Cumhuriyetin ilanının 100. yılı nedeniyle Ekim ayı ve cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm tarihi olan 10 Kasım münasebetiyle Kasım ayı Atatürk'ü en çok konuştuğumuz aylar olmuştur.
Yılın diğer aylarında da Atatürk'le ilgili konuşmalar yapılsa da bu iki ay Atatürk'le ilgili hemen her konunun gündeme geldiği bir dönemdir. Bu konuların arasında belki de en az konuşulan Atatürk'ün ekonomiyle ilgili görüş ve uygulamalarıdır.
Atatürk'ün ekonomi politikasını hep merak etmişizdir. Nihayet merakımızı giderecek bir kaynak kitap geçti elimize. Prof. Dr. Mustafa A. Aysan'ın Atatürk'ün Ekonomi Politikası isimli kitabını okuyoruz.
İlk baskısı Ocak 1980 de yapılan kitabın 6. baskısı 2000 yılında ve yine Ocak ayında yapılmış. Belki daha sonra da baskıları yapılmış olabilecek bir kaynak eser.
Denilebilir ki kitaba ne lüzum var; uygulamaları zaten ortada, bunlara bakarak bir fikir yürütmek hiç de zor değildir.
Doğrudur ancak, her görüşün ve her politikanın hayata geçirilmesi mümkün olmayabilir. Sadece uygulamalara bakarak görüş ve politikaların analiz edilmesi doğru değildir. Bazı nedenler politikalarınızı gerçekleştirmenizi engellemiş olabilir.
12 Eylül ve sonrasında Türkiye'de çok önemli bir ekonomik değişim yaşanmaktadır. Bu tarih Türkiye ekonomisi için bir milattır. Kaldı ki 12 Eylül'ün sırf bu değişikliği gerçekleştirmek için yapıldığı görüşünü ortaya atanlar bile vardır.
Milat sayacağımız bu tarihten önce Türkiye'de uygulanan ekonomik modelin tanımı, karma ekonomi idi. Bu sisten bir anlamda Atatürk'ün cumhuriyetle birlikte ortaya koyduğu ekonomik modeldi.
Bu modelde bazı yatırımları devlet yaparken bazı yatırımları özel sektör yapar ve devlet gerektiğinde özel sektöre destek olurdu.
Bu politikayı devletçi bir ekonomi diye eleştirenlere Atatürk 1936 yılında İkinci Sanayi Planı'nın önsözünde yazdıklarıyla cevap vermektedir.
“Devletçiliğin bizde manası şudur: fertlerin hususi teşebbüslerini ve faaliyetlerini esas tutmak, fakat büyük bir milletin bütün ihtiyaçlarını ve birçok şeylerin yapılamadığını göz önünde tutarak memleketin iktisadiyatını devletin eline alması”
Bu görüşünü biraz daha açarak sürdüren Atatürk bu modelin liberalizmden başka bir sistem olduğunu vurgulamaktadır.
Peki, 12 Eylül'den sonra ne olmuştur? Türkiye liberal ekonomiye geçmiştir.
Atatürk ve sonrası yönetimlerin kurduğu tüm devlet işletmelerini satmıştır.
Hem de, bunlar devletin sırtında kambur diyerek!
Oysa Atatürk daha cumhuriyeti ilan etmeden 1 Mart 1922 de TBMM'nin üçüncü toplantısında ekonomiyle ilgili düşüncelerini dile getirmiş ve amaçlarını şöyle sıralamıştır.
Herkese iş sağlanması, hızlı ekonomik kalkınma, ihracat elverdiği kadar ithalat… Bakın, burası çok önemli! İhracat ve ithalat dengesinin kurulması çok önemli… Bugün buna dikkat edildiğini söyleyebilir miyiz?
Devamında ise şunları görmekteyiz: kişiler arasındaki büyük gelir farkının giderilmesi, Enflasyonsuz kalkınma. Buna gelir-gider harcama dengesi de deniliyor.
Bütün bölgelerin kalkındırılması, Özel girişimin geliştirilmesi ve hızlı teknolojik gelişme için yabancı sermaye ile işbirliği yapılması.
Bunların büyük bir bölümü Atatürk'ün sağlığında ve sonrasında uygulanmış politikalardır. Özellikle bütün bölgelerin kalkındırılması amacıyla ülkenin hemen her yerine fabrikalar kurulmuş aynı zamanda yörede yaşayanlara iş imkânı sunulmuştur.
Son yıllarda özelleştirmekle gurur duyduğumuz ve çoğunu yabancılara sattığımız devlet yatırımları o politikaların ve karma ekonomi dediğimiz sistemin ürünleriydi. Şimdi liberal ekonomiyle yönetiliyoruz ve yorumu sizlere bıraktığımız bir durumdayız.

QOSHE - ATATÜRK VE KARMA EKONOMİ - Nihat Öztürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ATATÜRK VE KARMA EKONOMİ

5 1
21.12.2023

Cumhuriyetin ilanının 100. yılı nedeniyle Ekim ayı ve cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm tarihi olan 10 Kasım münasebetiyle Kasım ayı Atatürk'ü en çok konuştuğumuz aylar olmuştur.
Yılın diğer aylarında da Atatürk'le ilgili konuşmalar yapılsa da bu iki ay Atatürk'le ilgili hemen her konunun gündeme geldiği bir dönemdir. Bu konuların arasında belki de en az konuşulan Atatürk'ün ekonomiyle ilgili görüş ve uygulamalarıdır.
Atatürk'ün ekonomi politikasını hep merak etmişizdir. Nihayet merakımızı giderecek bir kaynak kitap geçti elimize. Prof. Dr. Mustafa A. Aysan'ın Atatürk'ün Ekonomi Politikası isimli kitabını okuyoruz.
İlk baskısı Ocak 1980 de yapılan kitabın 6. baskısı 2000 yılında ve yine Ocak ayında yapılmış. Belki daha sonra da baskıları yapılmış olabilecek bir kaynak eser.
Denilebilir ki kitaba ne lüzum var; uygulamaları zaten ortada, bunlara bakarak bir fikir yürütmek hiç de zor değildir.
Doğrudur ancak, her görüşün ve her politikanın hayata geçirilmesi mümkün olmayabilir. Sadece uygulamalara bakarak görüş ve politikaların analiz edilmesi doğru değildir. Bazı nedenler politikalarınızı gerçekleştirmenizi engellemiş olabilir.
12 Eylül ve sonrasında Türkiye'de çok önemli........

© Yeşilgiresun


Get it on Google Play