidir…

Ne dinimiz, Peygamber Efendimiz’in emanet ettiği din gibidir.

*

Ben bugün, Laik Cumhuriyet’imizin 100. yılında nasıl bir ahval ve şerait içinde olduğumuzu dahi iyiden iyiye karıştırdım.

Üzgünüm, bu şartlar altında Laik Cumhuriyetimizin 100 yılını kutlayamıyorum.

QOSHE - Laik Cumhuriyetimizin 100. yılını… - Yunus Arıkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Laik Cumhuriyetimizin 100. yılını…

10 1
29.10.2023

Laik Cumhuriyetimizin 100. yılında bir cumhuriyet çocuğu olarak çok üzgünüm!..

Üzgün oluşum, kendi adıma değil. Kendi adıma üzgün olmak gibi bir lüksüm yok zaten.

Benim esas tedirginliğim yarınlar adınadır.

Gençlerimiz adına…

Torunlarım adına…

Laik Cumhuriyeti kuranların emeklerinin nasıl heba ediliyor olduğu adınadır.

Evet bugün, Laik Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü kutlanıyor…

Keşke bize emanet edilen ‘Laik Cumhuriyet’imizin 100. yılını coşkuyla kutlayabilseydim.

Ancak o mecali kendimde göremiyorum.

Biliyorum, yine de umutla ve inatla kutlamak gerekir ya, işte ben onu beceremiyorum!..

Çünkü benim ülkemde özellikle de son yirmi-otuz yıl içinde:

Çöken eğitim…

Çökmekte olan ahlâk…

Birbiriyle ilişkileri koparılmış bir millet…

Birbirini sevmeyen…

Birbirine güvenmeyen, inanamayan…

Birbirlerini anlayamayan…

Merkezi insan değil, merkezi para olan bir anlayışın hâkim olma noktasına getirildiği bir Laik Cumhuriyet’imizin 100 yılını nasıl kutlayabilirim.

Elimde değil kutlayamıyorum…

Üzgünüm, içim el........

© Yeniçağ


Get it on Google Play