Birleşmiş Milletler engelli bireylerin sorunlarına dikkat çekmek üzere 1992 yılında 3 Aralık tarihini Dünya Engelliler Günü olarak ilan etti. Türkiye’de ise 2009’da yürürlüğe konulan BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin düzenlediği haklar tam olarak uygulanamamamaktadır. Türkiye’de engellilerin bakım, istihdam, ayrımcılık ve şiddet sorunları yakıcı gerçekliğini korumaktadır.

Birleşmiş Milletler, Dünya genelinde engellilerin tüm sorunlarına dikkat çekmek üzere 1992 yılında 3 Aralık tarihini Dünya Engelliler Günü olarak ilan etmişti. Peki bu günün Türkiye’deki izdüşümü nedir? Türkiye’de engellilerin durumu nedir?

En başında, ülkemizde 28 Ekim 2009 tarihinde hiçbir çekince koymadan yürürlüğe konulan Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmenin düzenlediği haklar, sözleşmenin gerektirdiği şekilde tam olarak uygulanmamaktadır. Türkiye, engelli bireyler için eşit yurttaşlık ve erişebilirlik hedefinin çok uzağında, engellilere yönelik ötekileştirme, ayrımcılık ve yaptırımsız şiddetin devam ettiği bir ülke olmaya devam ediyor.

Ne toplumsal hayatta, ne işgücünde, ne siyasette alan bulamadığımız, şiddet ve ayrımcılıkla mücadele ettiğimiz bir başka 3 Aralık günü için Türkiye Engelliler Konfederasyonu Başkanı Mustafa Özsaygı da 2 Aralık’ta bir açıklama yayımladı, yaşadığımız sorunları, olası çözüm önerilerini dile getirdi.

Ben de Özsaygı’nın açıklamasının ışığında bunları bir kez daha gündeme getirmek isterim.

Ülkemizde engellilerin yaşadıkları sorunların bazılarını bu şekilde sıralayabiliriz:

1) Sürekli ertelenen erişilebilirlik sorunu
2) Ötv Muafiyetli Otomobil alım sorunu
3) Tamamlanmayan istihdam kotaları
4) Engelli bakım hizmetleri
5) Eğitim ve sağlık hizmetleri
6) Yetersiz engelli aylıkları
7) Dil ve söylemde engellilere yönelik ayrımcılık

Kamu hizmetlerine ayrılan toplam bütçe ve kadrolar, 10 milyon engelli ve ailelerinin taleplerini ve temel ihtiyaçlarını karşılamamaktadır.

Engelli bireylerin kamudaki atamaları da oldukça yetersizdir. Kamuda ayrılmış olan pay yıllardır yüzde 2’nin altındadır.

Ülkemizde beş milyonu aşan kamu görevlisine rağmen, kamuda çalışan engelli sayısı yetmiş bin bandının altında kalmıştır.

Yıllardır yeteri kadar atama yapılmaması engelli bireyleri hem maddi hem de manevi olarak zor durumda bırakmaktadır.

İş gücüne katılım oranı yüzde 53 iken, engellilerin katılım oranı yüzde 22,1’dir. Bu oran kadın engellilerde yüzde 12,5 düzeyindedir. Engellilerin kamudaki istihdamının artırılması ve yoksulluğunun önlenmesi gerekmektedir.

2024 yılı bütçe teklifinde de görüldüğü üzere bu alanda yeteri kadar bir atama olmayacağının sinyalleri verilmektedir.

Çalışamayan engelli kişilere 2023’de verilen aylık 1.874 TL. Engelli aylığında hak sahibi olabilmek için yapılan değerlendirmede, aile bireylerinin gelirlerinin ortalamasının alınması yerine, varsa engelli bireyin kendine ait geliri dikkate alınmalıdır. 2024 yılı itibariyle Engelli aylığı en az asgari ücret düzeyinde olmalıdır.

Ağır engelli bireylerde evde bakım hizmeti verenlerin yüzde 90’ı annelerdir. 24 saat ev içinde kalması gereken, az bir süre ev ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıktığında dahi bakım verdiği engelli bireyin yanında mutlaka bir yetişkinin bulunması gereken kadınların sosyal yaşamları, kendilerine ayıracak vakitleri bulunmamaktadır. Bunun karşılığında engelli çocukları için devletten aldıkları bakım ücreti ise sadece 5.098 TL.

Bakım veren bireylerin SGK tarafından primlerinin karşılanması ve ağır engelli olan bireylerin evde bakım aylığının asgari ücretin en az bir buçuk katı düzeyinde olması gereklidir.

Bireylerin zorunlu olarak kullandıkları tıbbi malzemeler ve ilaçlardan katkı payı alınmamalıdır. Engelli bireyler için Sağlık Kurulu Raporlarından ücret alınmadan işlem yapılmalıdır.

Yaşamlarını kolaylaştıracak engellilere özgü araç ve gereçler ortez, protez, tekerlekli sandalye, işitme cihazları ve diğer tıbbi cihazlar ÖTV ve KDV den muaftır. Bu doğrultuda engelli bireylerin alacakları motorlu araçlar da KDV’den muaf tutulmalıdırlar.

Her yıl Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenen engelli araç fiyat limiti 3. ay veya en geç 6. ayda belirlenmiş olan limitin alta kalması sebebiyle, engelli bireyler araç alamaz duruma gelmektedir. Bu durumdan dolayı engelli birey ve aileler mağdur olmaktadır.

2017 yılı öncesinde kanunda bulunan alım sisteminde, maksimum 1600 cc motor hacmi ile marka ve model farkı olmaksızın engelli otomobil alımı yapılabilmekteydi. Eski sisteme acilen geri dönülmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda yeni nesil elektrikli araç alımlarında da engelli bireyler için kanunda düzenlemeler yapılmalıdır.

Ülkemizde engelli çocuklar ilkokuldan sonra okullarını bırakmak zorunda kalıyor ve bu oran yüzde 60’dır. Bu oran ile Türkiye dünyadaki ülkeler arasında en yüksek seviyededir.

Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve Anayasamız ile güvence altına alınmış olan eğitim hakkının engelli öğrencilere tam olarak sağlanması gereklidir. Engelli olan öğrencilerin eğitimde bütünleştirici eğitim ortamında akranları ile aynı sınıfta eğitim almaları sağlanmalıdır.

Okullarda engelli ve engelsiz öğrenciler için teknolojik araç ve gereçlerin olması, bu araç ve gereçlerin de erişebilir olması gereklidir.

Son yıllarda engelli bireylerin okul ve yurtlarda karşılaştığı ayrımcılık, istismar, taciz ve şiddetin karşılığında mahkemelerce verilen cezaların yaptırımlarının çok hafif olduğunu görmekteyiz.

Bu duruma son zamandan bir örnek vermek gerekirse, otizmli bireyin bakım evinde görmüş olduğu darp neticesinde 3 yıl süren bu davada Mahkeme 2.700 TL para cezası verip dosyayı kapatmıştır.

Özetle eğitimde olduğu kadar toplumsal yapıların da engellilik meselesini yeniden ele alması ve hak temelli yaklaşımların eğitime acil olarak insan onuruna yakışır bir şekilde düzenlemelerin yapılması gereklidir.

Yaklaşan 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde tüm siyasi partilerin, belediye başkanlıkları ve belediye meclislerinin seçiminde engelli bireylerin siyasi temsilinin önüne geçmemesi, engellilerin siyasi temsiline alan açması ve listelerdeki yerlerinin seçilebilir sırada olması önem arz etmektedir.

Birleşmiş Milletler Engelli Haklarının talepleri doğrultusunda Türkiye’de zihinsel engelli bireylerin seçme ve seçilme hakkını kullanabilmelerinin sağlanması gereklidir.

Bilinmesi gereken şudur ki 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, Birleşmiş Milletlerin sözünde olduğu gibi, engelli bireylerin sorunlarını öne çıkarmak için belirlenmiş bir gündür. Kutlama veya eğlence günü değildir. Ülkemizde engelli bireylerin eşit haklara ve özgürlüklere ulaşması ümidiyle.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

QOSHE - Ayrımcılık, şiddet, ihtiyaç sarmalında Türkiye’de Dünya Engelliler Günü - Uğur Becerikli
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ayrımcılık, şiddet, ihtiyaç sarmalında Türkiye’de Dünya Engelliler Günü

5 0
03.12.2023

Birleşmiş Milletler engelli bireylerin sorunlarına dikkat çekmek üzere 1992 yılında 3 Aralık tarihini Dünya Engelliler Günü olarak ilan etti. Türkiye’de ise 2009’da yürürlüğe konulan BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin düzenlediği haklar tam olarak uygulanamamamaktadır. Türkiye’de engellilerin bakım, istihdam, ayrımcılık ve şiddet sorunları yakıcı gerçekliğini korumaktadır.

Birleşmiş Milletler, Dünya genelinde engellilerin tüm sorunlarına dikkat çekmek üzere 1992 yılında 3 Aralık tarihini Dünya Engelliler Günü olarak ilan etmişti. Peki bu günün Türkiye’deki izdüşümü nedir? Türkiye’de engellilerin durumu nedir?

En başında, ülkemizde 28 Ekim 2009 tarihinde hiçbir çekince koymadan yürürlüğe konulan Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmenin düzenlediği haklar, sözleşmenin gerektirdiği şekilde tam olarak uygulanmamaktadır. Türkiye, engelli bireyler için eşit yurttaşlık ve erişebilirlik hedefinin çok uzağında, engellilere yönelik ötekileştirme, ayrımcılık ve yaptırımsız şiddetin devam ettiği bir ülke olmaya devam ediyor.

Ne toplumsal hayatta, ne işgücünde, ne siyasette alan bulamadığımız, şiddet ve ayrımcılıkla mücadele ettiğimiz bir başka 3 Aralık günü için Türkiye Engelliler Konfederasyonu Başkanı Mustafa Özsaygı da 2 Aralık’ta bir açıklama yayımladı, yaşadığımız sorunları, olası çözüm önerilerini dile getirdi.

Ben de Özsaygı’nın açıklamasının ışığında bunları bir kez daha gündeme getirmek isterim.

Ülkemizde engellilerin yaşadıkları sorunların bazılarını bu şekilde sıralayabiliriz:

1) Sürekli ertelenen erişilebilirlik sorunu
2) Ötv Muafiyetli Otomobil alım sorunu
3) Tamamlanmayan istihdam kotaları
4) Engelli bakım hizmetleri
5) Eğitim ve sağlık hizmetleri
6) Yetersiz engelli aylıkları
7) Dil ve söylemde engellilere yönelik ayrımcılık

Kamu hizmetlerine ayrılan toplam bütçe ve kadrolar, 10 milyon engelli ve ailelerinin taleplerini ve temel ihtiyaçlarını karşılamamaktadır.

Engelli bireylerin kamudaki atamaları da oldukça yetersizdir. Kamuda ayrılmış olan pay yıllardır yüzde 2’nin altındadır.

Ülkemizde beş milyonu aşan kamu görevlisine rağmen, kamuda çalışan engelli sayısı yetmiş bin bandının altında kalmıştır.

Yıllardır yeteri........

© yetkinreport.com


Get it on Google Play