Pazar günü Ankara’da, Başkentte ne güzel bir fair-play örneği yaşanmıştı. Gerçek Gündem’deki haberden hatırlar okurlar; iki köklü ve asırlık İzmir takımının, TFF 1’deki Göztepe ve 3. Lig’deki Karşıyaka’nın Ankara’da maçları vardı. İki ezeli rakibin taraftarları Anıtkabir’de birlikte olmuşlar, Ata’ya bağlılıklarını birlikte göstermişlerdi.

Ertesi gün pazartesi akşamı ise yine Ankara’daki Ankaragücü-Rizespor Süper Lig maçının son düdüğü ile birlikte futbol sahalarında, statlarda asla görülmemesi gereken fiilleri gördük! Ankaragücü teknik direktörü Emre Belözoğlu orta hakem Umut Halil Meler’e parmak salladı! Ardından da Ankaragücü Başkanı Faruk Koca (AK Parti kurucusu ve önceki dönemlerde milletvekili) Orta yuvarlaktaki hakem triosuna doğru hızla giderek inanılmaz biçimde Meler’in gözüne hışımla yumrukla saldırdı. Yere düşen Meler başkanın yakın çevresindeki sivil kişilerce de tekmelendi. Kurtaranlar olmasa belki bir linç yaşanacaktı!

Meler, Türkiye’nin şu anda en üst seviyedeki FİFA kokartlı hakemi. Uluslararası planda ülkemizi başarıyla temsil ediyor. Avrupa kupalarında ve milli maçlarda düdük çalıyor.

Pazartesi akşamı oynanan lig maçı gergin geçmiş… İki kırmızı kart, biri ikinci yarı başlarında ev sahibi aleyhine çıkmış, uzatmada 90+5’te konuk ekibin beraberlik golü gelmiş ve maç 1-1 sona ermiş… Bu gerginliği emniyetin okuması ve hakem triosunu daha orta alanda korumaya alması gerekirdi. Yok… Özel Güvenlik, kenardan orta alana koşan güruhu durdurdu mu? Yok. Zafiyet ancak bu kadar olur!…

Emre Belözoğlu’nun da, Faruk Koca’nın ‘sabıkalı’ olduğu herkes biliyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş! Emre, Türkiye-İsviçre milli maçı sürecinde ‘boğaz kesme’ hareketi yaptı mı? Çok parmak salladı mı? Bunlar ayan beyan mı? O yüzden istifası ve özrünün hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bu kişinin futboldan men edilmesi gerekirdi çoktan. Başka işlerine hiç girmeyelim, içinden çıkamayız. Faruk Koca da dün olacakları daha açık nasıl etsin, kulüp resmi hesabından yakın zamandaki sosyal medya paylaşımı ile ilan etmiş:

“Bir daha hakemler Ankaragücü’nün hakkını yerse, bundan sonra olacakların sorumlusu ben değilim. Bir daha olursa nasıl bir tepki vereceğiz herkes görecek”!

Nitekim herkes gördü! Bütün dünya gördü, Türk futbolu rezil, kepaze oldu! (Gerçi, kepazelik diz boyu… Geleceğim oralara da…) Koca’nın bu ilk yumruklu saldırısı değil. Ankaragücü teknik direktörlüğü yaptığı dönemde Koca, Hikmet Karaman’a da yumrukla saldırmış. Karaman, o yumruğu dün akşam Meler’e yapılan saldırı sonrası şu sözlerle ifşa etti:

“Ankaragücü’nü çalıştırırken Faruk Koca bana da yumrukla saldırdı. O zamanlar sineye çektik, söylemedik, ama şimdi söyleyebilirim.”

Meler’in göz çevresinde çatlak oluşmuş ve mosmor ve şiş… Tedavisi sürüyor. Koca ise aman ne ‘numaralar’! Hastaneye gitmeler, ne yaptığımı bilmiyorumlar!.. Ne bir özür ne bir şey… Üstelik etrafındaki güruhla saldırıyı adeta meşru göstermeler!..

Bu yazıyı kaleme alırken Koca’ya ilişkin tutuklama kararı verildi ve cezaevini boyladı. Kamuoyu, 6622 ve TCK açısından kitle önünde ve canlı yayın da olduğu için en ağır şekilde cezalandırılmasını bekleyecek. Bu tipler bir daha hiçbir kulüpte görev alamamalı, statlara hiçbir şekilde sokulmamalıdır. TFF yetkili kurullarının da başkan ve tekme atan kimlerse en ağır şekilde cezalandırması şart ki herkese ders olsun. TFF, Belözoğlu’na da salladığı parmakların hesabını sormalıdır. Ölü taklidi yapmamalıdır. Zaten Ankaragücü camiasının da olağanüstü genel kurul toplayıp yumrukçu ve tekmecileri kulüpten ömür boyu ihraç etmesi gerekir. Ankaragücü’nün camia olarak bir de özür ve üzüntü açıklaması yapması beklenir. Yönetimin yapmadığı açıklama camiadan gelmelidir. Bu gelişmeler yaşanana kadar stada hiçbir şekilde Ankaragücü yönetimi alınmamalıdır. Ancak, futbol da cezalandırılmamalıdır. Buna özen gösterilmelidir. AK Parti, sanırım Koca’yı ihraç edecek, etmelidir.

Türk futbolundaki tek sorun hakemlere saldırı değil:.. Hakemlere saldırı çok yoğun. Meler’e yapılanı görünür kıldı. Yoksa alt liglerde, Süper Amatör, BAL’da vb. ne hakem saldırıları oluyor görmek isteyenler için…

Tuzlaspor’da neler oluyor, TFF üç maymunu oynuyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı da… Harekete geçmesi gereken adli makamlar iş ayyuka çıkınca ancak geçiyor. Olup bitenleri kamuoyuna açıklayan gazeteci tehditler alıyor en ağır şekilde. (Tuzlaspor’da bir şey daha dikkatimi çekti; teknik direktör Bekir İrtegün, FETÖ’den ceza aldı fakat hükmün açıklanması ertelendi. Bu tiplerin futbolun hala içinde olmasına “ne münasebet?” diyorum. Memlekette boşta olan onca kıymetli ve şaibesiz hoca varken ne münasebet?)

İddia müessesesi ile yasa dışı bahis mercek altına alınmazsa futbolda şaibe uzar gider. Sonra bu işin önünü alamazsınız. İşin cılkı çıkar. TFF ve Gençlik Spor Bakanlığı, muhalefet partileri bu işin peşine acilen düşmeli.

Güzel oyun futbolun temiz şekilde devamı için spor basınına da, kulüplerin sosyal medya hesaplarını yönetenlerin de, kulüp başkanı ve sözcülerine de çok iş düşüyor. Ağızlarından çıkanı kulakları duymalı, klavyeyi çok dikkatli ve özenli kullanmalılar. Tahrik edici yayınlardan kaçınmalılar. Sporun ve özellikle futbolun temizlenerek, arınarak devamı için herkese iş ve sorumluluk düşüyor. Bu işi yönetenler de, kulüpler ve camialar da, spor basını da, sporseverler ve futbolseverler de dikkatli ve sorumlu olmalı.

Göztepe geçen hafta ortası kupa maçında ne güzel bir iş yaptı; Göztepe YK Üyesi Sepil, İzmir Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi ile güzel bir işbirliği yaptı ve 2 bin civarında öğrenci konuk olarak maçı izledi. Yaşları 10-14 arasındaki o çocuklar söyler misiniz Tanrı aşkına dün akşam televizyonda Meler’in yumruklu tekmeli saldırıya uğradığını gördükten sonra tribünden soğumaz mı? Sepil’lerin yaptıklarının boşa gitmemesi gerekiyor. “Göztepe” demişken bir iki noktaya değineyim; Ankara’daki son Gençlerbirliği maçında maç 0-0 giderken hakem hatalı bir kararla penaltı verdi. VAR da hatayı devam ettirdi. Hatta ikinci sarıdan atılan oyuncu direk kırmızı ile atılmalıydı, bu da hata. Bunlar olabiliyor. Ancak Göztepe yönetiminden hakeme hiçbir tepki gelmedi. Aksiyonları iyi araştırıp ilgili kurullara götürmek en doğrusu. Hataların bana göre yüzde doksanı insan hatası ve bu her alanda olabiliyor. Bu hataların en aza inmesi için sıklıkla hakem seminerleri şart. Yüzde 10’u ise etki altında kalmaktan oluyor hataların. Hakemler sonuçta mesleğini devam ettirmek için kimi güçlerin etki alanında. Klasman atlamak, maç almak vb. gibi kaygıları var. O yüzden hakemler üzerinde siyasi otoritenin de TFF’nin de etkisinin sıfırlanması şart. Bir örnek daha vereyim iyi izledim Göztepe’den; Göztepe deplasmanda Erzurumspor ile oynadı ama VAR’da Kocaeli bölgesinden birisi vardı. Kocaelispor ve Göztepe klasman rakibi iken böyle bir görevlendirme yanlış. Daha önce de yazdığım gibi, saha hakemleri ile VAR hakemlerinin de ayrı olması gerekiyor. Yeni emekli olmuş hakemler VAR’a alınabilir. Hatta isteyen milli futbolcular da bir eğitimden geçirilip VAR hakemi yapılabilir. Eski futbolculara önce TFF 1’de görev verilebilir, sonra ileride Süper Lig’de görev verilebilir.

Türk futbolunda kanayan bir yara da teknik direktörlük… Bu işin de suyu çıktı. Düne kadar Süper Lig’de 15 takım teknik direktör değiştirmişti. (Belözoğlu da bunlardan biriydi, Başakşehir’den Ankaragücü’ne almıştı abileri!) GS, FB, Rizespor ve Antalyaspor kaldı teknik direktör değiştirmeyen ve bu kadar değişiklik ligin henüz ilk yarısı oynanırken 14 haftada yaşandı! Bu arada, bir teknik direktör sezonda ancak iki kulüpte görev alabiliyor ama kulüp dilediği kadar hocayla çalışabiliyor sezon içinde! Çok çarpık bir tablo… Madem öyle, kulüpler de sezon içinde en fazla iki hocayla çalışabilsin. Yakından takip ettiğim İzmir’de de durum farklı değil. TFF 1’deki Göztepe sezona ikinci hoca ile devam ediyor, Altay ise geçen hafta dördüncü hocayla sözleşme imzaladı! 2.Lig’deki Menemenspor ve Bucaspor 1928 de sezona ikinci hocayla devam ediyor. 3. Lig’de mücadele eden KSK da hoca değiştirdi. Bu tablo ligleri değersizleştiriyor. Düşünün; BJK gibi bir takım daha ilk yarıda üçüncü hocayla devam ediyor.

Sabahleyin hakemlerin hastane önündeki açıklamalarını dinledim; Arda Kardeşler, Mete Kalkavan kısa ve öz konuştu. Zaten maçlara çıkmayacaklarını dün açıklamışlardı. TFF de bütün liglerde maçların süresiz ertelendiğini duyurdu. Yukarıda da dediğim gibi futbol cezalandırılmamalı, futbolun içindeki çirkinlikler cezalandırılmalı. Bu yaz başında Avrupa Şampiyonası var: Türkiye de finalde ve ligimizde oynayan çok sayıda yabancı futbolcu da muhtemelen finallerde milli takımında forma giyecek. O yüzden ligin belli bir tarihte bitmesi gerekiyor. Böylelikle hakemlerin maça çıkmama protestosuna yürekten katılmakta ve onları desteklemekle birlikte protestonun “bir hafta maça çıkmama” ve akabinde örneğin bu sezon boyunca sadece siyah kıyafet ile maça çıkma, maçlara geç çıkma vb. şeklinde devam etmesini öneriyorum. Bu öneriyle birlikte futbolun ayrılmaz ve çok önemli parçası olan hakem camiasına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bundan böyle onlara dönük eleştirilerin insaflı ve yapıcı olmasını, dilinin uygarca olmasını diliyorum. Kendisi de eski futbolcu olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu gelişmelere artık bir neşter vurmasını bekliyorum. Son cümle şu olsun; o yumruk ve tekmeler Türk futboluna atılan yumruk ve tekmelerdir. Herkesin o yumruk ve tekmeleri böyle okuması kaçınılmaz, aksi takdirde bu rezalet bitmez.

QOSHE - MUZAFFER AYHAN KARA YAZDI- BATSIN BÖYLE FUTBOL, BÖYLE LİG! - Muzaffer Ayhan Kara
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

MUZAFFER AYHAN KARA YAZDI- BATSIN BÖYLE FUTBOL, BÖYLE LİG!

7 0
13.12.2023

Pazar günü Ankara’da, Başkentte ne güzel bir fair-play örneği yaşanmıştı. Gerçek Gündem’deki haberden hatırlar okurlar; iki köklü ve asırlık İzmir takımının, TFF 1’deki Göztepe ve 3. Lig’deki Karşıyaka’nın Ankara’da maçları vardı. İki ezeli rakibin taraftarları Anıtkabir’de birlikte olmuşlar, Ata’ya bağlılıklarını birlikte göstermişlerdi.

Ertesi gün pazartesi akşamı ise yine Ankara’daki Ankaragücü-Rizespor Süper Lig maçının son düdüğü ile birlikte futbol sahalarında, statlarda asla görülmemesi gereken fiilleri gördük! Ankaragücü teknik direktörü Emre Belözoğlu orta hakem Umut Halil Meler’e parmak salladı! Ardından da Ankaragücü Başkanı Faruk Koca (AK Parti kurucusu ve önceki dönemlerde milletvekili) Orta yuvarlaktaki hakem triosuna doğru hızla giderek inanılmaz biçimde Meler’in gözüne hışımla yumrukla saldırdı. Yere düşen Meler başkanın yakın çevresindeki sivil kişilerce de tekmelendi. Kurtaranlar olmasa belki bir linç yaşanacaktı!

Meler, Türkiye’nin şu anda en üst seviyedeki FİFA kokartlı hakemi. Uluslararası planda ülkemizi başarıyla temsil ediyor. Avrupa kupalarında ve milli maçlarda düdük çalıyor.

Pazartesi akşamı oynanan lig maçı gergin geçmiş… İki kırmızı kart, biri ikinci yarı başlarında ev sahibi aleyhine çıkmış, uzatmada 90 5’te konuk ekibin beraberlik golü gelmiş ve maç 1-1 sona ermiş… Bu gerginliği emniyetin okuması ve hakem triosunu daha orta alanda korumaya alması gerekirdi. Yok… Özel Güvenlik, kenardan orta alana koşan güruhu durdurdu mu? Yok. Zafiyet ancak bu kadar olur!…

Emre Belözoğlu’nun da, Faruk Koca’nın ‘sabıkalı’ olduğu herkes biliyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş! Emre, Türkiye-İsviçre milli maçı sürecinde ‘boğaz kesme’ hareketi yaptı mı? Çok parmak salladı mı? Bunlar ayan beyan mı? O yüzden istifası ve özrünün hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bu kişinin futboldan men edilmesi gerekirdi çoktan. Başka işlerine hiç girmeyelim, içinden çıkamayız. Faruk Koca da dün olacakları daha açık nasıl etsin, kulüp resmi hesabından yakın zamandaki sosyal medya paylaşımı ile ilan etmiş:

“Bir daha hakemler Ankaragücü’nün hakkını yerse, bundan sonra olacakların sorumlusu ben değilim. Bir daha olursa nasıl bir tepki vereceğiz herkes görecek”!

Nitekim herkes gördü! Bütün dünya gördü, Türk futbolu rezil, kepaze oldu! (Gerçi, kepazelik diz boyu… Geleceğim oralara da…) Koca’nın bu ilk yumruklu saldırısı değil. Ankaragücü teknik direktörlüğü yaptığı dönemde Koca, Hikmet Karaman’a da yumrukla saldırmış. Karaman, o yumruğu dün akşam Meler’e yapılan saldırı sonrası şu sözlerle ifşa etti:

“Ankaragücü’nü çalıştırırken Faruk Koca bana da yumrukla saldırdı. O zamanlar sineye çektik, söylemedik, ama şimdi söyleyebilirim.”

Meler’in göz çevresinde çatlak oluşmuş ve mosmor ve şiş… Tedavisi sürüyor. Koca ise aman ne ‘numaralar’! Hastaneye gitmeler, ne yaptığımı bilmiyorumlar!.. Ne bir özür ne bir şey… Üstelik etrafındaki güruhla saldırıyı adeta meşru göstermeler!..

Bu yazıyı kaleme alırken Koca’ya ilişkin tutuklama kararı verildi ve cezaevini boyladı. Kamuoyu, 6622 ve TCK açısından kitle önünde ve canlı yayın da olduğu için........

© Yurtseverlik


Get it on Google Play